Bu araç sahipleri yaşadı: TÜVTÜRK muayenesinde muafiyet kararı Bu araç sahipleri yaşadı: TÜVTÜRK muayenesinde muafiyet kararı

1982 yılında elektrik sektöründe faaliyetlerine başlayan ve bugün üretimden bilişime farklı sektörlerde iştirakleri bulunan Eskişehir merkezli Kıraç Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Kıraç, şirketinin kuruluş hikayesini Eskişehir Sanayi Odası’nın “Eskişehir’e Değer Katanlar” adıyla hazırladığı söyleşi kitabında paylaştı. 
46 ülkede, 5 farklı sektörde 19 şirket ile faaliyet gösteren Kıraç Group kurucusu Fevzi Kıraç, 1953 yılında Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde dünyaya geldi. 


1975 yılında İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (Yıldız Üniversitesi) Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu.  
1979 yılına kadar ESAŞ Trafo’da (ABB Trafo) kontrol mühendisliği ve elektrik bakım şefliği yaptı. 1982 yılına kadar Timpako A.Ş.’de, Toprak Seniteri Bozüyük tesislerinde elektrik tesisat işlerini yürüttü.  1982 yılında Bozüyük’te Emet Elektik firmasını kurarak elektrik malzemesi ticaret ve taahhüt işlerine başladı. 1986 yılında Kıraç Elektrik ismiyle faaliyetlerine devam etti. 1998 yılında Eskişehir OSB’ye taşınan şirket, halen Eskişehir’de faaliyetlerine devam ediyor.   Fevzi Kıraç, Eskişehir ile birlikte Ankara ve Bursa’da enerji ve otomasyon tesislerine sahip Kıraç Gruop’u oğulları Emre ve Can Kıraç ile birlikte yönetiyor. 

4 YAŞINDA ÇOBANDI 

İş hayatına 4 yaşında çoban olarak başladığını anlatan Fevzi Kıraç; “11 yaşıma kadar hem çobanlık yaptım, hem de okudum. 11 yaşımdan sonra öküzlerle çiftçilik yapmaya başladım. Bu durum liseyi bitirene kadar devam etti. 1969 yılında üniversiteye başladım. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde bir yıl eğitim gördüm. Ancak esas amacım mühendis olmaktı. İkinci yıl imtihanlara girerek Yıldız Üniversitesi Elektrik Mühendisliğini kazandım. 1975 yılında mezun oldum. 1979 yılında askere gittim, 1980 yılında evlendim. 1982 yılında Bozüyük’te ilk firmamızı kurduk. 1982’den günümüzde yaklaşık 20 tane firma kurduk. İki tane seramik fabrikası kurdum, sonra bunları devrettim. Uluslararası kereste ticareti ve demir ticareti yaptım. Elektrik işi her zaman devam etti.  2005 yılında İstanbul’da inşaat firması kurdum, çok sayıda konut yaptım. Sürekli değişik şirketler kurarak, hepsinden para batırarak bu zamana getirdim. Elektrik şirketinden kazandım, diğerlerinden batırdım. Hala 8 tane firmamız var” diye konuştu.  

“ÇOK PARA BATIRDIM” 

Fakir bir ailesi olduğu, eti ancak Kurban Bayramlarında gördüğünü söyleyen Kıraç, “Hayatım boyunca ‘hiç yoruldum’ demedim. Hala da demiyorum. 71 yaşındayım. Önüme çıkan engelleri zorluk olarak görmedim. Çalıştım, uğraştım ve kazandım. Her zaman harcayacağımdan fazla kazandım. Meraklı biriyim. Farklı farklı alanlarda yatırımlar yaptım, firmalar kurdum. Çok para batırdım. Ancak şuanda Almanya’da, Kazakistan’da, Polonya’da ve Arnavutluk’ta firmalarımız var” ifadelerini kullandı. 
İş hayatındaki başarını çok çalışmaya ve tasarruflu olmasından kaynaklı olduğu söyleyen Fevzi Kıraç, “Hayatımda hiçbir zaman ‘yatım olsun’ ya da ‘helikopterim, uçağım’ olsun demedim. Tek bir hatam oldu, merak ettiğim her şeye yatırım yaptım” dedi.  

“ÇOCUK GİBİDİR, BÜYÜTMEN LAZIM”

Üretici olmanın her zaman zor ama zevkli olduğunu vurgulayan Kıraç, “Sanayicilik öyle bir şeydir ki işin içine girdin mi çıkamazsın. Bir çocuk gibidir, büyütmen lazım. Değiştirmen, yenilemen, teknolojiye uyman gerekiyor. Zordur ama zevklidir. Ben hiçbir zaman “niye yaptık” demedim. Bizim gibi olup da işi bırakan arkadaşlarımın bir kısmı ölmeye başladılar. Evde otura otura yaşam enerjileri tükeniyor, ölüyorlar” diye konuştu. 

TEK ARZUSU HUZUR EVİ YAPTIRMAK

65 yaşına kadar her gün sabah 08.00’de iş başı yaparak gece 00.00’lara kadar çalıştığını anlatan Fevzi Kıraç, ayrıca bir sürü öğrenciye burs vererek eğitimlerine katkı sunduğunu ifade etti.  Tek arzusunun bir huzur evi yaptırmak olduğunu söyleyen Kıraç, “Yapabilirsem Eskişehir’e de bir okul yapmak isterim” dedi. 


GENÇLERE TAVSİYELER  

42 yıldır sanayicilik yapan Fevzi Kıraç, iş hayatına atılacak gençlere şu tavsiyelerde bulundu: “Birincisi sermaye gerekiyor. Onun için de ya bir buluş yapacaklar, onu geliştirecekler. Yaptıkları işin üzerine gidecekler. Üretecekler ve çalışacaklar. Ürün olabilir, bilgi olabilir, gıda maddesi olabilir... Mühendis olmama rağmen iki sene teknisyenlik yaptım. Daha fazla maaş veriyorlardı, yahu  ‘ben mühendisim’ demedim. İş beğenmemezlik etmeyecekler. Utanmayacaklar. İnsan çalışmaktan utanmaz. Üretecekler tek çare bu. Ya da gezecekler dünyayı görecekler.”

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi