Cam ambalaj sektöründe uzmanlaşan Ece Ambalaj ve Baskı Sanayi ve Ticaret A.Ş., hem üretim kapasitesi hem de özel dekorlama alanındaki yenilikçi yaklaşımıyla bu hikâyelerin arasında özel bir yere sahip.

Şirketin kurucusu Asım Özdemir, işçilikle başlayan yolculuğunu büyük bir mücadele, aile dayanışması ve kararlılıkla sanayiciliğe dönüştürmüş bir isim. İstanbul’dan Eskişehir’e taşınan şirketiyle bugün 150’ye yakın çalışanı istihdam eden Özdemir, sektöre kattığı değer ve işine duyduğu sevgiyle öne çıkıyor.
Eskişehir Sanayi Odası'nın Cumhuriyetimizin 100. yılında Eskişehir'e Değer Katanlar Söyleşileri kapsamında gerçekleştirilen Asım Özdemir söyleşisinde yaşam hikâyesini, cam ambalaj sektöründeki uzmanlaşma sürecini, Eskişehir sanayisine bakışını ve genç kuşaklara yönelik tavsiyelerini okuyabilirsiniz.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Ben Asım Özdemir. Kars’ta doğdum. 1955 doğumluyum. İşçi bir babanın yedi çocuğundan bir tanesiyim. 14 yaşlarında Kars’tan İstanbul’a gittim ve bir daha da dönmedim. 43 yıl sonra geçtiğimiz yıl 2022’nin onuncu ayında Kars’ı ziyaret ettim. Yaklaşık 45 yıldır İstanbul’da yaşıyoruz. Ancak 2015’in sonu, Aralık’ın 21’inde İstanbul’dan Eskişehir organizeye fabrikamızı taşıdık. Hem bölge açısından hem müşterilerimiz açısından hem de üreticilere daha yakın olmak maksadıyla buraya taşındık.
Hangi sektörde faaliyet gösterdiniz?
Bizim faaliyet gösterdiğimiz sektör cam ambalaj ve onun baskı, dekorlanması ve daha doğrusu onun giydirilmesi diyelim. Ona bir katma değer katılması. Boyama, inorganik boyama, buzlama, şişenin üzerinde görmüş olduğunuz her türlü baskı ve dekor yapmış olduğumuz işin ürünüdür. Ben kendim İstanbul Anadolu Cam’da 25 yıl işçi olarak çalıştım, işçilikten emekli oldum. Dolayısıyla bu süreçte hem bu iş kolunu öğrendik hem kendimizi meslek sahibi yaptık.
ÜRETMEK AYRI, TİCARET AYRI UZMANLIK
İş hayatınız nasıl başladı? Kaç yaşında, il/ilçe olarak nerede, hangi sanayi sitesinde, kimin yanında…
1998 yılında ambalaj ve paketleme işleriyle başladık. Ece ambalajdan önce Boz Ambalaj diye bir şirket kurduk, sonra bu ismi 2005’te “Ece Ambalaj ve Baskı” olarak değiştirdik.
İş yaşamı boyunca ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
İş yaşamımızda birçok zorluklarla karşı karşıya kaldık. Her şeyden önce ticareti çok fazla bilmiyorduk. Ticareti çok fazla bilmediğimiz için ilk kuruluşumuzu yaptık altı ay sonra iflas ettik. Bu kadar kısa sürede battık. İşçilikten geldiğimiz için o koşullarda doğru anlaşmalar, sözleşmeler yapmayı bilemedik. Üretmek ayrı bir uzmanlık, ticaret ayrı bir uzmanlık. Sanayicinin başarılı olabilmesi için hem üretimi hem de pazarlamayı iyi bilmesi gerek. Bizim bir kanadımız eksik olduğu için onun zararını yarın öbür gün gördük.
Bunları nasıl aştınız?
Kuruluşumuzdan 2005 yılına kadar bir sıkıntılı dönemimiz oldu. Ama aile olarak bu işin ilerlemesi ve gelişmesi konusunda çok büyük bir çaba sarf ettik. Geldiğimiz noktada da çok şükür emeklerimizin karşılığında en azından var olan faaliyet gösteren bir iş yerine sahip olduk. Bir emek ve çabayla, gayretle aştığımız bir dönem yaşadık.
DEĞER ORTAYA KOYDUĞUMUZ İÇİN MUTLUYUZ
Başarınızda en önemli faktör neydi?
Yaptığımız işe gerçekten inanmak ve güvenmek. Bu işi yapabiliriz azmi. Ailenin de buna sahip çıkması çok önemli. Biz aile olarak gerçekten ciddi manada bir emek sarf ettik. Bugün geldiğimiz noktada ailemiz de biz de ortaya bir değer çıkardığımızdan ötürü de mutluyuz.
Eskişehir sanayisi nereden nereye geldi?
Eskişehir’e geldiğimiz yıl olan 2015’ten bu tarafa Eskişehir’in ve Eskişehir sanayisinin ciddi manada büyüdüğünü, geliştiğini izlediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Bu gelişmede OSB yönetiminin sanayicisine ve yatırımcısına destek ve yaklaşımının önemli bir motivasyon olduğunu düşünebiliriz.
Sanayicilik eskiden mi kolaydı, şimdi mi kolay? Yoksa hep mi zor?
Sanayinin içinde 24. yılımız bitti. Biz İstanbul ve Kocaeli sanayi ve ticaret odalarıyla da çalıştık. Böyle üçünü de görme fırsatı bulduğumuz zaman gerek kurumsal olarak gerekse başkan ve yöneticilerdeki arkadaşlarımız olsun, böyle bir yakınlığı biz odalarda göremedik. Biz Eskişehir’e bir yabancı olarak dışarıdan geldik. Burasını tanımıyorduk. Ama Eskişehir Sanayi Odası bize bu konuda yardımcı oldu, önümüzü açtı, işlerimizi kolaylaştırdı. Biz Eskişehir’de çok başarılı olduk. Yani denemez ki sanayicilikte tek başınıza bir yerlere gelebilmek zor. Ama arkanızda bilgili, donanımlı ve sizin önünüzü işinin elinden tutan bir oda yönetimi olursa başarıya giden yolda yürümek daha kolay ve zevkli oluyor. Eski–yeni ayrımı yapmadan şunu söyleyebilirim; sanayiciliği Eskişehir’de yapmak daha kolay.
24 YIL DİSK ÜYELİĞİ YAPTIM
Aktif iş yaşamı sonrası nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Ben eski bir sendikacıyım. Yani işçilik yaptığım dönemde yaklaşık 24 yıl DİSK’e bağlı Hürcam İş Sendikası’nın her kademesinde bulundum. 80’li yıllar, 12 Eylül dönemini de yaşadım. Bu açıdan bir sakınca yok, 12 Eylül mağdurlarından birisiyim, bunun cezasını çektik ve ödedik. Onun dışında sosyal ve sivil toplum kuruluşlarıyla zaman geçirdim. Sendikalarda faydalı olmaya çalıştım. İşçi tüketim kooperatifinden tutun, yapı kooperatifine kadar geçmişte ciddi bir faaliyet gösterdik. Bu yaklaşık 90’lara kadar devam etti. Daha sonra kendi işletmemizi kurunca zamanımızın çoğunu işlerimize ayırmaya başladık. Sosyal demokrat birisiyim. Aktif siyaset içerisinde de yer aldım; ilçe yönetiminden, kurultay delegeliğine kadar birçok görevde bulundum. Çocuklarım evlenip torunlar olunca şimdi torunlara daha fazla zaman ayırmaya çalışıyorum. Kitap okumak gibi şeylerle zamanımı değerlendiriyorum. Günlerim daha çok işe gelip gençlere destek olmak, danışman gibi bilgi birikimimi ve deneyimlerimi paylaşmakla geçiyor.
İşleri yeni nesle devretmek zor oldu mu?
Ben işlerimi yeni nesle devretmekten gerçekten haz aldım. Ama gençlerimiz tabii ki biraz zor yetişiyor. Bizim gibi değiller. Şimdi onlara bu iş yerini tamamen teslim etmemiz haziran ayı itibariyle olacak. Yeni nesil daha zeki, akıllı, daha eğitimli. Onların çağın zorluluğu yeni teknolojik gelişmelere daha rahat ayak uydurabileceklerine inanıyorum. Dolayısıyla bu yarışta bayrağı onlar çok daha iyi taşıyacak.
İŞE GERÇEKTEN ZAMAN AYIRMAK GEREKİYOR
Genç sanayicilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Sanayi kuruluşlarında veya iş ortamında bulunacak olan gençlere benim tek tavsiyem; yaptıkları işi sevmeleri. Mutlaka severek o işi yapmaları. Biz, camın üzerine baskı-dekor yapıyoruz. Bizim bir sloganımız var; “Hayatı sevgiyle cama işleriz.” Hayatı, yaptıkları işe sevgiyle işlemelerini tavsiye ederim. İşlerine sahip çıkmaları ve işlerini severek yapmaları durumunda evrak alarak yaşayabilirler hayatlarını. Zamanlarını gerçekten o işe ayırmaları gerek, eğer ayırmıyorlarsa o işte başarılı olmaları şansı yoktur.
Yapmak isteyip yapamadığınız bir şey var mı? Bir hayaliniz var mı?
Ben Asım Özdemir olarak hayal edip de yarım bıraktığım hiçbir şey yok. Elbette ki hiçbir şeyin sonu da yok. Şimdiki hayalimizi bundan sonra torunlarla çok güzel bir zaman geçirmek istiyorum. Onlara daha çok zaman ayırmak istiyorum.
Tekrardan dünyaya gelseniz yine sanayici olur muydunuz?
Sanayici olmak biraz da… Şu kafayla sanayici olmak daha iyi daha güzel, daha böyle bir doğru işlerin yapılabilmesi açısından tecrübe bilgisi, birikimi belli yaştan sonra oluyor. O kafayla sanayici olmak isterim. Ama köyden çıktığım halimle dersen böyle olurum daha fazla olamam.
ESKİŞEHİR TÜM İLLERDEN FARKLI
İş yaşamınız boyunca edindiğiniz en önemli tecrübe nedir? Bu tecrübeyi bizimle paylaşır mısınız?
İşlerin en güzel biçimde yapılabilmesini, işletme içerisinde daha çok bulunarak öğrendik diyebilirim.
Sizce diğer şehirlerle Eskişehir sanayisi arasında nasıl bir fark var?
Yani biraz önce söylediğim gibi yeniden tekrarlayacağım; İstanbul, Kocaeli ve Eskişehir sanayi odalarını düşündüğüm zaman, Eskişehir’de olan o illerimizde maalesef eksik.
Eskişehir sanayisi sizce nasıl daha çok gelişir?
Sadece Eskişehir Sanayi Odası’nın dışında da diğerlerini de katmak lazım. Organize sanayinin faaliyetleri belki iyidir ama gelişmesine yönelik eksiklikleri vardır. Sanayi odasının sadece çabasıyla… Güzel de bulunula birlikte değerlendirirsek bu ayağı eksik. Bize böyle bir zaman ayırıp küçücük olsa geçmişimizle ilgili şirketimizle ilgili böyle bir proje düşünülmesi çok sevindirici. Başladığımız günden bugünlere geldik. Yaklaşık 150’ye yakın çalışan arkadaşlarımızla birlikte, emekçilerle birlikte bu işi birlikte yapıyoruz. Bizim bulunduğumuz ekip gerçekten ciddi manada emek verilerek oluşturulan bir ekip. Kalitemizle ilgili de müşterilerimizin bizi kalite noktasında bize ilettikleri bizi mutlu ediyor.





