Avrupa Akut Kalp ve Damar Hastalıkları Birliği Kongresi 24-26 Mart tarihlerinde Fransa’nın Marsilya şehrinde yapıldı. Yaklaşık bin hekim katıldığı toplantıya birliğin yönetim kurulu üyesi de olan ESOGÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Bülent Görenek davetli konuşmacı ve oturum başkanı olarak iştirak etti.

Prof. Görene kalp çarpıntılarının sadece ölüme değil inmeye de neden olabileceğini anlatıp, inmeyi önlemek için neler yapılabileceği konusundaki tecrübelerini Avrupalı meslektaşları ile şu sözlerle paylaştı:

"Özellikle “atriyal fibrilasyon” denilen çarpıntıda inme yani felç riski yüksektir. Bir kişide atriyal fibrilasyon gelişme riski yaş, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve altta yatan kalp hastalığı gibi risk faktörleriyle birlikte artar. Bu çarpıntının en korkulan ve sık görülen komplikasyonu inmedir. Tüm inmelerin % 20-30’undan bu hastalık sorumludur. Atriyal fibrilasyon kalbin üst iki odasını yani kulakçıkları etkiler. Kulakçıklar vücuttan gelen kanın kalpteki “toplanma” odalarıdır. Düzenli elektrik sinyalleri kanı buradan “pompalama” odalarına yani karıncıklara verimli bir şekilde itmeye yardımcı olur. Kan karıncıklardan tüm vücuda pompalanır. Atriyal fibrilasyonda kulakçıklardaki elektrik sinyalleri hızlı ve düzensizdir. Kan yeterince ve verimli olarak pompalama odalarına yani karıncıklara aktarılamaz. Kalp içinde akım yavaşlayacağı için kulakçıklarda kan pıhtıları oluşur. Bu pıhtılarında beyne gitmesi ile inme meydana gelir. Hekim olarak tüm çabalarımız bu hastalarda inme riskini ve hastalığa bağlı şikayetleri azalmaya yönelik. Bugün “ablasyon” dediğimiz işlemle atriyal fibrilasyonlu hastaların bir kısmında çarpıntı odaklarını dondurabiliyor ya da yakabiliyoruz. Bazı hastalarda ise ritmi ya da kalp hızını kontrol edici ilaçlar kullanıyoruz. İnmeyi azaltamaya yönelik kan sulandırıcılardan da yararlanıyoruz."