İsviçre merkezli Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), küresel piyasaların yakından takip ettiği sarı metaldeki fiyatlamalara dair kapsamlı bir rapor yayımladı. Hazırlanan raporda, son zamanlarda altın fiyatlarında gözlemlenen yukarı yönlü sert ivmenin temel nedenleri mercek altına alınıyor. Kurum yetkilileri, piyasadaki hareketliliğin arkasında büyük kurumsal fonlardan ziyade bireysel yatırımcıların bulunduğunu açıkladı. Geleneksel olarak kriz dönemlerinin sığınağı kabul edilen emtia, rapora göre güvenli liman rolünden giderek daha spekülatif bir araca dönüşüyor. Finans dünyasının çatı kuruluşu olarak bilinen BIS, mevcut tablonun geçmişteki piyasa dinamiklerinden ayrıştığına işaret ediyor.
Basel'den Gelen Kritik Değerlendirmeler
Küresel ekonominin nabzını tutan BIS Para ve Ekonomi Bölümü Başkanı Hyun Song Shin, Basel’de yaptığı değerlendirmede altının diğer riskli varlıklarla birlikte yükseliyor olmasına dikkat çekti. Başkan Shin, söz konusu hareketliliğin klasik yatırım algısını değiştirdiğini ve yeni bir döneme girildiğini belirtiyor. Emtianın artık sadece güvenli bir liman olarak görülmediği, aynı zamanda yüksek riskli kazanç kapısı olarak algılandığı ifade ediliyor. Shin, oluşan yeni durumu şu sözlerle özetledi: “Altın son dönemde daha belirgin biçimde spekülatif bir varlığa dönüştü,”. Deneyimli yönetici, bahsedilen kopuşun klasik piyasa kalıplarıyla pek bağdaşmadığını vurguladı. Analistler de Shin'in görüşlerine paralel olarak piyasadaki irrasyonel fiyatlamaları tartışmaya açtı. Uzmanlara göre riskli varlıklarla güvenli limanların aynı anda yükselmesi, finansal teorilerde sık rastlanmayan bir durum olarak tanımlanıyor. Yapılan tespitler, yatırımcıların kararlarını verirken daha dikkatli olmaları gerektiğini ortaya koyuyor. Piyasaların geneli, Shin'in açıklamalarını yaklaşan bir türbülansın sinyali olarak yorumluyor.
Bireysel Yatırımcının Piyasa Üzerindeki Etkisi
Kurumun analizine göre eylül başından bu yana altın yaklaşık yüzde 20 prim yaptı. Ortaya çıkan getiri oranı, tasarruf sahiplerinin ilgisini cezbetmeye devam ederken rakamlar dikkat çekici seviyelere ulaştı. Portföy hareketlerinde görülen tablo ilginç veriler sunarak piyasanın derinliğini gözler önüne seriyor. Gerçekleşen rallinin önemli bir kısmı, medyada artan görünürlüğü fırsata çevirmeye çalışan ve fiyat hareketinin peşine takılan bireysel yatırımcılardan geliyor. Küçük yatırımcıların sürü psikolojisiyle hareket etmesi volatiliteyi artırarak fiyatları yukarı çekiyor. Profesyonel fon yöneticileri ise bahsi geçen süreçte daha temkinli bir duruş sergilemeyi tercih ediyor. Piyasada oluşan köpüğün kaynağı olarak perakende işlemler gösterilirken, kurumsal alımların daha sınırlı kaldığı görülüyor. Finansal okuryazarlığı düşük kitlelerin fiyat hareketlerine kapılması, ani düşüşlerde büyük kayıplar yaşanması riskini doğuruyor. Sosyal medyanın ve haber akışının etkisiyle alınan pozisyonlar, piyasa dengelerini sarsmaya devam ediyor. Uzmanlar, bireysel ilginin fiyatları temel değerlerden uzaklaştırdığı konusunda hemfikir.

Faiz Beklentileri ve Küresel Ticaret Savaşları
Yayımlanan rapor, dünya genelinde yükselen faiz indirimi beklentilerinin yatırımcı davranışlarını ciddi biçimde etkilediğine dikkat çekiyor. Merkez bankalarının atacağı parasal genişleme adımları piyasaların yönünü belirleyen ana faktör konumunda. Bahsi geçen beklenti, risk iştahını artırırken ekonomik yavaşlama korkularını da bir miktar baskılamış durumda. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın Nisan ayında duyurduğu tarifeler sonrası sert darbe alan borsalar yeniden toparlandı. Ticaret politikalarındaki belirsizlikler, yerini yeniden büyüme odaklı bir iyimserliğe bırakmış görünüyor. Teknoloji hisseleri, özellikle de yapay zeka odaklı şirketler, rallinin lokomotifine dönüşmüş hâlde. Ancak o güçlü seyre rağmen, yüksek değerlemelerin yarattığı tedirginlik de bir köşede duruyor. Teknoloji sektöründeki hızlı yükselişin sürdürülebilirliği sorgulanırken, yatırımcılar temkinli iyimserliğini koruyor. Jeopolitik gerilimler ve ticaret savaşları gölgesinde şekillenen piyasa, faiz kararlarına odaklanmış vaziyette.
Yarım Asırdır Görülmeyen Eş Zamanlı Hareket
BIS’in en çarpıcı tespiti ise altın ve hisse senetlerinin aynı anda “patlayıcı faza” girmiş olması. Tarihsel verilere bakıldığında genelde ters korelasyon gösteren söz konusu iki enstrüman şu an aynı yöne gidiyor. Kuruma göre son birkaç çeyrek, bu iki varlık sınıfının eş zamanlı biçimde böyle bir bölgeye geçtiği son 50 yılın tek dönemi olarak kayda geçti. Analistler mevcut durumu sürdürülemez bir anomali olarak nitelendiriyor. BIS, bu tür patlayıcı evrelerin ardından balonların genellikle “ani ve sert” düzeltmelerle sönme eğiliminde olduğunu hatırlattı. Piyasaların geçmişinde benzer senaryoların acı tecrübeleri bulunuyor ve yatırımcılar uyarılıyor. Raporda 1980’deki altın çöküşü örneği masaya kondu; ancak her balonun aynı hızla patlamadığını, bazen sürecin uzun bir zamana yayıldığını da ekledi. Tarih tekerrür etmese bile finansal döngülerin benzer sonuçlar doğurabileceği gerçeği, raporun sonuç bölümünde vurgulanıyor. Yatırımcıların olası bir düzeltmeye karşı portföylerini çeşitlendirmeleri gerektiği belirtiliyor.
Not: Burada yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.



