Atılay, “Gittiğimiz her yerde kapıda karşıladılar. Depremzede olduğumuzu öğrenince hemen kucak açıyorlar” dedi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde 11 ilde büyük yıkım yaşandı. Birçok ilde binalar yerle bir olurken, depremzede vatandaşlar da çeşitli illere giderek yeni hayatlarını kurma çabasına girdi. Pazarcık merkezli olarak gerçekleşen 7,7 büyüklüğündeki depremde Hatay’ın Antakya ilçesi Atatürk Caddesi’ndeki evi büyük hasar gören ve üzerine yıkılan duvarlardan dolayı 12 saat boyunca enkaz altında kalan 63 yaşındaki Nurten Atılay, Eskişehir’e gelerek özel bir otelde konaklamaya başladı. Depremin 3’üncü günü Antakya’dan ayrılarak oğlu ve gelini ile Eskişehir’e gelmek üzere yola çıkan Atılay, enkaz altındayken ve çıktıktan sonra yaşadıklarını anlattı. Enkaz altında kalanların kurtarılması ve depremzedelere yardım etmek amacıyla seferber olan halkın kendilerine olan yaklaşımını gözyaşları içinde anlatan Nurten Atılay, “Depremzede olduğumuzu öğrenince hemen kucak açıyorlar” dedi.

“Devletin bizi orada o şekilde bırakmayacağını biliyordum”
Büyük yıkımın yaşandığı Antakya’daki evinde duvarların üzerine yıkılması sonucu enkaz altında kaldığını ve kurtarılma ümidini hiç kaybetmediğini belirten Nurten Atılay, “Sabaha karşı bir deprem yaşadık. Çok şiddetli bir depremdi. Evimin duvarları üzerime yıkıldı, enkazın altında kaldım. Depremin olduğu zamanın ertesi günü itfaiye aracıyla kurtarıldım. Kurtarılacağıma inandım, çünkü devletin bizi orada o şekilde bırakmayacağını biliyordum. Antakya çok kötü yıkıldığı için yardımlar zor geldi. Antakya’da bizi kurtaracak insan da yoktu. Bütün her şey göçük altındaydı. Antakya’da yer yerinden oynamıştı. Türk milleti, Türk halkı yetişti” dedi.

“Kıyamet günü gibiydi, bir gün sonra Türk halkı yetişti”
Enkazdan çıktıktan sonra çevresinde gördüklerini anlatan Atılay, “Evimin her tarafı yıkılmıştı. Beni içerisinden çıkardılar. Deprem yaşandıktan sonraki ikinci gün gidecek hiçbir yerimiz yoktu. Her taraf perişan haldeydi. Pijamalarımızla çıktık, ayaklarımızda ayakkabı yoktu. Herkes bizim gibiydi. Enkaz altında cesetler vardı. Kıyamet günü gibiydi, bir gün sonra Türk halkı yetişti. Bütün gençler araçlarıyla geldi. Bizleri elleriyle kurtarmaya çalıştılar” diye konuştu.

“Depremzede olduğumuzu öğrenince hemen kucak açıyorlar”
Antakya’dan çıktıktan sonra Aksaray’da gittikleri bir alışveriş merkezinde kapıda karşılandıklarını, Eskişehir’de ise geldikleri otelde kendilerinden ücret alınmadığını ve el üstünde tutulduklarını söyleyen Nurten Atılay, gözyaşlarını tutamayarak, “Buraya gelmeden önce Aksaray’da bir alışveriş merkezine telefon açtık. Depremden çıktığımızı ve üstümüzde kıyafet olmadığını söyledik. Gelin dediler ve sürekli arayıp zarar görmeyelim diye yavaş gelmemizi söylediler. Alışveriş merkezine ulaştığımızda bütün çalışanlar kapıda bizi bekliyordu. Çay demlemişler, yiyecek almışlar, orada bize yardımcı oldular. Sonra Eskişehir’e geldik. Yolda şu an konakladığımız oteli aradık. Depremzede olduğumuzu söyledik ve gecelik ücretin ne kadar olduğunu sorduk. ‘Sizlerden kesinlikle ücret talep etmiyoruz’ dediler. Geldiğimizde buradaki bütün personeller bizleri kapıda bekliyordu, hepsi bizi kucakladı. Hepsi bize ağabey, kardeş ve evlat oldu. Burayı kendi evim gibi görüyorum. Enkazdan çıktım, dışarı çıkıp döndüğümde sanki buradaki insanları da bulamayacakmışım gibi geldiği için dışarı çıkamıyorum. Eskişehir halkı, bütün insanlar depremzede olduğumuzu öğrenince hemen kucak açıyorlar. Eskişehir halkına çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Türk milleti hakikaten yüce bir millet”
Depremden sonra ülke genelinde başlayan yardım seferberliğine bizzat şahit olan ve o duygu dolu anları anlatan Nurten Atılay, şu ifadeleri kullandı:
“Bizim başımıza geldi. İnşallah kimsenin başına gelmez. Yolda gelirken o kadar çok yardım tırının geldiğini gördük ki akıl hayal almaz. Türk milleti hakikaten yüce bir millet. Yolda gelirken gençler arabamızın camına vuruyorlar, bizlere meyve suyu veriyorlar. Benim çok yüce bir devletim var. Devletime de teşekkür ediyorum. Böyle bir ülke yok.”