Eskişehirli sürücülerin trafikte geçirdiği zaman her geçen gün artıyor. Tek merkezli kent yapısı en büyük sorunumuz. Bazı kamu binaları (Vergi Dairesi, Emniyet, Şehir Hastanesi) biraz kent dışına taşınsa da sorun tam olarak çözülmedi.
Cadde ve sokakların darlığı da trafiği artırıyor. Tramvayın hayatımıza dahil olmasıyla da bazı noktalarda lastik tekerlekli araçlar için trafik yükü arttı. Araçlar için alt-üst geçitler, bat-çık’lar yapılmaması yine sorunu artıran etkenlerden oldu.
Son yıllarda trafik polisleri de ‘görünmez’ oldu. Bu nedenle bazı caddelerde dörtleri yakıp yapılan kısa süreli parklar, zaten iki şeritten zar zor akan trafiği felç ediyor. Yine bazı caddelerdeki paralı park uygulaması da trafik çilesini artırıyor.
Tüm bunların üstüne yağışla hava eklendiği zaman kentimizde bir yerden bir yere araçla gitmek sabırları zorluyor. Böyle olunca ‘Yürüyerek gitsem daha hızlı giderdim’ diyenler oluyor.
Cuma, cumartesi akşamları ile yağışla havalarda trafik çekilmez hale geliyor. Bağlar, Espark AVM civarında otoparklarda dakikalarca ‘mahsur’ kalan sürücüler olmaya başladı.
Mustafa Kemal Atatürk Caddesi, Kızılcıklı, Yunusemre, İstasyon gibi caddelerde ve Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Bulvarı’nda araçlar milim milim ilerliyor. Korna seslerinden geçilmiyor… En ufak bir kazada ise trafik adeta kilitleniyor.
Eskişehir’in trafiği ‘sorun’ olmaya başladı. Hem vakit kaybı, hem yakıt kaybı, hem çevre kirliliği açısından meselenin bir an önce ele alınıp çözülmesi gerekiyor.