Eskişehir’de sosyal medya üzerinden yapılan hayvan sahiplendirme paylaşımları sonrası bir kadın hakkında ortaya atılan iddialar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bazı hayvanseverler, söz konusu kadının sahiplendiği kedilere zarar verdiğini ve kedilerin akıbetinin bilinmediğini öne sürerken, suçlamaların hedefindeki kişi iddiaları reddetti.

“Alay eder gibi ‘kedini yedim’ diyor”

İddiaları dile getiren A.M., yaşanan süreci şu ifadelerle anlattı:
“Kedimi sahiplendirmek için ilan açmıştım. Kedimi geçici olarak üç aylığına verecektim, doğumundan sonra geri alacaktım. Kendisi gönüllü olarak üç ay bakabileceğini, yalnızca mama ve kum masraflarını karşılamamı istediğini söyledi. Emekli olduğunu, bütçesinin yetmediğini ancak evinin geniş olduğunu ve evini açabileceğini ifade etti. Daha önce çok sayıda kedi baktığını söyledi. Evinde teller olduğunu ve kedinin asla kaçamayacağını belirtti. Aradan birkaç saat geçtikten sonra kedinin kaybolduğunu söyledi. Olaylar da bu noktada başladı. Nakliyecinin geldiği sırada kapının açık kaldığını ve kedinin kaçtığını ifade etti. Ben de bu kadar kedi bakan bir kişinin eve biri geldiğinde kediyi başka bir odaya alması gerektiğini bilmesi gerektiğini söyledim. Daha sonra olayı hayvanseverler gruplarında tanıştığım tanıdık bir ablama anlattım. Kendisine bu kadını tanıyıp tanımadığını sordum. Daha önce farklı vakalarda da adının geçtiğini, çok tekin biri olmadığını ve psikolojik sorunları olduğunu söyledi. İnsanların daha önce bu kadına kedi verdiğini ancak kedileri sağlıklı şekilde geri alamadıklarını ifade etti. Kedimin doğumuna dört beş gün kalmıştı. Yurtta kaldığım için bakamıyordum, yönetim kesinlikle izin vermedi. Mecburen verdim. Böyle bir durumla karşılaşabileceğimi bilmiyordum. Bu kişiye kesinlikle kedi sahiplendirilmemesi gerekiyor. Yaklaşık altmış beş yaşlarında. Görünüşüne ve profiline aldanılarak asla kedi verilmemeli. Farklı isimler ve soyisimlerle sahte profiller oluşturup kedi almaya çalıştığı söyleniyor. Sürekli adres değiştirdiği de ifade ediliyor. Daha önce öldürdüğü, işkence ettiği ve sakat bıraktığı kediler olduğuna dair iddialar var. Bu kedilerin sahiplerine ulaşmaya çalışıyoruz. Kedinin kaçtığını söylüyor ancak bana alay eder gibi “kedini yedim” şeklinde ifadeler kullanıyor. Kedisi kaybolan birine böyle bir şey söylenemez. Normal bir insan özür diler ve sorumluluk alırdı. Ancak bu kişi dalga geçiyor. Hukuki süreçte elimden geleni yapıyorum. Bu kadının tek başına hareket etmediğini düşünüyorum. Kendisi de bunu dile getiriyor. Yıllardır bu işi yapıyorsa bu kadar hayvanın akıbeti sorgulanmalı.”

“Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız”

Bir diğer hayvansever D.F. ise yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“Yaklaşık yedi sekiz ay önce bu kişiye bir anne kedi ve üç yavru kedi sahiplendirdim. Geçici olarak verdim. Yavrular sütten kesilene kadar bakacaktı ve sonrasında geri alacaktım. Ancak konuşmaları, hâl ve hareketleri ve söylediklerini inkâr etmesi bana güven vermedi. İki hafta içinde kedileri evinden geri aldım. Evini bildiğim için bunu yapabildim. Aradan yedi sekiz ay geçti. Bir arkadaşımın yurtta kaldığı için bakamadığı, doğum yapmak üzere olan bir kedisi vardı. Soğukta doğurmasın diye Instagram üzerinden ilan verdi. Bu kadın numarayı bulup aramış ve doğum yapana kadar bakabileceğini söylemiş. Ancak “kediler ölü doğabilir, sorumluluk kabul etmem” sözünü defalarca dile getirmiş. Arkadaşım iyi niyetle kediyi vermiş. Yirmi dört saat bile geçmeden, nakliyecilerin geldiğini, kapının açık kaldığını ve kedinin kaçtığını söyledi. Oysa daha önce evinin korunaklı olduğunu, camlarının telli olduğunu ve kedinin kaçamayacağını belirtmişti. Arkadaşım beni aradı. Durumu anlattı. Ben de kadını aradım. Konuşma sırasında hakaret etmeye başladı ve telefonu yüzüme kapattı. Sonrasında mesajlarla hakaret ve tehditler devam etti. Bunun üzerine Instagram’da bir paylaşım yaptım. Tanıyıp tanımadıklarını sordum. Paylaşımın altına doksanın üzerinde yorum geldi. Aynı şeyleri yaşadıklarını söylediler. Bu kadının on iki on üç yıldır bu şekilde yavru kediler aldığı ifade edildi. Bazı kişiler kedilerinin tırnaklarının söküldüğünü, bazılarının aç susuz bırakıldığını ve öldüğünü, bazılarının ise bağlanarak işkence gördüğünü iddia etti. Bu kedilerin akıbetinin ne olduğu bilinmiyor. Kadının bir arsası olduğu da söylendi. Kedilere zarar veriyorsa bunu orada yapıyor olabileceği düşünüldü. Şu anda hukuki süreç başlatıldı. “Neden bu kadar hayvan alıyorsun?” diye sorduğumuzda alaycı bir şekilde “param az maddi dururumum iyi değil kedileri kesip pişirip yiyorum” dedi. Yazışmaları ve davranışları akli dengesinin yerinde olmadığını düşündürüyor. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız.”

“Kesiyorum pişirip pişirip yiyorum istersen bir tabak da sana göndereyim’”

Hakkındaki suçlamalara yanıt veren K.E. ise iddiaları reddederek şu ifadeleri kullandı:
“Bu olay yaklaşık 3–4 yıl önce başladı. A.G. isimli bir kadından çok küçük bir kedi aldım. Kedi minicikti ancak hastaydı, sürekli öksürüyordu. Kendisine telefon açarak kedinin hasta olduğunu ve veteriner hekime götürecek imkânımın olmadığını söyledim. Bana hasta bir kedi verdiğini belirterek gelip kediyi almasını istedim. Telefonda bana bağırdı, hakaret etti. Ben de gelmezse kediyi barınağa bırakacağımı söyledim. Bunun üzerine daha da sertleşti. Ertesi gün kediyi almaya geleceklerini söyledi. Bir gün önce neden gelmediğini sordum. Kedi nerede diye sordu. Bütün barınakları gezdiklerini ama kediyi bulamadıklarını söyledi. Ben de kedinin evde olduğunu, sadece gelip almaları için öyle söylediğimi belirttim. Akşam saatlerinde kendisi, eşi ve kızıyla birlikte geldiler. Kediyi almalarını söyledim. Taşıma çantam olmadığı için kediyi poşete koyup kucağımda taşıdım. Sarkıtmadım, zarar verecek bir şey yapmadım. Götürüp teslim ettim. Ancak bu gelişin planlı olduğunu düşündüm. Kadın ve kızı bana saldırdı. Bundan sonra beni mahallede rezil ettiler. Facebook’ta hakkımda paylaşımlar yaptılar. Kedileri öldürdüğümü, tırnaklarını söktüğümü, işkence ettiğimi yazdılar. Kedinin tırnağını kestiğim doğrudur. Yavruydu, tırnakları canımı acıtıyordu. Keserken biraz dipten almış olabilirim, bu nedenle kanadı. Ancak bunu ‘kerpetenle tırnaklarını söktü’ diye paylaştılar.

Kediyi aç bıraktığımı da söylediler. Oysa kendisine, kedinin yanında mama bulunan fotoğraf gönderdim. Bilinen bir markaya ait kedi mamasıydı. Buna rağmen sosyal medyada paylaşımlar devam etti. Herkes bana ‘kedi katili’ demeye başladı. Alt komşum da benim kedi kestiğimi iddia etti. Ben de şaka yollu ‘Kesiyorum pişirip pişirip yiyorum istersen bir tabak da sana göndereyim’ dedim. Kedileri seviyorum. Yalnızlık çektiğim için kedi sahiplendim. Daha sonra bir kedi daha aldım, o da kaçtı. Kediler bazen balkondan, bazen açık kapıdan kaçıyor. Son olayda evimdeki koltukları satmak için eskiciler geldi. Eve girip çıkarken kapıyı kapatmalarını söyledim, evde kedi olduğunu belirttim. Ancak kapı açık kaldı ve kedi kaçtı. Arkasından koştum, gece karanlıkta uzun süre aradım ama bulamadım. Sokakta olsaydı mutlaka bulurdum. Bu nedenle birinin kediyi aldığını düşünüyorum. Kedinin kaçmasının şiddetle ilgisi yok.

Daha önce sahiplendiğim bazı kedileri büyüyünce sahiplerine geri verdim. Bazılarını evde durmadıkları için sokağa bıraktım. Bunu inkâr etmiyorum. Kendi mahallemde, çöplük tarafına bıraktım. Düzenli olarak mama ve su verdim, hâlâ oradalar. Çok sayıda kedi sahiplendiğim doğrudur. Ancak kedilere zarar vermedim. Maddi durumum olmadığı için her zaman veterinere götüremedim. Büyüyen bazı kediler tırnak kestirmiyor, evde durmuyor, kaçıyor. Özellikle hamile olan bir kedi sürekli cam önünde duruyordu.

A.G. ve eşi beni özellikle hedef hâline getirdi. Ev adresimi kim verdi bilmiyorum. Hakkımda organize şekilde konuşulduğunu düşünüyorum. D.F. isimli bir kadın da bana kedi getirdi. Ev sahibinin kedi istemediğini söyledim. Buna rağmen başkalarına anlatmış. Ev sahibinden korktum ve kediyi geri verdim. Bir daha kedi almayacağımı söyledim ama kedileri çok seviyorum, kendimi durduramıyorum. Ben kedileri başıboş sokağa atmıyorum. Kapımın önüne bırakıyorum. Mamalarını ve sularını veriyorum, sürekli kontrol ediyorum. Bir yere giderlerse komşulara soruyorum. Zaten kapının önünden uzaklaşmıyorlar.

Hakkımda ‘çete’, ‘kedi katili’ gibi ifadeler kullanılıyor. Bir kediyi iple boğduğuma dair video olduğu söyleniyor. Böyle bir şey yok. Telefonumda böyle bir kayıt yok. Eğer kedi katili olsam sokakta milyonlarca kedi var, gidip milletten kedi sahiplenmem. Allah şahidim olsun, bilerek ve isteyerek hiçbir canlıya zarar vermedim. Sadece tırnak kesme meselesi var, onu kabul ediyorum. Onun dışında hiçbir canlıya bilerek zarar vermedim. Bir kedi vardı, beni hiç sevmedi, sürekli hırlıyordu. Onu bir kez sokağa bıraktım. Daha sonra başka birinden iki kardeş kedi aldım, köye götürüleceklerini söyleyerek verdim. Bir başka kedi balkondan kaçtı. Geri kalan kedileri de kendim sokağa bıraktım.

Telefon numaram iznim olmadan paylaşıldı. Yarından tezi yok Cumhuriyet Savcılığı’na gideceğim. Beni anlamadan, dinlemeden yazan herkesi şikâyet edeceğim.
Bugüne kadar uğraşmak istemedim. Yaşlıyım, asgari ücretle geçiniyorum. Masraflar nedeniyle sustum. Çok gücüme gitti.
Kedileri çok seviyorum. Kendimi alıkoyamıyorum, bağımlılık gibi oldu. Bugüne kadar en fazla 10–15 kedi sahiplendim. Bunların en fazla 5’ini sokağa bırakmışımdır. Kaçan kediler oldu. Dün de bir kedi kaçtı, sahibini arayıp durumu söyledim. Sürekli dışarı çıkıp arıyorum, içim rahat etmiyor. Kendimi suçluyorum. Evde tutmak da dışarı bırakmak da ayrı dert. Buna rağmen alıyorum. Bundan sonra asla kedi almayacağım. Söz veriyorum. Eskiden köpek de alıyordum. Kredi çekip cins köpek alıyordum, birkaç ay sonra satıyordum. Sonra bunu bıraktım, yavru kedi sahiplenmeye başladım. Artık hayvan almayacağım.”

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi