KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Eskişehir İl Temsilciliği tarafından DSİ 3. Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. Kamu emekçilerini ve emeklilerini ilgilendiren 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’ne ilişkin yapılan açıklamada ESM Eskişehir Temsilciliği adına açıklama yapan Doğukan Aktürk, tüm sendikaları ortak mücadeleye davet etti.

Eskişehir’de Kamu Emekçilerinden Açıklama “Gerçek Bir Toplu Iş Sözleşmesi Masası Istiyoruz” (1)

“Emekçilerin payına yoksulluk ve güvencesizlik düşüyor”

Emekçilerin payına sürekli yoksulluk ve güvencesizlik düştüğünü söyleyen Doğukan Aktürk, “Ülkemiz uzun süredir ekonomik, siyasal, sosyal fay hatlarının daha da kırılgan hale geldiği, sarsıntıların, bunalımların her alanda derinleştiği bir süreçten geçiyor. Vahşi kapitalist sistemin hayat bulduğu her ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu bunalımların, krizlerin faturası hep emeğe, emekçilere kesiliyor. Sermaye yanlısı politikaları esas alan, ülkenin tüm kaynaklarını güvenlikçi harcamalara, rant projelerine ve talan ekonomisine tahsis eden bir siyasal iktidarın hâkim olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla bu emek karşıtı, sermaye yanlısı düzende emekçilerin payına düşen hep daha fazla yoksulluk, güvencesizlik ve geleceksizlik olmaya devam ediyor” dedi.

“Orta vadeli programlar köleliğe ve yoksulluğa uyum programına dönüştü”

Orta vadeli programların emekçiler açısından köleliğe ve yoksulluğa uyum programına dönüştüğünü ifade eden Aktürk, “Nitekim bugüne kadar her iki yılda bir kurulan masada bizim hakkımız aranmamış, iktidar ile yetkilendirdiği konfederasyon arasında danışıklı dövüş oyunları sahnelenmiştir. Hemen her seferinde maaşlarımızdaki artış TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına bağlanmıştır. Geçtiğimiz 14 yılda kamu emekçileri ve emeklikleri olarak sadece insanca yaşamaya yetecek ücret talebimiz değil yıllardır yaşadığımız en temel problemlere dahi bir çözüm üretilmemiştir. Yıllardır hayata geçirilen orta vadeli programlar, bütçeler ve ne yazık ki TİS’ler, emeği ile geçinenlere dayatılan köleliğe ve yoksulluğa uyum programının araçları haline getirilmiştir” diye konuştu.

“Gerçek bir toplu iş sözleşmesi masası istiyoruz”

Gerçek bir toplu iş sözleşmesi masası istediklerini söyleyen Aktürk, “Kamu emekçileri olarak çalışanı, emeklisi ile birlikte ailelerimizi de kattığımızda 25 milyonluk devasa bir kitlenin geleceğini yakından ilgilendiren önemli bir sürecin arifesindeyiz. 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci temmuz ayı ortası itibari ile başlayacak, 1 Ağustos’ta toplu sözleşme masası kurulacak. 14 yıldır toplu sözleşme adı ile sürdürülen bu sistemde kaybeden hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emeklileri olmuştur. Çünkü ortada gerçek anlamda bir TİS masası yoktur. İktidarın “sendikamız” dediği bir yapının ‘kraldan çok kralcı’ yöneticileri 7 milyona yakın kamu emekçisi ve emekli adına masaya tek “yetkili” olarak oturtulmuştur. Kamu emekçileri olarak, ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle tanınan grev hakkımız yıllardır yok sayılmaktadır. Birileri hala hiç sıkılmadan “tarihi başarı, tarihi kazanım” nutukları atsa da bugün geldiğimiz noktada kamu emekçileri derin bir yoksulluk, sefalet, güvencesizlik ve angarya çalışma ile karşı karşıyadır” şeklinde konuştu.

ESM’den ortak mücadele vurgusu

Ortak mücadele vurgusu yapan Aktürk, “Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler kim kendini nasıl nitelendirirse nitelendirsin her süreçte olduğu gibi bu süreçte de asıl “yetki” sizlerdedir. Bugüne kadar ‘yetkili’ sıfatı ile masaya oturanların yaptığı yanlışların, eksiklerin faturasını maaşlarınızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme ile ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin elindedir” ifadelerini kullandı.

“Hak verilmez mücadele ile alınır”

Aktürk, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte birleşik bir mücadelenin büyütülmesidir. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçileri ve emeklilerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, “hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir. Hepinizi insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için tüm konfederasyonları, sendikaları kamu emekçilerinin birlikte ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”

Kaynak: Meltem Karakaş