Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2024 sonuçları, Türkiye’de aile yapısının hızla değiştiğini ortaya koydu. Verilere göre, 2008 yılında ortalama 4 kişi olan hanehalkı büyüklüğü, yıllar içinde azalarak 2024’te 3,11 kişiye geriledi. Bu tablo, özellikle büyükşehirler ve üniversite kentlerinde dikkat çekici bir dönüşüme işaret ediyor.
ESKİŞEHİR'DE HANELER KÜÇÜLÜYOR
2024 verilerine göre Eskişehir, 2,59 kişilik ortalama hanehalkı büyüklüğü ile Türkiye genelinde en küçük hanelere sahip iller arasında yer aldı. Eskişehir’i 2,53 kişiyle Giresun ve Çanakkale, 2,55 kişiyle Tunceli izledi. Bu durum, Eskişehir’de yalnız yaşamın ve çekirdek aile yapısının giderek yaygınlaştığını gösterdi.
Öte yandan ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il 4,85 kişiyle Şırnak olurken, Şanlıurfa ve Batman bu ili takip etti.

HER 5 KİŞİDEN BİRİ YALNIZ YAŞIYOR
Türkiye genelinde tek kişilik hanehalklarının oranı son yıllarda belirgin biçimde arttı. 2016’da yüzde 14,9 olan yalnız yaşayanların oranı, 2024’te yüzde 20’ye yükseldi. Bu artış, sosyal yaşam, konut tercihleri ve şehir planlaması açısından yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.
2024 itibarıyla Türkiye’de toplam 26 milyon 599 bin 261 hane bulunuyor. Hanelerin yüzde 42,8’inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk yer alıyor. Ancak bu oran, doğurganlık hızındaki düşüşle birlikte önceki yıllara göre azalma eğilimi gösteriyor.
Çocuklu hane oranının en yüksek olduğu il yüzde 68,5 ile Şanlıurfa olurken, en düşük oran yüzde 28,2 ile Tunceli’de kaydedildi. Eskişehir de çocuklu hane oranının görece düşük olduğu iller arasında yer aldı.
TÜİK verileri, akraba evliliklerinin bölgesel farklılıklar gösterdiğini ortaya koydu. 2024 yılında akraba evliliği oranının en yüksek olduğu il yüzde 19,9 ile Mardin oldu. Şanlıurfa ve Siirt bu illeri izledi. En düşük oran ise yüzde 1,2 ile Edirne’de görüldü.
SOSYAL YAPI DEĞİŞİYOR
Veriler, Türkiye genelinde hanehalklarının küçüldüğünü, yalnız yaşamın arttığını ve özellikle Eskişehir gibi eğitim ve öğrenci yoğunluğu yüksek şehirlerde bu dönüşümün daha belirgin hissedildiğini gösteriyor. Uzmanlar, bu değişimin konut politikalarından sosyal hizmetlere kadar birçok alanda yeni düzenlemeleri zorunlu kılabileceğine dikkat çekiyor.




