Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Büşra Karadan, 19 Mart’ta gözaltına alındıktan sonra tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından bu yana Eskişehir’de yapılan protestolar ve gözaltı sürecinde yaşananlara ilişkin gözlem raporunu açıkladı. Eskişehir Barosu tarafından görevlendirilen avukatların düşünce, siyasi görüş ve kimlik ayrımı yapmaksızın hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla gözlem faaliyetlerinde bulunduğunu söyleyen Karadan, hazırladıkları raporun arşivlerinde olduğunu, isteyen tüm kurumlarla paylaşabileceklerini ifade etti.
“Gözaltı işlemleri ve adli süreçleri ilk andan itibaren dikkatle izledik”
Avukatların hukuka aykırı uygulamaların önüne geçmek adına büyük bir özveriyle çalıştığını söyleyen Karadan, “Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak, Mart ayından itibaren Eskişehir’de gerçekleştirilen barışçıl protesto gösterilerine yönelik güvenlik müdahaleleri, gözaltı işlemleri ve adli süreçleri ilk andan itibaren dikkatle izlemiş bulunmaktayız. Bu süreçte Komisyonumuz tarafından görevlendirilen çok sayıda meslektaşımız, gece gündüz demeden, büyük bir özveri ve mesleki sorumluluk bilinciyle, hak ihlallerinin önlenmesi amacıyla hem gözlem faaliyetlerinde bulunmuş hem de sürecin her aşamasında sahada aktif rol alarak hukuka aykırı uygulamaların engellenmesi yönünde özveriyle görev yapmıştır. Kamu yararına yürütülen bu çalışmalarda emeği geçen tüm gözlemci ve müdafi avukatlarımıza içtenlikle teşekkür ederiz-“ dedi.
“Temel haklara dair ihlalleri tespit ettik”
“Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak, bu süreçte hiçbir siyasi görüş, düşünce ya da kimlik ayrımı gözetmeksizin; temel hakları ihlal edilen, herkesin yanında yer aldık” diyen Karadan, “Gözaltına alınan ya da müdahaleye maruz kalan kişiler arasında farklı siyasi ve toplumsal eğilimlere sahip birçok yurttaşın bulunması, yaşanan mağduriyetlerin bireysel tercihlerden bağımsız, yapısal sorunlara dayandığını açıkça ortaya koymaktadır. Yapılan gözlemler ve tutulan resmi tutanaklar doğrultusunda hazırlanan ayrıntılı izleme ve değerlendirme raporumuzda; özellikle sürecin ilk günlerinde gözaltı sürelerinin uzatılması, avukata erişimde yaşanan güçlükler, gözaltı koşullarının yetersizliği, nezarethane hijyeni, özel sağlık ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmaması gibi temel haklara dair ihlallerin tespit edilmiş ve raporlanmıştır” diye konuştu.
“Müdafilerin gözaltı merkezlerine girişi geciktirildi”
Karadan, “Anayasa’nın 34. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. ve 11. maddesi kapsamında güvence altına alınan ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149 ve 150. maddelerinde düzenlenen müdafi yardımından yararlanma hakkı ve AİHS madde 3’te yer alan kötü muamele yasağı çerçevesinde değerlendirdiğimizde; bazı uygulamaların bu hakların kullanılmasını zorlaştırdığı görülmüştür. Ayrıca sürecin ilk evrelerinde gözaltı sürelerinin uzatılmasına ilişkin yeterli hukuki bilgilendirme yapılmaması, gözaltına alınan kişilerin müdafi talep etmeleri yönündeki haklarının gerektiği şekilde bildirilmemesi ve bazı durumlarda müdafilerin gözaltı merkezlerine girişinin geciktirilmesi gibi hususlar da tarafımızca tespit edilmiştir” şeklinde konuştu.
“Hijyen yetersizlikleri dikkat çekiciydi”
Nezarethane koşullarına yönelik gözlemlerini de aktaran Karadan, “Nezarethane koşullarına dair gözlemlerimizde ise; hijyen yetersizlikleri, barınma koşullarındaki eksiklikler ve sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan aksamalar özellikle dikkat çekicidir. Kadınların özel hijyen ihtiyaçları, gözaltındaki kişilerin ilaç kullanımı ve özel beslenme gereksinimleri gibi temel ihtiyaçların zamanında karşılanamaması, insan onuruna uygun muamele ilkesinin ihlali niteliğindedir. Öte yandan; gözlem süreçlerinde kamu kurumlarıyla kurulan iletişim kanallarının zamanla daha sağlıklı ve yapıcı bir şekilde işletilmeye başlandığı gözlemlenmiştir. CMK müdafi görevlendirme sisteminin açık tutulduğu süreç boyunca sistemin etkin şekilde kullanılabilmesi adına ilgili kurumlarla düzenli iletişim kurulmuş ve gerekli koordinasyon sağlanmaya çalışılmıştır. Bu tür süreçlerde etkin ve hukuka uygun bir koordinasyonun önemi açıktır” ifadelerini kullandı.
“İlgili belgeler arşivimizde muhafaza edilecek”
Karadan konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hazırladığımız bu izleme raporu, hem ilgili kişi ve kurumlar nezdinde farkındalık yaratmak hem de ilerleyen süreçlerde benzer ihlallerin önlenmesine katkı sağlamak amacıyla kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu raporda, süreç boyunca tutulan tutanakların özetleri yer almakta olup; sürece ilişkin görseller, belgeler ve tutanakların asılları Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu arşivinde muhafaza edilmektedir. Gerekli görülmesi halinde bu kayıtlar, ilgili yargı mercileri ve resmi kurumlarla paylaşılmak üzere hazır bulundurulmaktadır. Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak, hukukun üstünlüğü, adil yargılanma güvencesi ve insan onurunun korunması ilkesine bağlılığımızı bir kez daha vurguluyor; mesleki görevimizin gereği olarak hak ve özgürlüklerin korunması yönündeki çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”