Eskişehir'de öğrencilere terörle ilgili bilgilendirme Eskişehir'de öğrencilere terörle ilgili bilgilendirme

Kıyılmış tütün içmek için kullanılan tütün içme çubuğu veya nargilenin ucundaki boşluğa, lüle denir. Aslında bu kayaç, çok hafif olması nedeniyle denizköpüğü diye işletilip ihraç ediliyordu. Lületaşından yalnızca sigara içmek için ağızlık yapılmaz, aynı zamanda biblo, süs eşyaları, takılar, tespih, anahtarlık, ev gereçleri gibi pek çok alanda faydalanılabilir.

Lületaşı'nın tarihçesiyle ilgili olarak kaynaklardaki bilgiler çeşitlidir. En eski tarihi 1173’de Ön Asya seyahatinde Anadolu’ya da uğrayan Ali Bin Ebu Bekir El-Herevi vermiştir. Herevi eserinde, “...Eskişehir Sultan Öyügü yahut Av-garm, yani Ab-ı germ ismiyle daha Selçuklular zamanında maruf olmuş, islam ülkelerinin bir köşesinde, küffar sınırında bir acayip şehir” diyerek burada işletilmekte olan lületaşından ve buradaki ılıcadan söz eder. Eserde böyle bir konudan söz edildiğine göre yörede yaşayan insanlar lületaşını işletiyor ve kullanıyorlardı.

Osmanlı Devleti zamanından başlayarak işlenip ihraç edilen lületaşı, öncelikle topraktan çıkarıldığı için yıkanır, suyla buluşunca sabun gibi yumuşak olan taş işlenir ve son olarak kurutulur. Bunlar genellikle iç piyasada alıcı bulurken dış ülkeler ham olarak istemiştir. Kurumuş, hafiflemiş ham taşlar boylarına göre tasnif edilip, “tabut” adı verilen sandıklarla on binlerce lületaşı; Eskişehir, İznik, İstanbul, Sofya, Belgrad, Budapeşte, Viyana güzergâhında, yaklaşık 300 yıl işleyecek bir “Lületaşı Yolu” oluşturmuştur.

Eskişehir sanayisini geliştirmek adına kurulmuş olan Eskişehir Milli Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi daha sonra tamamen lületaşı işine yoğunlaşmış 22 Kânunuevvel 1340 (1924) tarihinden itibaren Eskişehir Lületaşı Madeni Anonim Şirketi adı altında faaliyete başlamıştır. Şirket özellikle Viyana üzerinden dünyanın birçok yerine gönderilen lületaşından dolayı kısa sürede büyümüştür. Eskişehir’de bolca bulunan ve yurtdışına da satışı yapılan lületaşı İstanbul’da milli sanayi tarafından kurulan sergide sanatkârlarımızdan Ali Osman Bey’e gönderilen mektuplarda rağbet görmediği bildirilmiştir.

Bir diğer habere göre ticarette ahlaklı davranılması gerektiği anlatılarak Eskişehir’e özgü bir maden olan lüle taşı örneği veriliyor. “Malumdur ki Eskişehir lületaşı dünyada bir eşi daha bulunmayan biricik madendir harbi umumiden evvel Amerikaya’da lületaşı sevkiyatı başlamıştır. Evvelce Amerikalılar bu madeni Viyana’dan satın aldıkları halde bilahare doğrudan doğruya Türkiye’den almışlardır.” 1934 tarihinde Mıntıka İktisat Müdürlükleri ile beraber maden müdürlükleri de lav edildiği için Eskişehir’deki maden işleri Ticaret Odasınca idare ve takip edilmeye başlanmış ve oda bu işler üzerinde Vilayete bağlı olarak hizmet vermiştir.

Daha sonra ülke genelinde maden işlerini incelemek takip etmek için bir grup oluşturulmuştur. Anadolu’da bulunan her türlü belli ve belirsiz, bulunmuş ve bulunmamış madenlerimizin miktarını derecesini zenginliğini araştırıp aydınlatacak olan bu grup ekonomi bakanı Celal Bayar’ın planladığı yüksek bir teşebbüsün gerçekleşmesine çalışacaktır. Bay Nadir’in şefliği altındaki grup ilk önce vilayetin çevresinde bulunan İnönü, Kütahya, Tavşanlı bölgelerinde sondajlar yapmış ve bu sondaj işlerini Batı Anadoluya doğru genişletmişlerdir

Kaynak: ETO 130 Yıl Belgelerle Eskişehir kitabı