Eskişehir – Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, son günlerde gündeme gelen “zorunlu eğitimin kısaltılması” tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirkol, Milli Eğitim Bakanı’nın “belirli bir model yok” açıklamasına rağmen 2+2 şeklinde bir lise modeli üzerinde çalışıldığını ve bu sistemin Cumhurbaşkanlığı’na sunulduğu yönündeki haberlerin kaygı verici olduğunu söyledi.

Whatsapp Image 2025 10 13 At 14.32.37 (1)

Demirkol, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

"Son 1 yıldır çeşitli çevrelerce söylenen ve Milli Eğitim Bakanı’nın da bazı platformlarda dile getirdiği zorunlu eğitimin kısaltılması ile ilgili kafalarda kurgulanan sistemlerin son şekillerinin deklare edilmeye başlandığını görüyoruz. En son bakan belirli bir model yok dese de lise eğitimi üzerinde 2+2 şeklinde bir düzenlemenin Cumhurbaşkanlığına sunulduğu ve kabinede görüşüleceği ile ilgili basında çokça haber yapılıyor.

Buradan merak ediyoruz: Zorunlu eğitim süresi kimleri rahatsız etmiştir? Sürenin uzun olduğu ve kısaltılması gerektiği hangi bilimsel gerçekliklere dayandırılmaktadır? Yoksa STK olarak adlandırılan vakıf, dernek ve bazı dini çevreler ile patronlar kulübü olarak görülen oluşumların istek ve taleplerine göre mi şekillendirilmeye çalışılmaktadır?

Unutulmamalıdır ki uluslararası sözleşmelerle de belirlenen duruma göre 0-18 yaş aralığında bulunan tüm bireyler çocuk sayılmaktadır. Bu nedenle yapılacak düzenleme ve atılacak adımlar çocukların üstün yararına, eğitim hakkına ve pedagojik gelişimlerine göre olmalıdır. Çocukların erken meslek edinmeleri kılıfıyla işçiliğin ve emeğe sömürünün önünü açıldığı aşikârdır.

Bir başka boyut: OECD ülkeleri arasında en düşük zorunlu eğitim süresi 11 yıl ve ortalama eğitim süresi 14 yıl arasındadır. Yolu bir şekilde bu ülkelerle kesişebilecek gençlerimizin denklik ve eğitim süreleri ile ilgili yaşayabilecekleri sorun ve kesmekşeye yol açabilecek düzenlemeler onların geleceğini karartmamalıdır.

Eğitim Sen olarak uyarıyoruz: Çocukların geleceklerini ilgilendiren düzenlemeler, pedagojik gelişimleri, eğitim hakkı, bilimsel temeller gözetilerek; eğitimin bilimsel bileşenleri, üniversiteler, çocukların eğitim hakkını savunan eğitim sendikalarının görüşleri de alınarak yapılmak zorundadır.

Son yayınlanan raporlara göre eğitim dışına çıkan çocuk sayısının gün geçtikçe arttığı ve 640 bin civarındaki çocuğun eğitim hayatından koptuğu görülmektedir. Okul dışında ucuz iş gücü olarak çalıştırıldıkları gerçeği ortadayken, yapılması gereken çocukların derin yoksulluklara sürüklenmemesi ve eğitim hayatından kopmalarına neden olan durumlara karşı önlem almaktır.

Eğitime yön verenler unutmamalıdır ki kendi çocuklarını özel okullara gönderip, emekçi halk çocukları ile ilgili düzenlemeler düşünürken; kamusal, bilimsel, laik ve pedagojik gerçeklikleri göz önünde bulundurarak adım atmak zorundadırlar."

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi