ABD, Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna ile imzaladığı nadir toprak elementleri anlaşmasını yürürlüğe koymuştu. Beyaz Saray’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında yaşanan görüşmede bu anlaşma tartışma konusu olmuş, Trump, Zelenskiy’nin geri adım atmaya çalıştığını belirterek “Bunu yaparsa büyük sorun olur” sözleriyle dikkat çekmişti.
ÖNEMLİ ADIMLAR ATILMAYA BAŞLANDI
Türkiye de son dönemde nadir toprak elementleri alanında önemli adımlar atmaya başladı. Dünyada hız kazanan rekabete paralel olarak ülkemizde de arama ve teknoloji çalışmaları hızlanıyor. Eti Maden İşletmeleri tarafından Eskişehir’in Beylikova ilçesinde bulunan bastnazit cevherinin işletilmesi için pilot tesis kurulmuş durumda. Aynı zamanda MTA tarafından Malatya, Burdur ve Isparta’da yürütülen nadir element arama faaliyetleri devam ediyor. Araştırma ve geliştirme süreçlerini izlemek ve teşvik etmek amacıyla kurulan Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü (NATEN), 28 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 57 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Nadir toprak elementleri, yalnızca ekonomik değil aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da kritik bir konumda bulunuyor. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde bu başlığa geniş yer verilmesi de konunun önemini ortaya koyuyor. Benzer bir durum dünya genelinde de yaşanıyor. Batılı devletler, ülkelerindeki maden projelerine ve yabancı şirketlerin anlaşmalarına müdahale ederek özellikle Çinli firmaların yaptığı anlaşmaları milli güvenlik gerekçesiyle iptal edebiliyor. İngiltere hükümeti, Hollanda merkezli fakat Şangay’da işlem gören Çin destekli Nexperia’nın, Galler’deki Newport Wafer Fab yarı iletken firmasında edindiği çoğunluk hissesini tehdit olarak değerlendirip satışını istemişti. Kanada ise lityum, nikel ve kobalt gibi temiz enerji teknolojilerinde hayati önem taşıyan madenlerde Çinli şirketlerin hisselerini ulusal güvenlik gerekçesiyle devretmesini talep etmişti.
GÜÇLÜ BİR AKTÖR!
Latin Amerika ülkelerinden Meksika, lityum madenciliğinde yüksek yatırım maliyetlerini karşılayabilmek için yabancı ortaklara ihtiyaç duyduğunu açıklamış, ABD ve Kanada şirketlerini ülke pazarına davet etmişti. Ancak bu yatırımlarda çoğunluk hissesinin devlette olacağının altı çizilmişti. Afrika kıtasında ise Namibya, Avrupa Birliği ile stratejik mineraller konusunda geçici anlaşma yapmış, minerallerin işlenmesinin ülke içinde gerçekleştirilmesi şartını ortaya koymuştu.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye açısından da nadir toprak elementleri ve stratejik madenler konusunun dikkatle takip edilmesi gerektiğini gösteriyor. Yabancı devletlerin ya da şirketlerin ülkemizdeki madenler üzerinde girişimde bulunmaları, milli güvenlik perspektifinden değerlendirildiğinde kritik öneme sahip. Eskişehir Beylikova’da bulunan nadir toprak elementleri rezervi, NATEN’in çalışmaları ve TENMAK’ın koordinasyonu, Türkiye’nin gelecekte enerji bağımsızlığı ve stratejik teknoloji alanlarında güçlü bir aktör olmasını sağlayacak en önemli unsurlar arasında yer alıyor.