Beklenen olası İstanbul depremine ilişkin bilim dünyasındaki tartışmalar devam ederken Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, ezber bozan açıklamalarda bulundu. Birçok yerbilimcinin aksine Marmara Denizi'nde yaklaşan bir felaket senaryosunu reddeden uzman isim, bölgedeki sismik aktivitenin yanlış yorumlandığını iddia ediyor. Televizyon programında yaptığı değerlendirmelerde, fay hatlarının geçmişte yaşanan sarsıntılarla birlikte kırıldığını ve stres birikiminin ortadan kalktığını belirtti. Üşümezsoy, kamuoyunda endişe yaratan büyük deprem söylemlerinin bilimsel verilerle örtüşmediğini savunarak İstanbul halkına rahatlatan mesajlar verdi.

Adalar Fayı ve Enerji Boşalımı

Marmara Denizi tabanındaki fay sistemlerini analiz eden Üşümezsoy, Adalar fayı olarak bilinen hattın aktif olmadığını tekrarladı. Söz konusu fay hattında herhangi bir stres birikimi olmadığını söyleyen uzman, bölgenin tarihsel deprem verilerine dikkat çekti. 19. yüzyılın sonunda meydana gelen büyük sarsıntının bölgedeki enerjiyi tükettiğini ifade etti. Üşümezsoy, “Yalova–Çınarcık–Esenköy hattında 6.5 büyüklüğünde deprem üretme kapasitesi var ancak enerji birikimi yok. 1894 depremi bu bölgedeki enerjiyi tüketti” dedi. Yapılan açıklama, Adalar çevresinde oluşabilecek yıkıcı bir deprem riskinin bulunmadığını ortaya koyuyor. Jeolog, bölgedeki potansiyel risklerin abartıldığını ve mevcut verilerin büyük bir yıkımı işaret etmediğini vurguladı.

Silivri ve Büyükçekmece Hattındaki Durum

Uzman isim, Marmara’daki asıl riskin yıllarca Silivri–Büyükçekmece arasındaki aktif fay olarak değerlendirildiğini hatırlatarak bu algının da değişmesi gerektiğini belirtti. Yapılan son çalışmaların, ilgili segmentin yakın dönemde kırıldığını gösterdiğini savundu. Kırılan bir fayın yeniden aynı büyüklükte bir deprem üretmeyeceği tezini öne süren Üşümezsoy, bölgedeki tehlikenin geçtiğini iddia etti. “Kırılan fay yeniden kırılmaz. Marmara’da büyük deprem riski oluşturan hat kalmadı. O nedenle büyük deprem beklentisi gerçekçi değil. İstanbul’un geri kalanı için büyük deprem beklentisi yok” diyen jeolog, korku senaryolarına karşı çıktı. Bilimsel verilerin doğru okunması gerektiğini belirten Üşümezsoy, İstanbul'un batısında da benzer bir durumun söz konusu olduğunu dile getirdi.

Ölü Fay Tartışması ve İstanbul'un Geleceği

Üşümezsoy, Büyükçekmece–Avcılar–Yeşilköy hattına uzandığı iddia edilen fayın da “ölü fay” niteliğinde olduğunu söyleyerek tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Aktif olmayan bu yapıların deprem üretme kabiliyetinin bulunmadığını savunan uzman, şehirdeki kentsel dönüşüm ve planlama çalışmalarının bu gerçekler ışığında yapılması gerektiğini ima etti. Marmara Denizi'nin tabanında yapılan sismik araştırmaların kendi tezlerini doğruladığını belirten Üşümezsoy, kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini düşünüyor. Büyük İstanbul depremi olarak adlandırılan afetin, mevcut jeolojik koşullarda gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu savunuyor. Uzman, bilimsel verilerin popülist söylemlerden arındırılarak halka aktarılması gerektiğinin altını çiziyor.

Kaynak: Sözcü TV