CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilen ve zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasına olanak tanıyan yasa teklifine sert tepki gösterdi. Süllü, düzenlemenin sadece zeytinlikleri değil; tarım arazilerini, su havzalarını, ormanları, kültürel miras alanlarını ve insanların yaşam alanlarını da ciddi biçimde tehdit ettiğini belirtti. Bu teklifin doğaya ve gelecek kuşaklara yapılmış açık bir ihanet olduğunu dile getirdi. Süllü, “Dostum Trump’ın ‘mine everywhere’ yani ‘Her Yerde Maden’, ‘Milli Parkları, Tarihi Anıtları Bile Kazın’ sözleri ve stratejik madenler vurgusu teklifinizle birebir örtüşüyor. İnsan, ‘bu kadar da tesadüf olur mu?’ diye düşünmeden edemiyor” dedi.

"GELECEĞİMİZ YOK OLACAK"

Teklifle sadece zeytinliklerin değil, tarım alanları, su kaynakları, ormanlar, tapulu araziler ve tarihi sit alanlarının da madencilik için kullanılabileceğini vurgulayan Süllü, “Gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak. Bu yok oluşu rehabilitasyon maddeleriniz önleyemez” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler raporlarının, madenlerle tahrip edilen alanların geri getirilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu hatırlatan Süllü, altın gibi metalik maden alanlarında fidan dikmenin çözüm olmadığını söyledi. Süllü, “Burada gösterilen sözde rehabilitasyon resimleri kömür madenlerine ait. Asıl gereken restorasyon ise büyük paralar gerektiriyor. Ama paralar şirketlere, maliyet hepimize kalıyor. Sağlığımız, toprağımız, suyumuz, coğrafyamız hepsi maliyetin içinde” diyerek tepkisini belirtti.

"BİR AVUÇ TOPRAK 900 YILDA OLUŞUYOR"

Süllü, teklifin savunulmasında sıkça kullanılan “ağaç dikeriz” söylemini de eleştirerek, “Ağaç sadece kökten ve yapraktan ibaret değil. Her biri, toprağı, yeraltı su kaynaklarını, her tür canlıyı ve yaban hayatını barındıran bütünsel bir ekosistemdir” dedi. “Bir avuç toprak 900 yılda oluşuyor. Topraklarımız 25–30 yıl ömrü olan termik santraller ya da madenler için heba edilemez” uyarısında bulundu.

ENDİŞE YARATIYOR

Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Kaymaz’da altın madenciliği nedeniyle fasulyenin artık yetişmediğini, ağaçların kuruduğunu ve kanser vakalarının arttığını belirten Süllü, aynı şirketin şimdi de Sakarya Vadisi’ne yöneldiğini ifade etti. “Mikroklima iklimine sahip, İstanbul’u zeytin, narenciye ve yeşillikle besleyen bu vadiye Cengiz Holding el attı. Daha maden açılmadan sondajlarla vadi delik deşik edildi. Siyanür sızması hâlinde Sakarya Nehri’nin geçtiği yedi il risk altında.” Trump’ın stratejik madenlere ilgisini hatırlatan Süllü, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin de ciddi endişe yarattığını söyledi.

Süllü, Türkiye’nin dört bir yanında süren madencilik faaliyetlerinin sömürge madenciliğiyle eşdeğer olduğunu ifade ederek Kazdağları, Mazıdağı, Muğla, Soma, Amasra ve İliç’teki örnekleri şu şekilde sıraladı:

“Ne yazık ki ne denetim var, ne caydırıcılık. Bu teklif yasalaşırsa ülkemizin her köşesi yangın yerine dönecek. Bir yanda orman yangınları sürerken, diğer yanda bu yasa doğrudan felakete davetiye çıkarıyor.”

AK PARTİ'YE ÇAĞRIDA BULUNDU

Süllü, konuşmasının sonunda Hatay’daki yangınla ilgili sanatçı Derya Cesur’un dizelerini Genel Kurul kürsüsünden okuyarak, AK Parti'ye çağrıda bulundu:

Diyelim ki kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar.

Diyelim ki ateş olup küller üfürdünüz memlekete.

Baktınız, kalmamış yakacak tek bir ağaç,

sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı.

Sonra? Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız?”

“Diyelim ki kurdunuz, külden ağaçlar, uçmayan kuşlar,

ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağı,

mutlu mu olacaksınız?

Bize nasip bunca kalp ağrısından

size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?”

Süllü, teklifin derhâl geri çekilmesini talep etti.

Kaynak: Bülten