Bina ve siteler için zorunlu oldu: Son tarih 31 Aralık
Bina ve siteler için zorunlu oldu: Son tarih 31 Aralık
İçeriği Görüntüle

CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Gözaltı işlemlerinin ardından Muhittin Böcek tutuklandı. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Cumhuriyet Halk Partili üç belediye başkanına yönelik operasyonlar protesto edildi. Platformun çağrısıyla Köprübaşı’nda toplanan vatandaşlar, Hamamyolu Yediler Parkı’na yürüdü. Yürüyüşe CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, CHP Eskişehir İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Yeşikdal, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Tevfik Yıldırım, Tepebaşı Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Atilay Dalgıç da destek verdi.

“Halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeye yönelik bir darbe”

Platform adına Yediler Parkı’nda açıklama yapan Eğitim Sen Eskişehir Şube Sekreteri Süreyya Üner, şu ifadeleri kullandı:

“Faşizmin kurumsallaştığı, yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir kişinin iradesine bağlandığı otoriter bir rejim altında yaşıyoruz. Aynı zamanda halkın iradesinin sistematik olarak gasp edildiği bir dönemden geçiyoruz. Dün sabah saatlerinde, CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Bu şafak operasyonları yalnızca üç belediye başkanına değil, doğrudan halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeye yönelik bir darbedir.

“Halkın iradesi iktidarın buyruklarıyla yok sayılmıştır”

İktidar, bu gözaltılarla bir yandan halkçı ve kamucu belediyeciliğe olan tahammülsüzlüğünü, öte yandan toplumsal muhalefeti sindirmeye dönük politikalarını bir kez daha ortaya koymuştur. Seçme ve seçilme hakkı fiilen ortadan kaldırılmış, seçilmiş temsilciler itibarsızlaştırılmış, halkın iradesi iktidarın buyruklarıyla yok sayılmıştır. Bu ülkede artık hak, hukuk ve adalet sadece kâğıt üstünde kalmış; uygulamada ki yerini keyfiliğe bırakmıştır. Bu saldırı, sadece üç belediye başkanına değil; onlara oy veren milyonlarca yurttaşa yöneltilmiştir. Halkın özgür iradesini tanımayan, demokrasiyle sorunu olan bir anlayışın, halk iradesine yönelik açık bir darbe girişimidir.

“Muhalefeti nefessiz bırakmak istiyor”

İktidar, seçimle kazanamadığı belediyeleri yargı sopasıyla susturmak, halkın sesini kısmak, muhalefeti nefessiz bırakmak istemektedir. Bu bir hukuk meselesi değil, tamamen siyasi saiklerle kurgulanmış bir operasyondur. CHP’li belediyelere operasyon yapanlar, muhalefeti baskı altına alanlar, milyonlarca işçinin insanca yaşama talebini şiddetle bastırmaktan geri durmayacaklardır. Hiçbir koşulda grev hakkını kullandırmayacak, tüm grevleri, direnişleri ve hak alma mücadelelerini yasaklayacak, nefes almamıza bile iznin vermeyecek noktaya getirecektir. Gazeteci tutuklamaları, televizyonların kapatılması, parti kapatmalar, siyasi baskılar, grev yasakları, kadınlara yönelik baskılar, gençliğe dayatılan geleceksizlik, üniversitelerin arka bahçe haline getirilmesi, DEM Parti ve CHP’li belediyelere atanan kayyımlar, CHP’li belediyelere yolsuzluk adı altında ardı arkası kesilmeyen siyasi operasyonlar… Diploma iptali ve milyonların oyunu alan belediye başkanlarının tutuklanması…

“Halkın iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz”

Ancak biz, halkın iradesini gasp edenlere, sandığı yok sayanlara, baskı ve korku politikalarıyla ülkenin geleceğini karartanlara karşı susmayacağız. Halkın iradesine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Talan düzeni tüm hızıyla sürmektedir. Meralarımız, zeytinliklerimiz, ormanlarımız; çok uluslu şirketlerin çıkarları uğruna “torba yasalar” gibi hukuk dışı araçlarla yağmalanmaktadır. Ekolojik yıkım ve doğa talanı bu düzende yalnızca bir “çevre sorunu” değil, doğrudan sınıfsal bir meseledir. İzmir başta olmak üzere pek çok ilde yanan ormanlar yalnızca ağaçları değil, yaşam alanlarımızı, ortak geleceğimizi küle çevirmektedir. Ülke adeta yangın yerine dönmüşken, iktidar bu yangınlara kör, sağır ve dilsiz kalmakta; buna karşın halkın seçilmiş temsilcilerini yaka paça gözaltına almakta bir hayli maharetli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Yazıklar olsun!

“Gün ayağa kalkma, birlikte direnme günüdür”

Ancak biz bu karanlığa, bu hukuksuzluğa ve zorbalığa teslim olmayacağız! Toplumun vicdanı olan emekçiler, emekliler, kadınlar, gençler, çevre ve yaşam savunucuları ile örgütlü halk güçleri, bu gidişata “dur” diyecek iradeye ve mücadele kararlılığına sahiptir. Faşizme karşı omuz omuza! Doğamıza, emeğimize, irademize hep birlikte sahip çıkacağız! Gün, boyun eğme günü değil; ayağa kalkma, birlikte direnme günüdür!”

Kaynak: Meltem Karakaş