Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, yoksulluğun derinleştiğini ve öğrencilerin okula aç geldiğini söyledi. Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a konuşan Alkan, son yıllarda bodurluğun, boy kısalığının ve obezitenin arttığına dikkat çekerek, bunların sağlıksız beslenmekten kaynaklandığını ifade etti.

“Beş çocuktan biri okula aç geliyor”

Faik Alkan, konuşmasında şunları söyledi:

“Yeni bir eğitim öğretim yılına başlıyoruz fakat sorunlarımız maalesef eskiden gelerek kronikleşerek devam ediyor. Özellikle bizim ÖVDER olarak dillendirdiğimiz bir öğün ücretsiz yemek talebimiz canlılığını koruyor. Çünkü Derin Yoksulluk Ağı’nın en son yaptığı araştırmalarda bizim de sahadan gördüğümüz somut olarak irdelediğimiz bir gerçeklik bir olgu var ki, her beş çocuktan bir tanesi okulda yemek yiyemiyor veya evden okula götürdüğü yemeği tüketemiyor. Çünkü bizim en temel sorunumuz olan yoksulluk şu anda ailelerin temel meselesi haline geldi. Çocuklarına yeterince bir bütçe ayıramıyorlar. Ayrıca burada kamusal olması gereken hizmetin de bir hak olması gereken hizmetin de maalesef bu kadar indirgemeci davranarak görmezlikten gelinmesi de gerçekten 21. yüzyıl bütçesinde bizleri düşündürüyor.

12 Eylül Darbesi’nin 45’inci yılında Eskişehir’de büyük yürüyüş
12 Eylül Darbesi’nin 45’inci yılında Eskişehir’de büyük yürüyüş
İçeriği Görüntüle

“Bodurluk, obezite ve boy kısalığı arttı”

Biz veliler ve eğitimciler olarak söylüyoruz; çocuklarımız okullara aç geliyor. Aç gelen çocuğun veriminin düştüğü, sağlık problemleri yaşadığını zaten istatistiklerle de ortaya koymaktadır. Örneğin bodurluk, örneğin boy kısalığı, örneğin obezite hep sağlıksız beslenmenin sonuçları olarak karşımıza çıkıyor. Dünyada gerçekten Türkiye ekonomisinin gerisinde olan ülkelerin çocuklarına her gün bir öğün ücretsiz yemek verirken, su verirken Türkiye’nin bunu çocuklarından esirgemesi de ayrıca siyasi bir tartışma konusu olarak önümüzde durmakta. Kamusal eğitim yerine özel eğitimi tercihe den bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunun sonuçlarını da toplum olarak gelecek kuşaklarda ödeyeceğiz gibi gözüküyor.”

Kaynak: Meltem Karakaş