Eskişehir’de görev yapan Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin, modern yaşamda giderek artan asosyallik eğilimleri ve sosyal kaygının temel nedenleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Gültekin, “Araştırmalar, dijitalleşen dünyada kişinin çok sayıda yüzeysel etkileşime sahip olmasına rağmen anlamlı sosyal bağlar kurmakta zorlandığını gösteriyor. Bu durum, yalnız olduğum için değil yalnız hissettiğim için geri çekiliyorum noktasına dönüşebiliyor” dedi. Sosyal kaygının kişinin başkalarının değerlendirmesine aşırı hassasiyet göstermesiyle ortaya çıktığını belirten Psikolog Gültekin, alışverişten sunuma kadar birçok toplumsal durumda bu kaygının tetiklenebileceğini ve bireyin dikkati tamamen çevresinin tepkilerine odakladığını söyledi.
Sosyal kaygıyla birlikte artan fizyolojik belirtilerin kişinin performansını da doğrudan etkilediğini ifade eden uzman, kalp çarpıntısı, titreme ve zihinsel karışıklığın kaygıyı daha görünür hale getirdiğini belirtti. Bu döngünün kişinin olumsuz değerlendirileceği korkusunu artırdığını ve sosyal ortamlardan uzaklaşmasına yol açtığını dile getirdi. Sağlık Bakanlığının Türkiye Ruh Sağlığı Araştırmasına göre sosyal kaygının toplumdaki 1 yıllık yaygınlığının yüzde 1.8 olduğunu aktaran Gültekin, kadınlarda oranın yüzde 2.3 erkeklerde ise yüzde 1.1 seviyesinde görüldüğünü söyledi.
Sosyal geri çekilmenin çoğu zaman sosyal kaygının doğal bir devamı olduğunu aktaran Psikolog Deniz Yetkinoğlu Gültekin, modern yaşamın yüksek tempo, iş yükü, duygusal yorgunluk ve dijital dünyanın sunduğu kolay ama yüzeysel ilişkiler nedeniyle geri çekilmeyi artırdığını ifade etti. Yapılan sosyolojik araştırmaların bireylerin dijital ortamda çok sayıda etkileşimi olmasına rağmen gerçek bağ kurmakta zorlandığını ortaya koyduğunu aktaran uzman, pandemi sonrası dönemde yüz yüze temasın azalmasının sosyal kaygıyı daha da artırdığına dair bulguların bunu desteklediğini söyledi. Sosyal medyanın tetiklediği sürekli karşılaştırma kültürünün ise kişinin benlik algısında bozulmaya neden olabileceğini belirten Gültekin, bunun sosyal ortamlara girme isteğini azalttığını ve asosyalliğin bir sonuç olarak ortaya çıktığını vurguladı





