Altın piyasası son haftalarda olağanüstü hareketlilik sergiliyor. Ons fiyatı 3.900 dolara, gram altın ise 5.300 TL eşiğini aşarak tüm zamanların en yüksek seviyelerini gördü. Bu hızlı yükseliş, yatırımcı ilgisini artırırken aynı zamanda risk algısını da yükseltti. Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş ise fiyatların sağlıklı piyasa koşullarından uzaklaştığını vurguluyor. Uzman, bu dalgalanmanın ardında doğal nedenler değil, büyük bir yönlendirme bulunduğunu belirtiyor.
Yükselişin Ardında Ne Var?
Küresel piyasalarda son dönemde artan belirsizlikler, altını bir kez daha güvenli liman konumuna taşıdı. Enflasyonist baskılar, merkez bankalarının para politikalarındaki sıkılaşma sinyalleri ve jeopolitik riskler, altına talebi tetikleyen başlıca etkenler arasında yer aldı. Yurt içinde ise döviz kuru ve faiz beklentilerinin etkisiyle gram altın 5.378 TL seviyesini test etti. Ancak uzmanlar, bu yükselişin ekonomik verilerle desteklenmediğini ve temel göstergelerden kopuk olduğunu savunuyor.
İslam Memiş, “Ortada hiçbir şey yokken bu kadar yükseliş oldu. Büyük bir manipülasyon fiyatlaması var ve bu enkazın altında ciddi canlar yanacak,” sözleriyle dikkat çekti. Bu açıklama, piyasadaki sert dalgalanmanın arkasında spekülatif hareketler olabileceği yönünde önemli bir işaret olarak görülüyor.
Manipülasyon Uyarısı ve FOMO Etkisi
Memiş’in değerlendirmelerine göre, son dönemdeki hareketler yatırımcı psikolojisini ciddi biçimde etkiliyor. Kısa sürede yüksek kazanç elde etme arzusu, yatırımcıları rasyonel analizden uzaklaştırıyor. Bu durum, “FOMO” olarak bilinen fırsatı kaçırma korkusunun piyasada hâkim hale gelmesine yol açıyor.
Uzmanlara göre, temel göstergelere dayanmayan bu fiyatlamalar, küçük yatırımcılar için ciddi risk oluşturuyor. Sert bir düzeltme hareketi yaşanması halinde en büyük kaybı spekülatif amaçla pozisyon alan bireysel yatırımcıların yaşayabileceği belirtiliyor. Bu çerçevede, piyasanın sakinleşmesi ve temkinli adımların önemi bir kez daha öne çıkıyor.
Yeni Vergi Düzenlemeleri Gündemde mi?
İslam Memiş, mevcut fiyatlamaların ardından yeni bir dönemin kapıda olabileceğini ifade ediyor. “Bu kadar kazanç varsa, sistem o kadar zahmetsiz kazanacak. Yakında herkes yeni vergi modellerini net bir şekilde görecek,” sözleriyle olası düzenlemelere dikkat çekti. Bu açıklama, finansal kazançların vergilendirilmesi yönünde küresel eğilimlerin hızlanabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, altın dışında borsa, kripto para ve döviz işlemlerinde de benzer adımların gündeme gelebileceğini belirtiyor. Artan sermaye hareketleri, devletlerin gelir politikalarında yeni arayışları beraberinde getiriyor. Bu nedenle yatırımcıların sadece fiyat hareketlerini değil, vergi yükümlülüklerini de stratejilerine dahil etmeleri gerekiyor.
2025 ve Sonrası: Kazancın Yeni Paydaşı “Sistem”
Memiş, 2025 ve 2026 yıllarına dikkat çekerek yatırım dünyasında yeni bir dönemin başladığını ifade ediyor. “Yeni dünya düzeni artık senin ortağın olacak. Kazancının ortağı olacak. Tek başına kazanç diye bir şey kalmayacak,” sözleriyle bu değişimin yönünü özetliyor. Uzmanlara göre, bu yaklaşım bireysel kazançların azalacağı ve sistemin daha fazla pay alacağı bir sürecin habercisi olabilir.
Artan regülasyonlar ve vergi politikalarıyla birlikte finansal serbestlik alanı daralırken, yatırımcıların daha disiplinli hareket etmeleri gerektiği belirtiliyor. Piyasalarda sıkça dile getirilen “altın asla düşmez” inancının ise, olası bir geri çekilmede ciddi kayıplara yol açabileceği uyarısı yapılıyor.
Uzmanlar, yatırım kararlarının kısa vadeli kazanç hırsı yerine uzun vadeli planlama ve sağlam analizlere dayanması gerektiğini vurguluyor. Fiyatlardaki her sert hareketin, altında yatan nedeni doğru okumak gerektiği belirtiliyor. Ekonomik dinamiklerle desteklenmeyen bu tür hızlı yükselişlerin, yatırımcılar için her zaman potansiyel bir risk taşıdığı ifade ediliyor.
Not: Burada yer alan değerlendirmeler yatırım kapsamında değildir. Haberimizde kesinlikle yatırım tavsiyesi verilmemiştir.