Yetkililer, işitmenin yalnızca bebeklik döneminde değil, çocukluk döneminin tüm evrelerinde kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Çocuklarda işitme kayıplarının enfeksiyonlar, travmalar veya genetik hastalıklara bağlı olarak doğum sonrası dönemde de gelişebileceği kaydedildi. İşitmenin eğitim ve iletişimin temel bileşeni olduğu belirtilirken, bu durumun okul çağında daha da belirgin hâle geldiği ifade edildi.
Uzmanlar, işitme kaybının dikkat, öğrenme ve sosyal işlevlerde sorunlara yol açarak çocukların akademik başarısını olumsuz etkileyebildiğini belirtti. Gerekli tıbbi ve eğitim desteğinin sağlanamadığı durumlarda işitme kaybının önemli ekonomik kayıplara da neden olabildiği aktarıldı.

Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de ulusal işitme tarama programları uygulanıyor. Ülkemizde işitme taramaları, ilköğretimin 1. sınıf düzeyinde, belirlenen bilimsel protokoller çerçevesinde, TSM veya SHM’de görevli eğitimli sağlık personelleri tarafından okul ortamında gerçekleştiriliyor.
Tarama sonucu işitme kaybı şüphesi bulunan çocuklar, ildeki kulak burun boğaz uzmanlarına yönlendiriliyor. Daha ileri tetkik gerektiren olgular ise 2014/27 sayılı Yenidoğan İşitme Tarama Programı Genelgesi doğrultusunda belirlenmiş ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış 3. basamak referans merkezlere sevk ediliyor.
Sivrihisar Toplum Sağlığı Merkezi yetkilileri, yapılan taramaların temel amacının çocuklarda erken dönemde tespit edilebilen ve tedavi edilebilen işitme sorunlarına zamanında müdahale edilmesi olduğunu belirtti. Bu sayede çocukların yaşıtlarıyla eşit koşullarda eğitim hayatına devam edebilmesi ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi hedefleniyor.





