Eskişehir'de 40 yaşındaki deri ustası Metin Taşkıran, yaklaşık 10 yıl önce hobi olarak başladığı deri işini meslek edindi. Derilerden çanta, cüzdan ve saat kayışı gibi özgün ürünler üreten Taşkıran, el emeği ile sıfırdan bir ürünü ortaya çıkaran usta, tasarımlarında kişisel ruh halini yansıtan asimetrik ve özgün yaklaşımları benimsiyor.

"ÖZEL VE SERİ ÜRETİM FARKLRINA DEĞİNDİ"
Seri üretim ile el yapımı özel butik üretim arasındaki farklara değinen Taşkıran, özel üretimin en büyük avantajının kişiyi "sürüden ayırması" olduğunu belirterek, Kişiye özel üretim, tamamen kişinin kendi ihtiyacına ve zevkine göre bir tasarım yapma şansı tanır. Tasarım, renk ve boyut gibi tüm detayları müşteri kendisi belirlemiş oluyor. Seri üretimde bunu sağlamanız mümkün değil" dedi.
Türkiye'nin hammadde seçimi konusunda hem avantaj hem de dezavantajları olduğunu söyleyen Taşkıran, "Ülkemizin bu alandaki en büyük avantajı, derinin çok meşhur olduğu yerlerden daha ekonomik fiyatlara deri elde edebilmesidir" diyerek, dezavantaj için ise aman zaman üretim kalitesinde sorunlar yaşanabildiğini ve çeşitliliğin az olduğunu aktardı.

"KULLANILAN TEKNİK İLE ÜRÜN ÖLÜMSÜZLEŞİYOR"
El yapımı ürünlerde kullanılan tekniklerin ürünün ömrünü uzattığını vurgulayan Taşkıran, el dikişinde kullanılan kalın, mumlu ve sağlam ipler sayesinde "ölümsüz" denilebilecek ürünlerin ortaya çıktığını ifade etti.
Endüstriyel üretimde kullanılan kumaş, astar, karton gibi ek dolgu malzemelerini butik üreticilerin geneli kullanmadığını aktaran Taşkıran, bunun sağlamlığa olan etkisini açıklayarak, "Belki 100 yıl boyunca dayanacak bir deri çantanızın içindeki kumaş ya da fermuarlı bir parça 4-5 yıl içinde yıpranmaya başlıyor. El yapımı ürünler de bu ek malzemeleri kullanmayarak deri ölümsüz olur" dedi.





