Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, Eskişehir Net’ten Meltem Karakaş’a konuştu. 12 yıllık zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasının çocuğun üstün yararını gözeten bir uygulama olmadığını söyleyen Demirkol, sermaye gruplarının ve örgütlerinin talebiyle çocukların küçük yaşta çalıştırılarak ucuz iş gücü olarak kullanılmak istendiğini ifade etti. Demirkol, eğitime yönelik uygulamaların ve olası değişikliklerin eğitim sendikaları ve eğitim alanına kafa yormuş insanlarla konuşularak yapılması gerektiğini belirtti.

“MÜSİAD gibi sermaye örgütleri talep ediyor”

Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Özkan Demirkol, konuşmasında şunları söyledi:

“Biz ilk 4+4+4 ortaya çıktığında da görüşlerimizi söylemiştik. Demiştik ki, bütün bu eğitim ve öğretimle ilgili yapılacak olan düzenlemelerin çocuğun üstün yararı ve öğrencilerin pedagojik gelişimlerini etkilemeyecek ya da onların pedagojik gelişimlerine yönelik düzenlemelerin olması gerektiğini söylemiştik. Geldiğimiz süreçte son zamanlarda tartışmaların yaratıldığını görüyoruz. Özelikle Sayın Bakan tarafından dillendirilen bazı modellemeler var. Bu modellemelerin de gerekçesini şöyle sunuyor: İş gücü kayıpları yaşanıyor. Özellikle sermayenin ve MÜSİAD gibi örgütlerin ara eleman bulma sıkıntısının olduğunu bize ilettiler şeklinde. Daha sonra şöyle söylemleri var: Dışarıdan dernek, vakıf gibi buna benzer STK’lar olarak nitelendirdiği artık bunların kim olduğunu bilmiyoruz. Zorunlu eğitim süresinin çok uzun olduğu ve kısaltılmasını istedikleri ilettiklerini söylemiş durumda. Ama şöyle bir durum var: Öğrencilerle ilgili eğitim ve öğretimle ilgili yapılması gereken bütün bu değişiklikler ya da düzenlemeler eğitim sendikaları, eğitim bileşenleri, eğitim bilimine kafa yormuş insanlar tarafından ve özelikle de bundan doğrudan etkilenecek öğrencilerimiz ve velilerin görüşleri alınarak yapılması gerekir.

“Eğitim bilimine kafa yormuş insanların görüşleri alınmalı”

Böyle düzenlemeler yapılmadan önce, dile getirilmeden önce eğitim bilimine kafa yormuş insanlardan görüş alınması gerekli ve özellikle eğitim sendikalarının bu konu üzerinde çalışmaları göz önünde bulundurularak düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Çünkü lise eğitimi bizim ülkemizde çok önemli bir düzeye gelmiş durumda. Neden derseniz? Çocukların sosyalleşme aracı olarak görünüyor. Çünkü çocuklar burada hayata atılmak için, kendi duygu ve düşüncelerini oturtmaları açısından başkalarıyla kaynaşarak, başka öğrencilerin tavır, davranış ve buna benzer fikirlerini öğrenerek kendilerini hayata hazırlıyorlar ve insanları tanıyorlar.

Estü'deki o uygulama 1570 personelin katılımı ile gerçekleştirilecek
Estü'deki o uygulama 1570 personelin katılımı ile gerçekleştirilecek
İçeriği Görüntüle

“Erken yaşta evliliklerin önü açacak”

Eğitim süresinin kısaltılması demek, maalesef ki ülkemizde bazı gerçeklikler var. Bu gerçeklik de nedir? Erken yaşta çocuk evlilikler. Erken yaşta çocuk evliliklerin önünü açacağını ve bu şekilde eğitimden koparılan özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlenerek maalesef hem eğitim sürecinden kopmaları demek hem de diğer konuda küçük yaşta çocuk sahibi olarak toplumsal yaşamda onların statülerinin değişmesi olarak görüyoruz. Yapılacak bütün bu değişiklikler ile ilgili bizim talebimiz, öğrencilerin, gençlerimizin üstün yararı gözetilerek yapılması gerekiyor.

“Çocuğun değil sermayenin üstün yararı gözetiliyor”

Bu tartışmaları neye bağlıyoruz? Özellikle MESEM’ler yoluyla ara eleman sıkıntısı diye sermaye bu şekilde ucuz iş gücü yaratılmaya başlandı. Son zamanlarda da Türkiye’de baktığımızda iş gücüne katılımın düştüğünü ve özellikle yoksulluktan kaynaklı ücret dengesizliklerinden kaynaklı olarak bir iş gücü yaratamama gibi bir durum var. Burada da çocukların emeğine göz dikilerek, küçük yaşta bunları düşük ücretle çalıştırılıp bir şekilde emeklerinin sömürülmesi gibi bir durumun söz konusu olduğunu biz örüyoruz. Ve bu MESEM’ler yoluyla hayata geçirildi. Ve bunun kapsamının daha genişletilerek bu çocuklarımızın emeklerinin sömürülmesi olarak görüyoruz biz bunu. Bütün düzenlemeler de sanki buna göre yapılıyormuş gibi bir algı oluştu. Çünkü en son MÜSİAD Başkanı çıkıp da bununla ilgili zorunlu eğitimin çok uzun olduğunu ve kısaltılması gerektiğinin altını çizdi. Buradan da anlıyoruz ki, bu yapılacak olan değişiklikler çocuğun üstün yararı eğitim öğretim amacıyla değil, sermayenin bir şekilde isteklerinin karşılanması şeklinde ortaya çıkmış gibi görünüyor. Burada söz konusu asıl öğrencilerin, velilerin görüşü alınması gerekirken eğitim bilimine kafa yormuş insanların çocukların pedagojik yararı gözetilmesi gerekirken maalesef sermayenin yararı gözetilerek böyle bir düzenleme yapılıyormuş gibi bir düşüncemiz var.”

Kaynak: Meltem Karakaş