Günümüzde sağlıklı beslenme, etik tüketim ve çevre bilinci konularına artan ilgiyle birlikte vegan ve vejetaryen beslenme biçimleri yaygı hale geldi. Peki söz konusu beslenme biçimlerinin sağlığa ve çevreye etkileri neler? Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nazan Erenoğlu Son, beslenme tipleri ve sağlık üzerindeki etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu
"BESLENME MODELİ OLARAK ADLANDIRMAK DOĞRU DEĞİL"
Prof. Dr. Nazan Erenoğlu, Popüler kültürün etkisiyle ortaya çıkan moda diyetleri beslenme modeli olarak adlandırmanın doğru olmadığını söyleyerek, Sağlıklı beslenmeyi bireyin yaş, boy ve kilosuna uygun şekilde, gerekli besin ögelerini dengeli ve yeterli miktarda alması olarak tanımlayan Erenoğlu Son, günümüzde yaygınlaşan beslenme biçimlerinin her birinin bilimsel açıdan bir model olarak kabul edilemeyeceğini vurguladı. Son, vejetaryen ve vegan beslenme arasındaki farkları açıklayarak, vegan beslenmenin vejetaryenliğin bir alt türü olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Vejetaryen beslenme, hayvansal gıdaların kısıtlandığı veya tamamen çıkarıldığı, bitkisel kaynaklı besinlerin ağırlık kazandığı bir diyettir. Vegan beslenme ise hiçbir hayvansal ürünün tüketilmediği, vejetaryenliğin en katı uygulamasıdır. Lakto-Vejetaryen, Ovo-Vejetaryen, Lakto-Ovo Vejetaryen, Pesketaryen ve Fleksitaryen gibi farklı vejetaryen beslenme türleri mevcuttur" dedi.
"TERCİH EİDLMESİNDE ETİK VE ÇEVRESEL ETKİLER VAR"
Vejetaryen ve vegan beslenmenin tercih edilmesinde etik, çevresel, dini ve kültürel unsurların etkili olduğunu belirten Erenoğlu Son, ekonomik kaygılar ve popülerleşmenin de bu tercihlerde rol oynadığını ifade etti. Erenoğlu Son, “Vegan beslenme bazı sağlık avantajları var ancak bu beslenme türü aynı zamanda birtakım riskleri de beraberinde getiriyor. Tamamen bitkisel beslenme, düşük doymuş yağ ve kolesterol alımı açısından avantaj sağlasa da, B12, B6, D vitamini ve kalsiyum eksikliğine yol açabiliyor. Bu eksiklikler osteoporoz, sinir sistemi bozuklukları ve çocuklarda büyüme geriliği gibi ciddi ve geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle vegan ve vejetaryen beslenen bireylerin düzenli doktor ve diyetisyen kontrolünden geçmesi, bilinçli olmaları oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
"HERKES İÇİN UYGUN DEĞİLDİR"
Her beslenme tipinin herkes için uygun olmadığını belirten ve vegan beslenmeyi önermediğini de belirten Son, Yapılan çalışmalarda yaşam süresi bakımından diğer beslenme tipleriyle karşılaştırıldığında vegan beslenenlerin daha fazla sağlık problemi yaşadığı ve yaşamlarının çok uzun olmadığı görülüyor. Kişilerin beslenme biçimleri parmak izleri gibidir. Her beslenme tipi her birey için uygun değildir. Çünkü her insanın kültürü, yeme isteği, zevkleri farklıdır. Bunun yanında insanların besinlere karşı gösterdikleri reaksiyonlar da çok farklıdır. Dolayısıyla bunların hepsi göz önünde bulundurularak sürdürülebilir bir beslenme modeli uygulanmalı. Vejetaryen ve vegan beslenmede kişiler, hayvansal kaynaklı proteinlerden uzaklaşırken gözden kaçırdıkları nokta bitkisel bazlı şekere yöneliyor olmaları. Bu da obetizeteye bağlı başka hastalıkların, diyabetin gelişmesi gibi olumsuz durumlara neden olabiliyor" dedi.