Türkiye’deki hayat pahalılığının etkisiyle başta geçim zorluğu olmak üzere çeşitli sıkıntılar yaşayan vatandaşlar, sorunlarını dile getirmeleri için uzatılan eskisehir.net mikrofonuna yüksek enflasyondan sağlık sisteminin yetersizliğine, liyakat eksikliğinden özgürlüklerin kısıtlanmasına kadar pek çok konuda dert yandı.

“Çiftçilere verilen sözler yerine getirilmedi”

Mevcut iktidardan bir beklentisinin kalmadığını dile getiren 57 yaşındaki Cevdet Küçük, “Bu nedenle iktidar değişmeli… Çiftçi olmam sebebiyle devletten çok fazla beklentim vardı ancak hiçbirisi gerçekleşmedi. Çiftçilere verilen sözler yerine getirilmedi. Destek müjdesi verdiler, daha sonra onu da krediye döndürdüler. Desteği de alamadık, krediyi de… Mazot ve gübrelerimizi borçla almak zorunda kaldık. Aldığımız borçları da geri ödeyemedik. Bu durum belimizi büktü” diye konuştu.

“Gelecekten bir ümidim yok”

Küçük, “Aynı zamanda o kadar yüksek bir pahalılık var ki insanlar ancak dükkanların vitrinlerine bakabiliyor. Gelecekten bir ümidim yok. Yeni bir iktidar gelirse ülkemizde eksiklikleri tamamlamalarını bekliyorum. Gelecek iktidardan çocuk gelin sorunu, ekonomi, hukuk ve adalet alanlarında birçok beklentim bulunuyor. Ülkeyi diktatörlüğe çevirdiler. Artık bu düzenin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Adalet bir kişinin dudakları arasında kaldı. Yukarıdan emir gelirse adalet var, gelmezse yok. Bu nedenle artık AK Parti’nin gitmesi lazım. Bize verecek başka katkıları kalmadı” ifadelerini kullandı.

“Beklentim daha özgür bir gençlik”

Türkiye’deki gençlerin sorunlarının önemli olduğunu vurgulayan 26 yaşındaki Diren Özer, “Hangi parti iktidarda olursa olsun en büyük beklentim, daha özgür ve sözlerini rahatça söyleyebilen bir gençlik ortaya çıkması… Gençler, Türkiye’de özgürce yaşayamıyor, özgürce davranamıyor, özgürce gezemiyor. Hatta özgürce yemek bile yiyemiyorlar… Özellikle üniversiteli gençler oldukça zor durumda… Örneğin, Anadolu Üniversitesinde yemek 1 lira iken şu an 5 lira… Ev kiraları 500-600 lira iken 2-3 bin liralara ulaştı. Gençlerin yaşam standartlarını yükseltebilecek bir iktidar istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“Eski Türkiye’yi geri istiyorum”

Politikacıların yerini artık gençlere bırakması gerektiğini belirten 45 yaşındaki Tahir Taş, “20 yıl iktidarda kalmak için uzun bir süre… İktidarın artık yavaş yavaş yerini genç politikacılara bırakması gerektiğini düşünüyorum. Ülkenin durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Artık yeni birileri gelip yeni projeler ortaya koymalı. Herkes yeni bir Türkiye istediğini söylüyor ancak ben ‘Eski Türkiye’yi’ istiyorum. En azından geçmişte liyakat ve hukuk daha önemliydi. Her şey birilerinin adamı olmaya bağlı değildi. Şu anda bir yerlere gelebilmek için birilerinin adamı olmak gerekiyor” yorumunu yaptı.

“Çok fakirleştik”

Taş, şöyle devam etti:

“Ekonomimiz git gide daha kötü hale geliyor. Çok kez yurt dışına çıkıyorum. Eskiden yurt dışına çıktığımda kendimi bu kadar fakir hissetmiyordum. Şimdi bir şişe suya 4 avro verdiğim zaman kafamda Türk Lirası ile çarpmadan duramıyorum. Bunlar bizim için çok büyük rakamlar… Çok fakirleştik… Bu benim zoruma gidiyor. Çoğu ülkenin emekli vatandaşları dünyayı geziyorlar. Benim emekli babam ise üç kuruş para ile geçinmeye çalışıyor” bilgisini verdi.

“Gitmelerini istiyorum”

AK Parti iktidarını eleştiren 57 yaşındaki Zeliha Atasay, “Hatalarını kabul edip gitmelerini istiyorum. Adaleti tam anlamıyla yerine getiremeyeceklerse de gitmeleri gerektiğine inanıyorum. AK Parti’nin gitmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum. İktidardan bir beklentim kalmadı” diye konuştu.

“İktidardan tek beklentim daha iyi bir yaşam”

Sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden yakınan 37 yaşındaki Özcan Samura, “Abim engelli. Hastanelere gittiğimizde herhangi bir sonuç elde edemiyoruz. Kendisi hasta ama tedavi ettiremiyorum. Tedaviye getirip götüremiyorum da... Tezgahımın başından ayrılmam mümkün değil. Burası benim ekmek teknem… Yetkililer görevlerini yerine getirmiyorlar. Bu nedenle çok fazla sıkıntı yaşıyoruz ancak ilgilenen yok… Ben bu tezgahı açmazsam ertesi güne çıkamam. Abimi hastaneye götürürsem de bu işi yapamam. Çalışırken abimle ilgilenemiyorum. Tezgahım olmasa biz yokuz…“ değerlendirmesinde bulundu.