Kadın çalışanların erken emeklilik planlarını doğrudan ilgilendiren önemli bir gelişme yaşanıyor. Sosyal güvenlik sisteminin annelere sunduğu doğum borçlanması hakkı, yeni yılla birlikte maliyet açısından farklı bir boyuta taşınacak. Asgari ücrete yapılması beklenen zam, borçlanma bedellerini de yukarı çekecek. Yılbaşından sonra başvuru yapacak olan anneler, aynı süre için daha fazla ödeme yapmak durumunda kalacak. Uzmanlar, yıl sonuna kadar yapılacak başvuruların ciddi bir finansal avantaj sağlayacağını belirtiyor.

Anneler İçin 6 Yıllık Prim Kazanımı

Sosyal güvenlik mevzuatı, kadın çalışanlara doğum nedeniyle çalışma hayatına verdikleri araları telafi etme imkanı sunmaktadır. Anneler, doğum yaptıktan sonra iş hayatına ara verdikleri dönemlerde prim gün sayılarında eksiklik yaşayabiliyor. Kurum, söz konusu açığı kapatmak için “doğum borçlanması” hakkını tanıyor. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na tabi olan tüm kadın çalışanlar, sigortalılık türü fark etmeksizin haktan faydalanabilmektedir. Sistem, sigortalı olduktan sonra dünyaya gelen her bir çocuk için 2 yıl borçlanma imkanı tanır. Bir kadın çalışan, en fazla 3 çocuk için toplamda 6 yıla kadar prim kazanımı elde etme hakkına sahiptir. Kazanılan prim gün sayısı, toplam prim gününe eklenir. Borçlanma, sigortalılık başlangıç tarihini geriye çekmez, yalnızca eksik prim günlerini tamamlar. Böylece, emeklilik için gereken prim şartını daha erken sağlayan kadınların emeklilik yaşı da öne çekilebilmektedir.

1 Ocak 2026 Sonrası Maliyet Hesabı

Yeni yılla birlikte hizmet borçlanmalarının genelinde bir maliyet artışı yaşanacak. Hükümetin aldığı kararla, askerlik borçlanması gibi diğer hizmet borçlanmalarına ilişkin prim oranı yüzde 45’e çıkarılacak. Ancak doğum borçlanması, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık kapsamında söz konusu artıştan muaf tutuldu. Doğum borçlanması için uygulanan mevcut yüzde 32 oranı yeni yılda da korunacak. Buna rağmen, asgari ücrete yapılması beklenen zam, borçlanma tutarlarını doğrudan etkileyecektir. Borçlanma maliyeti, başvuru tarihindeki brüt asgari ücret üzerinden hesaplandığı için, asgari ücretteki her artış doğrudan borçlanma bedeline yansımaktadır. Dolayısıyla kadın çalışanlar, 2026 itibarıyla aynı borçlanma süresi için daha yüksek tutarlarda ödeme yapmak zorunda kalacaklar.

Mevcut Hesaplama ve 57 Bin TL'lik Avantaj

Şu anda geçerli olan hesaplama yöntemine göre, doğum borçlanmasının aylık maliyeti, brüt asgari ücretin yüzde 32’si kadar hesaplanmaktadır. 2024 yılı için uygulanan brüt asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamada, borçlanmanın aylık maliyeti 8.321 TL'dir. Günlük borçlanma bedeli ise 277 TL seviyesinde bulunmaktadır. İki yıllık, yani 720 günlük bir doğum borçlanması yapmak isteyen bir annenin bugün ödemesi gereken toplam tutar yaklaşık 199 bin 722 TL anlamına geliyor. 2025 yılında asgari ücrete yapılması beklenen artışla birlikte, aynı 720 günlük borçlanma bedelinin yaklaşık 57 bin TL’ye kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Söz konusu fark, yıl sonuna kadar başvuru yapmanın sağlayacağı net finansal avantajı gözler önüne seriyor.

Uzmanlardan Son Çağrı: Başvurunuzu Geciktirmeyin

Sosyal güvenlik uzmanları, doğum borçlanması yapmayı planlayan kadınların başvurularını yıl sonuna kadar tamamlamasının kendi lehlerine olacağını vurguluyor. Yasal olarak önemli olan tarihin, borcun ödendiği tarih değil, borçlanma başvurusunun yapıldığı tarih olduğu hatırlatılıyor. Yani 31 Aralık 2025 tarihine kadar Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurusunu yapan bir anne, ödemesini 2026 yılında yapsa dahi 2025 yılındaki düşük tutarlar üzerinden borçlanma hakkı kazanacaktır. Başvurular, e-Devlet üzerinden veya ikametin bulunduğu yerdeki Sosyal Güvenlik İl Müdürlüklerine/Merkezlerine şahsen yapılabilmektedir. Başvurunun ardından tebliğ edilen borç tutarı, bir ay içinde peşin olarak veya taksitler halinde ödenebilmektedir. Bu nedenle, on binlerce liralık ek maliyetten kaçınmak için son tarih olan 31 Aralık'ın geçirilmemesi büyük önem taşıyor.

Kaynak: Haber Merkezi