Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Uzmanı Dr. Rabia Sedef Üre, üç aydan uzun süren uykuya dalma güçlüğü, uykuyu sürdürememe ve sık sık uyanma problemlerinin kronik uyku yoksunluğuna dönüştüğünü belirterek, bu sürecin Alzheimer hastalığına kadar uzanan ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda önemli uyarılarda bulundu. Günümüzde modern yaşamın getirdiği stres, yoğun iş temposu ve dijital ekran kullanımının artmasıyla birlikte uyku bozuklukları ve uyku yoksunluğu en sık görülen sağlık problemleri arasına girdi.

Uykuya dalmakta zorlanma, gece boyunca defalarca uyanma ya da sabahları çok erken uyanma şeklinde kendini gösteren bu sorunlar, çoğu zaman basit bir yorgunluk olarak düşünülse de, üç ay boyunca aralıksız devam ettiğinde kronik uyku yoksunluğu olarak tanımlanıyor. Uzmanlar, kronikleşen uyku problemlerinin yalnızca günlük yaşam kalitesini düşürmediğini; aynı zamanda bellek sorunları, odaklanma güçlüğü, bağışıklık sistemi zayıflığı ve uzun vadede Alzheimer riskinde artış gibi pek çok ciddi sağlık sorununa neden olabileceğini vurguluyor. Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre de bu konuda vatandaşları dikkatli olmaya davet ederek, uyku düzeninde yaşanan uzun süreli aksaklıkların mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Whatsapp Image 2025 12 08 At 10.40.08

"İLERİ YAŞTA DAHA FAZLA GÖRÜYORUZ"

Uyku yoksunluğunun her yaş grubunda görülebildiğini ama yetişkinler ve özellikle de kadınlarda daha fazla karşılarına çıktığını ifade eden Uzm. Dr. Rabia Sedef Üre, "İleri yaşta özellikle Uyku Sirkadiyen Ritmi dediğimiz uyku-uyanıklık döngüsünde bozulmalar olmasıyla birlikte bazı hormonsal değişiklikleri, ileri yaşta daha fazla görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"MUTLAKA HASTANIN EĞİTİLMESİ GEREKİYOR"

Kronik uyku yoksunluğunun fizyolojik ve psikolojik mekanizmalar üzerinde etkili olabildiğini belirten Rabia Sedef Üre, "Metabolik hastalıklar; şeker, kalp, tansiyon hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlar, kronik uyku yoksunluğu sendromuna neden olabiliyor. Ama en sık görülen tiplerinden biri, biraz da psikolojik kökeninden kaynaklı olarak, uyku yoksunluğudur. Öncelikle gün içinde dikkat, konsantrasyon, kaybı, yorgunluk, uyku isteği gibi kişinin aile, sosyal ve iş yaşamını olumsuz etkileyebilen durumlar oluşabiliyor. Uzun vadede de sıkıntılarından daha çok korkuyoruz çünkü kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi yan etkileri bulunmaktadır. Kronik uyku yoksunluğunun obezite, insülin direnci ve diyabetle ilişkisi kanıtlanmış durumdadır. İnme, kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıklarla kesinlikle ilişkisi kanıtlanmış durumda. Kronik uyku yoksunluğunun daha uzun vadede alzheimer tipi demansla direkt ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden mutlaka hastanın eğitilmesi gerekiyor. Tedavilerden yanıt alamazsak, ek olarak ilaç tedavilerinden de faydalanabiliyoruz. Ama esas olayın kökenine inip sebebini bulup onu tedavi etmek, ilk amacımızdır" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı