KESK Eskişehir Şubeler Platformu tarafından 1 Ağustos’ta başlayacak 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşmesi sürecine ilişkin Köprübaşı’nda basın açıklaması yapıldı. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarına tepki gösteren Eğitim Sen Eskişehir Şube Sekreteri Süreyya Üner, “TÜİK rakamları yalan, yoksulluk gerçek! İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret grevli toplu sözleşme istiyoruz” dedi. 4 milyon kamu çalışanına TÜİK rakamlarının dayatıldığını söyleyen Öner, TÜİK’in yayınladığı rakamlarla tüm emekçilerin ücretlerini belirleyen bir patron haline geldiğini ifade etti.
“4 milyon kamu emekçisine TÜİK rakamları dayatılıyor”
Süreyya Öner açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün TÜİK yalanlarıyla sürüklenmekte olduğumuz yoksulluk ve sefalet girdabına teslim olmayacağımızı kamuoyuna duyurmak için alanlardayız. TÜİK, yayınladığı rakamlarla tüm emekçilerin ücretlerini belirleyen bir patron haline gelmiştir. Asgari ücret TÜİK rakamlarına göre belirleniyor. Emekli aylıkları TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre arttırılıyor. 4 milyon kamu emekçisine “toplu sözleşme” adı altında yine TÜİK rakamları dayatılıyor. Bir yanda yıllardır çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız zam yağmuruyla gelen gerçek enflasyon varken, diğer yanda iktidarın istediği rakamları önümüze koyan TÜİK enflasyonu var. Kısacası giderlerimiz hayatın gerçek enflasyonuna göre artıyor. Ama maaşlarımız, ücretlerimiz, aylıklarımız yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutan TÜİK enflasyonuna göre belirleniyor.
“Emekçiler sefalete teslim olmayacak”
Bu ülkede emeği ile geçim mücadelesi veren hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor. Ülkeyi yönetenler; bunca yoksulluğa, sefalete rağmen emeği ile geçim mücadelesi veren milyonları yok sayıyor. Ne açlık sınırının altına inen asgari ücreti ne de açlık sınırının yarısına kadar düşen emekli aylıklarını arttırmaya yanaşmıyorlar. 6 aydır oyaladıkları 600 bin kamu işçisine TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarının bile altında teklifler sunarak adeta dalga geçiyorlar. Kamu emekçileri, emeklileri olarak bizleri 7 dönem, 14 yıl boyunca sadece adı toplu sözleşme olan ama gerçek toplu pazarlıkla uzaktan yakından hiçbir alakası olmayan garabet bir sistemle oyaladılar. Bu garabet sistemin faturasını hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçileri ve emekliler daha fazla yoksulluk, daha fazla güvencesizlik olarak ödemeye devam ediyor. Ülkeyi yönetenler hala istiyorlar ki bu garabet sistem böylece devam etsin. Ama yağma yok! Emekçiler sefalete teslim olmayacak!”