Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki Adem Turan, aralıklarla 3 kalp krizi geçirdi. Bunun üzerine şehrinde bulunan hastanelere başvuran Turan için bypass ameliyatı tavsiye edildi. Turan, açık şekilde yapılan bypass ameliyatında iman tahtası olarak da bilinen göğüs kemiğinin kesilmesinden korktuğu için farklı tedavi yöntemleri aramaya başladı. Yakınlarının tavsiyesi üzerine memleketi Afyonkarahisar’dan Eskişehir’e gelen 73 yaşındaki Turan, burada Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Ovalı’ya başvurdu. Doç Dr. Ovalı ve ekibi, Turan’ın operasyonunu kapalı kalp ameliyatı olarak da adlandırılan küçük kesi (minimal invaziv) yöntemiyle gerçekleştirdi. Ameliyatta, meme hizasından yaklaşık 8 santimetrelik kesiyle kaburgalar arasından 3 damar değiştirilerek bypass ameliyatı gerçekleştirildi. Göğüs kemiği ise hiçbir şekilde kesilmedi.
Ameliyatın sonrasında ilk günden itibaren hareket kabiliyeti kazanan 73 yaşındaki Adem Turan, kendisini adeta “pehlivan” gibi hissettiğini söyledi. Doç. Dr. Cengiz Ovalı ise, kapalı bypass geçiren hastaların kısa süre içerisinde gündelik aktivitelerine geri dönebildiğini, araba dahi sürebildiklerini belirtti.



“Göğsü ikiye kesip yapıyorlarmış, o ameliyattan korktum”
Kendisini sağlıklı hissettiğini ve adeta gençleştiğini söyleyen Adem Turan, “3 kere kalp krizi geçirdim ama ameliyat olmaktan korkuyordum. Göğsü ikiye kesip yapıyorlarmış, o ameliyattan korktum. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Cengiz Ovalı adında bir doktorumuz var. Allah ondan razı olsun, tutuğu altın olsun. Çok sağlamım, sizinle güreşebilirim. Geçmişte güreşçiydim ben. Pehlivandım, Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde” diye konuştu.

“Hemen hemen herkese yapılabilecek bir ameliyat”
Kapalı bypass operasyonunun risk oranının düşük olduğunu ve neredeyse herkese uygulanabilecek bir ameliyat yöntemi olduğunu aktaran Doç. Dr. Cengiz Ovalı, “Hastamız 73 yaşında Afyonkarahisar’dan geliyor. Göğüs ağrısı şikâyetleri olması üzerine gittiği hastanede anjiyografi yapılıyor ve kalp cerrahisi gerekli olduğu ifade ediliyor. Hastamız göğsünün açılmasından korktuğu için ameliyattan uzak duruyor. Meme altı veya meme üstünden ufak bir kesi ile girerek hiçbir kemiği kesmeden bu ameliyatı yaptık. Hemen hemen herkese yapılabilecek bir ameliyat. Dünyada ve Türkiye’de son zamanlarda yaygınlaşmaya başladı. Açık kalp ameliyatı yapan hastaneler genel anlamda, donanım anlamında iyi olsa da kapalı kalp ameliyatlarında özellikle ileri teknoloji malzemeler ve aletler kullanıyor. Cerrahın ve ekibinin ciddi anlamda eğitimli ve tecrübeli olması da gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Kalp ameliyatı olduğu anlaşılmıyor, psikolojik ve sosyal anlamda pozitif etkileri oluyor”
Kapalı ameliyatın küçük kesi izi nedeniyle, özellikle genç hastalar başta olmak üzere tüm hastalarda psikolojik ve sosyal açıdan olumlu etkiler gösterdiğinin altını çizen Doç. Dr. Cengiz Ovalı, “Hastanın göğüs kemiği kesilmediği için ağrıları ciddi anlamda az oluyor. Göğsünde herhangi bir kesi olmadığı için de kalp ameliyatı olduğu anlaşılmıyor, psikolojik ve sosyal anlamda pozitif etkileri oluyor. Yaklaşık bir gün yoğun bakımda tutuyoruz, bazı hastalarımız da dördüncü gün taburcu oluyor. Açık ameliyatlarda risk yüzde 1-2 seviyesine düşmüş durumda. Kapalı ameliyatlarda ise risk açık ameliyata göre fazla değil hatta daha da az diyebilirim. Bu ameliyat yüksek riskli hastalara da güvenle uygulanabiliyor. Hastamız Adem beyin özellikle on beş gün önce ciddi bir covid-19 hastalığı geçirmiş olmasına rağmen 3 damar koroner bypass ameliyatını yaptık” dedi.