Tarım teknolojileri, hayvancılık, bitkisel üretim ve gıda işleme alanlarında nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında “Tarım Sektörüne Yönelik Mesleki ve Teknik Eğitim İş Birliği Protokolü” imzalandı.
Protokol kapsamında, tarım alanında eğitim gören öğrencilerin uygulamalı eğitim olanaklarının artırılması, mesleki ve teknik eğitim kurumlarıyla tarım sektörünün entegrasyonunun güçlendirilmesi ve tarım teknolojileri, hayvancılık, bitkisel üretim ile gıda işleme alanlarında nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi hedefleniyor.
"TRAVMAYI AŞACAK ADIMLAR ATMAYA ÇALIŞTIK"
Bakan Tekin konuşmasında şu ifadeleri kullandı; "28 Şubat'ın eğitim sektöründe oluşturduğu darbenin travmasını atlatmak kolay değil. Bunun ilk adımları 2012 yılında 4 artı 4 artı 4 ile beraber verildi. Mesleki teknik eğitim ve matematik okullarının önünü kesmek için getirilen 8 yıllık kesintisiz eğitim kesintili hale geldi. Bu atılan önemli adımlardan bir tanesiydi. Onunla beraber attığımız diğer adımlarla mesleki ve teknik eğitim başta olmak üzere 28 Şubat darbesinin insanların zihninde eğitim sektöründe oluşturduğu travmayı aşacak adımlar atmaya çalıştık. Ama bu kolay değil.

Yanlış bir anlaşılma olmasın diye somut başka bir sektördeki örnek üzerinden yürüyelim. Mesela Fatih Terim, Milli Takımlar hocasıydı. Onunla oturduk, 'Futbol lisesi açalım' dedik. Futbol lisesini açarken Milli Eğitim Bakanlığı olarak futbol müfredatı yazmak konusunda uzman değiliz ama bunun bir uzmanı var. Türkiye Futbol Federasyonuna dedik ki, 'Bu okulun akademik müfredatına siz karışmayın, futbol müfredatına da biz karışmayalım' ve akademik kısımları biz yazdık. Bizim öğretmenlerimiz iyi futbolcu yetiştirmek için gerekli olan donanıma, mesleki donanıma sahip olmayabilirler veya onlardan daha donanımlı kişiler olabilir. Dedik ki okullarımızda normal 657'ye tabii öğretmen dışında madem federasyonla bir protokol yaptık, federasyonun tanımladığı bu konularda uzman kişiler gelsin, okullarımıza ders verebilsin. Sizinle ilgili kısma bunun sirayet eden boyutu şu; bizim öğretmenlerimiz 20 yıl önce o zamanki mesleki teknik eğitim fakültesinden mezun olmuş olabilir, sahadaki gelişmeleri takip etmemiş olabilir. O zaman sahadaki yeni donanım malzemelerini, makine, teçhizat, eser konusunda veya yeni teknolojiler konusunda uzman kişiler, bu meslek liselerinin veya proje okulları diye tanımladığımız okullarda gelsin ders versinler. Bir ayrıcalık daha tanıdık, dedik ki bu okullara öğrenci alımı noktasında da istekli ve bu konuda el becerileri gelişmiş çocukları alalım. Proje okulu buydu.
Sektör içi okul, sektöre entegre okul, bölge okulu gibi okullar tanımladık. Yine o politika belgesinin içerisinde 28 Şubat'tan önceki gibi çocuklarımızın daha küçük yaşlardan itibaren mesleki becerilerini geliştirecek adımların atılması gerektiğini gördük, sahada böyle bir talep olduğunu gördük ve mesleki ve teknik eğitim ortaöğretim kurumlarının bünyesinde ya da bağımsız olarak ortaokullar açmaya başladık. Şu anda mesleki ortaokullar açılıyor. Çocuklarımızı mesleki ve teknik eğitime yöneltecek bir girişim olarak bütün ortaokullarımızın bünyesinde hedefimiz var şu anda, zanaat atölyeleri kurduk. Yani çocuklarımız mesleki ve teknik eğitimde ne öğrendiklerini normal ortaokullarda bir görsünler, onun üzerinden hareket etsinler. Biz sektörle işbirliğimizi bu anlamda devam ettireceğiz. Bunları yaparken ana paradigmamızdan hiç uzaklaşmıyoruz. Bütün bunları yapıyoruz ama bir taraftan da çocuklarımızın bir kültür aktarımı süreci olan okullarımızda milli ve manevi değerlerimizi, bizi biz yapan değerlerimizi ihmal etmeden eğitim almalarını istiyoruz.
Ben şunun taahhüdünü size veriyorum. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanı yetiştirmek konusunda biz elimizi taşın altına koyacağız, zaten bizim işimiz, yapacağız.
Biz şimdi vatandaşın bize emanet ettiği çocuğu sizin istediğiniz profilde yetiştirdik diyelim. Peki bu çocuğu istihdam etmezsek, burada bir kul hakkı olmayacak mı? O zaman sizden istediğim taahhüt, biz yetiştirelim, siz istihdam edin. Bugünkü protokolün esprisi bu. Biz diyoruz ki yetiştirmek konusunda varız, istihdam konusunda siz de varsanız buyurun beraber iş yapalım diyoruz."





