CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, partisinin 102’inci kuruluş yıldönümü töreninden sonra CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. İstanbul’a kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’e seslenen Yalaz, “Biz sarayın aparatı olan, saray tarafından görevlendirilen birilerine ne genel başkan deriz, ne il başkanı deriz, ne de ilçe başkanı deriz” diye konuştu.

Eskişehir'de 'Bebek Akademisi' başladı!
Eskişehir'de 'Bebek Akademisi' başladı!
İçeriği Görüntüle

“Hukuka aykırı tedbir kararı alındı”

Talat Yalaz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Avukat, hukukçu olarak söylüyorum. Meslek hayatım boyunca hukuki olay ve vakaları yorumlamakta, değerlendirmekte bu kadar güçlük yaşadığımız bir dönemi hatırlamıyorum. Meslek üstatlarımız da böyle bir döneme hiçbir zaman şahit olmamışlardır. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim sonuçlarına ilişkin kararları kesindir. Buradaki itiraz süresi aşıldığı halde, üzerinden bir buçuk yıl geçtikten sonra, İstanbul Kongresi’ne dair farklı mahkemelerde yapılan bütün itirazlara ret kararı verildikten sonra, dokuz mahkeme tedbir talebini reddetmişken, bir mahkeme bulunup hukuka aykırı olarak tedbir kararı verilmiştir.

“Kongrede Özgür Çelik’in karşısına aday olun”

Bakın, partimiz kongre sürecindedir. Buradan Gürsel Tekin’e seslenmek istiyorum. Eğer kongre sürecinde bu göreve talipseniz, şerefli Cumhuriyet Halk Partililer’in üç yüz bin İstanbul üyesi gelip oy kullanması suretiyle belirlenen delegelerin oyuna talip olabilir, kongrede özgür iradenin karşısına çıkabilirsiniz. Ancak örgütte karşılığınızın olmadığını görüp, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu iyi giden politik çizgisinin farkında olmanıza rağmen, kendi göreve gelişinizi sarayın desteğine bağlamak Cumhuriyet Halk Partisi’ne ihanettir.

“Sarayın aparatlarına ne il başkanı ne genel başkan deriz”

Cumhuriyet Halk Partililer kayyumun, sarayın belirlediği birisi tarafından yönetilmez, yönetilmeyecektir. Buna karşı her türlü mücadeleyi hep birlikte vereceğiz. Beş bin polisle Cumhuriyet Halk Partisi’nin il binasına girmek, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı yapmak demek değildir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem ilçe başkanları, hem il başkanları, hem genel merkez yöneticileri hem de genel başkanı; şanlı, şerefli Cumhuriyet Halk Partililer tarafından seçilir. Biz sarayın aparatı olan, saray tarafından görevlendirilen birilerine ne genel başkan deriz, ne il başkanı deriz, ne de ilçe başkanı deriz.

“CHP’ye polisle değil CHP’lilerle girmelidir”

Bu anlamda İstanbul’daki süreçte, genel başkanımız ve genel merkez yönetimi İstanbul İl Başkanlığı’nın adresinin değiştirilmesine karar vermiştir. Buna yönelik olarak yapılan bu hamleden sonra dahi, Gürsel Tekin bir bina arayışındaysa, bin küsur odalı sarayın bir odası kendisine uygundur. Sayın Cumhurbaşkanımız! Asıl olan, Cumhuriyet Halk Partisi binalarına polisle girmek değildir. Cumhuriyet Halk Partisi binalarına Cumhuriyet Halk Partililer ile birlikte girmektir. Hiçbir Cumhuriyet Halk Partili, saray tarafından atanan kayyumun yanında Cumhuriyet Halk Partisi il başkanlıklarına gelmeyecektir.

“14 Eylül’de Ankara’da olacağız”

Duruşmadan hemen bir gün önce Ankara’da yapılacak mitinglerin en büyüğünü yapma arzusundayız. Eskişehir’den tüm hemşerilerimizle birlikte yoğun bir katılımla Ankara’da bu mitingde olacağız. Ayrıca kurultay delegelerimizin, seçilmiş delegelerimizin imzasıyla olağanüstü kurultay talebinde bulunmuş durumdayız. Eskişehir örgütü ve kurultay delegeleri olarak bu iradeyi ortaya koyduk. Buradaki mücadele yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’nin yekpare ve yegâne mücadelesi değildir. Burada saldırı altında olan sadece Cumhuriyet Halk Partisi değildir; çok partili hayatımız ve demokrasi kültürümüz ölümcül bir saldırı altındadır. Türkiye’yi bir Orta Doğu ülkesine dönüştürmeye, Türkiye’yi otokratik bir yönetime büründürmeye çalışıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, bugün kuruluşunu kutladığımız şanlı Cumhuriyetimizin bu ülkeye ektiği demokrasi tohumları; kısa süreli saray baskılarıyla, yargı aparatlarıyla, saraydan güdümlü hainlerle sekteye uğratılamaz.”

Kaynak: Meltem Karakaş