KİMDİR?

1985 İstanbul doğumluyum. Şu anda Eskişehir Ticaret Odasında genel sekreter yardımcılığı görevini yürütüyorum. 10-12 sene kadardır da ETO’da çalışıyorum. Aslen Samsunluyum. Buraya öğrenci olarak geldim. Anadolu Üniversitesi İktisat mezunuyum. Şu anda doktoraya devam ediyorum.

İŞ HAYATI ÖYKÜNÜZ NASIL BAŞLADI?

İş hayatı benim için çok farkında olmadan başladı. Lisansı bitirdikten sonra ‘Yüksek lisans yapsam mı?’ diye düşünürken fark ettim ki; farklı bir serüven için farklı bir yol takip etmek gerekiyor. Ardından da pazarlama bölümünde yüksek lisans yapmaya karar verdim. Talihim yaver gitmedi ve ilk girişimde kazanamadım. O nedenle bir süre geçici işlerde çalıştım. Daha sonra yüksek lisansımın bir bölümünü burada bir bölümünü de İtalya’da tamamladım. O süreçte ben Türk Kızılay Gençlik Kollarında görev yapmaya başladım. Orada proje süreçleriyle ilgilenmeye başladım. Oradaki bir kampımız sırasında dönemin ETO Başkanı Harun Karacan kampımızı ziyaret etmişti. Ben ona tercümanlık yaptım. Onun teklifiyle ETO’da göreve başladım. Daha sonra uluslararası ilişkiler biriminde çalışmaya başladım. Biraz tesadüf eseri başladı yani.

GENÇ YAŞTA İŞ HAYATINA ATILMAK SİZE NELER KAZANDIRDI?

İş, bizim sandığımız kadar stabil değil. Hayat hiçbir zaman kâğıda çizdiğimiz plan gibi olmuyor takdir edersiniz… Benim de öyle olmadı ve bu süreçte hiç beklemediğim şeylerle de karşılaştım. Ama şunu söyleyebilirim; genç yaşta sivil toplumla çalışmaya başlamıştım. Hatta yüksek lisans tezimi de o alanda yazdım. Genç yaşta çalışmak demeyeyim ama öğrenmeye başlamanın bana çok faydası oldu. Çünkü gençken enerji yüksek… Çok daha hızlı ve kolay öğreniyoruz. Çok daha hevesliyiz… O yüzden çok daha kolay öğrendim diyebilirim.

SİVİL TOPLUMLA İLİŞKİLERİNİZ NASIL?

Hep çok iyi oldu. Hep çok merak ettim ben sivil toplum tarafını… Ortaokul, lisede TEMA’nın faaliyetlerine katılmaya çalışırdım. Daha doğrusu öğrenmeye çalışırdım açıkçası… Dolayısıyla sivil toplumun iletişim tarafı ben hep cezbetmiştir. Biraz da o yüzden sanıyorum pazarlamaya yöneldim. Hala da devam ediyorum. Şu anda profesyonel olarak çalıştığım kurum da aslında bir meslek kuruluşu; bir nevi bir sivil toplum örgütü… Dolayısıyla sivil toplumu sevdiğimi söyleyebilirim.

GENÇLERE NELER TAVSİYE EDERSİNİZ?

Biz çok sonuç odaklıyız. Ama maalesef o sonuç bir sürecin sonu. Biraz sürece odaklanmakta fayda var. Ulu Önderimizin bir sözü var; ‘İhtiyacımız olan tek şey çalışkan olmak.’ Bu kadar yani, yapacak çok bir şey yok… Biraz kaybolmamakta fayda var. Nereye gideceğini bilmeyen biri kaptanlık edemez. ‘Ben şunu yapmak istiyorum. İlla şu olmak zorunda’ değil. ‘Ben diplomat olmak istiyorum’ deyip ona ulaşmaya çalışmak… Evet, o çok somut bir hedef… Ama biraz süreci de arzulayabiliriz. Benim söyleyebileceğim; çalışalım, üşenmeyelim. İkincisi de; hedef belirleme konusunda biraz daha kararlı davranmak faydalı olacak diye düşünüyorum. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.