Demokrat Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Özcan, yaptığı açıklamada ülke ve Eskişehir gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özcan, “Ülke maalesef kan ağlarken, iktidar ve ana muhalefet partisi, maalesef ki maalesef, ülke gerçeklerinden uzak, sadece kendi partilerinin menfaatleri için çalışmaktalar. Mart ayında Cumhuriyet Halk Partisi’nin önüne bir bomba koydular, bir top koydular. Cumhuriyet Halk Partisi, Mart ayından beri ülke gerçekleriyle ilgili tek bir kelime konuşmadan siyaset üretmeye çalışıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, yani iktidar partisi de bunu uzaktan seyrederek, hani ta birinci ayda ‘cambaza bak’ taktiğiyle işi götürmeye çalışıyor. Eskişehir’de bundan farklı değil. Daha iki gün önce iktidar partisinin il başkanı kalktı, dedi ki: ‘İlçe yolları devam ediyor.’ ‘Çevre yolunu yap-işlet-devret formülüyle yapacağız’ dedi” ifadelerini kullandı.
Özcan, “Üç gündür takip ediyorum. Acaba Ana Muhalefet Partisi’nin milletvekillerinden, il başkanlarından, ilçe başkanlarından, belediye başkanlarından bununla ilgili tek bir kelime söyleyen olacak mı diye baktım, olmadı. Çünkü olmaz. Çünkü neden? Ağaç festivali, odun festivali, çamur festivali, pişmiş toprak sempozyumu… İnsanlar tenceresini kaynatacak aş bulamıyor, onlar toprak pişiriyor. Ana Muhalefet Partisi’nin il başkanı zaten ortada yok. Mitinglerde geziyor. Belediyeler zaten yok. Yani Büyükşehir Belediyesi olmasa Eskişehir’de belediyelerle ilgili konuşacak hiçbir şey yok, arkadaşlar. İyi ya da kötü yapıyor. Eleştiriliyor, doğru yapıyor, yanlış yapıyor, ama bir şey yapıyor. Ama maalesef Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden herhangi bir hareket yok. Herhangi bir çalışma yok. Sorduğunuz zaman da ‘Siz gezmiyorsunuz.’ diyorlar. Vallahi bu Eskişehir’de biz gezmiyorsak hiç kimse gezmiyordur” şeklinde konuştu.

“Mevcut iktidar partisinin tekrar kazanması içten bile değil”

Özcan, “Bizim Eskişehir’de girmediğimiz sokak, girmediğimiz cadde, mahalle, köy yok. Peki insanların açlığıyla, sefaletle, 16-17 bin lira emekli maaşıyla, 22 bin lira asgari ücretle geçinmelerinin karşısında duracak kim var peki? Ya bu insanlar zor geçiniyor. Bu insanlar elektrik faturasından korktuğu için akşamları ışıklarını kapatıp televizyon izliyorlar. Bu insanlar markete gittiklerinde ‘Alışveriş mi yaptık, marketten hisse senedi mi aldık?’ diye düşünür oldular. Ama bunu paylaşan kimse yok. Biz paylaşalım. Biz paylaşalım, biz her zaman paylaşıyoruz da. Geçen hafta burada dedik ki ülkenin ve şehrin sorunlarıyla ilgili Türkiye’de, Eskişehir’de DSİ’nin kuyulara tedbir koyması lazım. Linç edildik. Bizden üç gün sonra Ziraat Odası Başkanı dedi ki: ‘Evet, DSİ kuyularla ilgili bir çare üretmeli.’ Biz söyleyince tu kaka, ama başkası söyleyince alkış. Niye? Herkesin bir siyasi görüşü var çünkü. Bu iş ne zamana kadar böyle gidecek? Bu iş böyle giderse arkadaşlar çok üzülerek söylüyorum: Mevcut iktidar partisinin tekrar kazanması içten bile değil. Çünkü neden? Çünkü bir şey üretmiyorsunuz. Yani söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eskişehir’deki imkânları bizim elimizde, Demokrat Parti’nin elinde olsa inanın, bugünkünün iki katı olurdu. Ama sol yumruklar havada özgürlük, hak, hukuk, adalet sloganları… Her gün bir belediye başkanı, bir milletvekili İstanbul’da, Silivri’de, teknelerde, yatlarda poz veriyorlar. Bir tanesi İmamoğlu’nun peşinde. Bir tanesi zaten hiç yok. Bir kadın milletvekilimiz var, o da Eskişehir’de hiç yok” dedi.

AÖF'te o programlar "Sağlık Teknikeri" unvanı kazandırıyor
AÖF'te o programlar "Sağlık Teknikeri" unvanı kazandırıyor
İçeriği Görüntüle

“Eskişehir’de iki belediyemiz hiç yok”

Özcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet ve Kalkınma Partisi’nde var mı kimse? Yok. Arada bir Meclis’te bir-iki çatlak ses çıkıyor. Eskişehir Büyükşehir Meclisi’nde konuşanlar var. Başka yok. Niye? Şehir sahipsiz mi? Bu şehrin sorunları yok mu? Bu şehirde kim neyi konuşacak? Eğer ana muhalefet partisi şehre önder olup şehrin sorunlarını konuşmayacaksa ana muhalefet partililer olmasın. Otursunlar, ‘Biz ana muhalefet partisi olmaya razıyız.’ desinler. Belediye zaten yok. Eskişehir’de iki belediyemiz hiç yok. Başka dertler neler? İnsanlar yiyecek ekmek bulamazken, her gün Tepebaşı Belediyesi konser veriyor. Neyle veriyor? Bizim yatırdığımız çöp vergileriyle, emlak vergileriyle. Niye? Konser vermesek ölecek miyiz, beyler? Biz daha çok hizmet bekliyoruz. Konser hizmet değildir. Hizmet, o bölgede yaşayan bütün insanların faydalanabileceği bir şeydir. Eskişehir’in bazı mahallelerine, bazı sokaklarına gidin, Şırnak’tan farkı yok. Ama biz konser düzenliyoruz, ağaç, ahşap bilmem ne düzenliyoruz. Nereye kadar yapacağız bunu peki? Bu şehrin başka sorunları yok mu, beyler? Arkadaşlar, başka derdimiz yok mu bizim? Asfaltsız sokağımız yok mu? Gidin sokaklara, caddelere gezin. İnsanlar kaldırımlarda yürüyecek yol bulamıyorlar. Bir işgaliye var. Bebek arabasıyla bir kadıncağız, tekerlekli sandalyesiyle bir engelli kardeşimiz kaldırımlarda yürüyemez halde. Ama belediyemiz ne yapıyor, arkadaşlar? Sempozyum düzenliyor. Bravo, alkış. Seneye tekrarını yapalım. 17.’sini, 20.’sini yapalım. Ama siyaset öyle bir hale geldi ki…”

“MHP’li kardeşlerimiz neredeyse ‘Bilge Lider Abdullah Öcalan’ diye bağıracak”

Özcan, “Dün ‘Terörsüz Türkiye’ diye bir toplantı yapılıyor. Öyle nutuklar atılıyor ki… Yani ‘Bilge Lider Abdullah Öcalan’ diye bağıracak neredeyse MHP’li kardeşlerimiz. ‘Önder Devlet Bahçeli’ diyeceklerdi neredeyse. Ya bir dakika arkadaşlar, bir dakika hanımefendiler, beyefendiler. Bir siyaset uğruna, bir koltuk uğruna, bir rant uğruna, bir imkan uğruna insanların hedefleri, yaşam tarzları, karakterleri, düşünceleri bu kadar değişebilir mi? Daha dün bir şehit babasıyla oturduk. Diyor ki: ‘İçim kan ağlıyor, televizyon açmak istemiyorum. Bunların söylediklerinden dolayı televizyon açmak istemiyorum.’ Haklı mı? Haklı. O canı, o baba verdi. O çocuğun yasını hepimiz tuttuk ama biz cenazeden sonra unuttuk. O baba 8 yıldır evladına ağlıyor. Hangi ‘Terörsüz Türkiye’? Arkadaşlar… Nerede terör? 30 kişi silah bıraktı diye Türkiye’de terör bitti mi? SDG’si, YPG’si nerede? Bunlar silah bıraktı mı? Hayır. Ama ne oldu? Türkiye sadece şahsımın ve şürekamın menfaatleri üzerine siyaset üretmeye devam ediyor. ‘Biz koltukta oturalım da ne olursa olsun. İnsanlar nasıl yaşarsa yaşasın. Kiralarını nasıl öderse ödesin’” ifadelerini kullandı.

“Eskişehir’de 15 bin lira kirayı nasıl ödeyip çocuğunu okutacak”

Özcan, Eskişehir’deki kira fiyatlarına da değinerek, “Eskişehir’de bir artı bir öğrencinin kalabileceği bir dairenin, apartın fiyatı 15 bin lira. Bir aile düşünün ki Eskişehir’e emekli bir aile, üniversiteye giden çocuğu var. Muhtemelen emeklidir. O aile 16-17 bin lira maaşla Eskişehir’de 15 bin lira kirayı nasıl ödeyip çocuğunu okutacak, beyler? Yurt yaptık. İşiniz bu. Yapacaksınız. Millî Eğitim Bakanı çıkıyor, diyor ki: ‘Sistemi tekrar değiştireceğiz.’ Vallahi bu, 23 yılda herhalde 9. değişiklik olacak. Diyor ki: ‘Okullardan hayır parası istenmedi.’ Bana gelen en az 50 veli var. Ben, oy oranı belli bir siyasi partinin il başkanı olarak söylüyorum, bana gelen veliler ‘İlkokul kaydına, ortaokul kaydına para istiyorlar.’ dedi. İş ihaleye çıkmış. Geçen hafta söyledim, tekrar söylüyorum. Benim ilkokula başlamamın üzerinden 44-45 sene geçti. Ben Odunpazarı’nda, orta ve alt gelirli ailelerin yaşadığı bir mahallede Malhatun İlkokulu’na gittim. Bizim o zaman temizlikçimiz de vardı, hadememiz de vardı, kantincimiz de vardı, kapımızda güvenliğimiz de vardı. Bunlar devlet memuruydu. Şimdi devlet kapıya koyduğu güvenlikçinin parasını veliden istiyor. Okulunu temizleyen müstahdemin parasını veliden istiyor. Ne olduk? Hani eğitim ücretsizdi Türkiye’de? Yok. Bunlar televizyona çıktıklarında sanırsınız Türkiye’yi yeniden kurmuşlar, cumhuriyeti yeniden ilan etmişler gibi konuşuyorlar ama vatandaşın dertlerini görmez oldular. Etraflarındaki bir avuç ‘A Takımı’ diye nitelendirilen ekip, Türkiye’nin reel politiğini bizi idare edenlere göstermiyor.” dedi.

Özcan, çözüm için vatandaşlara da çağrıda bulunarak, “Peki bunun çaresi ne? Hep birlikte direnmek. Hep birlikte direneceğiz. Hep birlikte ayakta olacağız, safları sıklaştıracağız, omuz omuza olacağız. Kabullenmeyeceğiz. Kabullenirsek tekrar bunların bizi beş yıl daha idare etmesine razı olmuş oluruz. Dolayısıyla direnmekten, karşı koymaktan başka çare yoktur” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi