Türkiye’de bankacılık sektörüne yeni bir oyuncu daha katıldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Adil Katılım Bankası’na faaliyet izni verdi. Kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte süreç resmileşti. Banka, kuruluş aşamasından sonra artık dijital bankacılık esaslarına uygun şekilde faaliyet gösterecek. Böylece Türkiye’nin finans piyasasında dijital odaklı katılım bankacılığı dönemi başlamış oldu.
BDDK’nın Kararı
BDDK, 27 Mayıs 2025 tarihinde kuruluş izni verdiği Adil Katılım Bankası için yeni bir adım attı. Kurumun yaptığı değerlendirme sonucunda faaliyet izni onaylandı. Bu karar, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 10. maddesi çerçevesinde alındı. Aynı zamanda bankaların izne tabi işlemleri ve dijital bankaların faaliyet esaslarını düzenleyen mevzuat da dikkate alındı. Bu onayla birlikte banka artık resmen hizmet sunabilecek.
Resmi Gazete’de Yayımlandı
Faaliyet izninin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla karar yürürlüğe girdi. Böylece bankacılık sektöründe yeni bir dijital katılım bankası dönemi başladı. Adil Katılım Bankası, kuruluş aşamasındaki tüm yasal süreçleri tamamladı. Resmi ilan, bankanın faaliyetlerinin güvence altına alındığını ortaya koyuyor. Yatırımcılar ve müşteriler için bu adım önemli bir güven unsuru oluşturdu.
Dijital Bankacılık Modeli
Adil Katılım Bankası, tamamen dijital odaklı hizmet sunacak. Fiziksel şube yerine dijital platformlar üzerinden işlem yapılabilecek. Bu yaklaşım, hem hız hem de maliyet avantajı sağlayacak. Türkiye’de son dönemde yaygınlaşan dijital bankacılık trendine yeni bir katkı olacak. Ayrıca katılım bankacılığı ilkeleriyle birleşen bu model, sektörde farklı bir alternatif yaratacak.
Finans Dünyasında Yeni Dönem
Uzmanlara göre bu gelişme, Türkiye’nin finansal ekosisteminde önemli bir dönüm noktası. Dijital katılım bankacılığı, hem bireysel hem de kurumsal müşterilere farklı çözümler sunacak. Rekabetin artmasıyla sektörde daha yenilikçi ürünlerin çıkması bekleniyor. Adil Katılım Bankası’nın faaliyete geçmesi, dijitalleşmenin hızlanmasına da katkı sağlayacak. Bu süreç, finansal kapsayıcılığı artıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.