AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Çelik, Teşkilat Başkanı Ahmet Büyükgümüş koordinasyonunda Türkiye Yüzyılı Buluşmaları adıyla yeni bir çalışma safhası, yaz çalışması başlattıklarını ve 8 Ağustos günü yani bu cumadan itibaren 15 Eylül'e kadar sürecek bir dönemi kapsayacağını ifade etti.
"Terörsüz Türkiye" ilgili konuşan AK Parti Sözcüsü Çelik, "Yine Terörsüz Türkiye başlığı adı altında yürütülen çalışmalarla ilgili hassasiyetle yürütülmesi gerektiği konusunda PKK terör örgütünün feshi PKK terör örgütünün silah bırakması dediğimiz süreci gerçekleşmesine dönük olarak Türkiye'yi terörsüz bir Türkiye ortamına kavuşturmakla ilgili hem feshin gerçekleşmesi, PKK'nın feshinin gerçekleşmesi hem de silah bırakma, silah yakma, teslim etme şeklindeki sürecin tamamlanması açısından meclisteki komisyon çalışmalarına başladı. Orası bir zemin oluşturacak. Dolayısıyla meclis gündemine hakimdir. Meclis gündemine hakim olduğu gibi komisyon da gündemine hakimdir. Çünkü başından itibaren silah bırakma ve fesihle ilgili olarak Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmakla ilgili bu çalışmalar yapılıyor. Ama şimdi görüyoruz ki aslında komisyonun kuruluş amacının dışında bazı misyonlar yüklemeye dönük de bazı açıklamalar yapılıyor. Tabii bize soruluyor bu çerçevede. Bizim de söylediğimiz ilk baştan itibaren bunu ifade ettik. Aynısını söylemeye devam ediyoruz. O da PKK'nın fesih edilmesi ve silah bırakmasına dönüktür. Onun dışındaki çerçevelerin bununla bağlantısı yoktur" şeklinde konuştu.
Çelik, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin yeni anayasa çalışmalarının her zaman olduğunu söyledi.

Terörsüz Türkiye'nin bölgedeki son gelişmeler dikkate alındığında bir terörsüz bölge hedefine ulaşılması bakımından da ne kadar kritik olduğunu her seferinde ifade ettiklerini bildiren Çelik, "Dolayısıyla arzu ettiğimiz şey toplumumuzun her kesimiyle konuşan görüşlerini paylaşan bir çerçevede. Nitekim bunu Türkiye Yüzyılıyla buluşmaları çalışmaları sırasında da bu meseleye nasıl baktığımızı bu meseleyi bir pazarlık meselesi olarak değil Türkiye'nin Terörsüz Türkiye hedefine ulaşması için değerlendirdiğimizi ifade eden mesajlarımızı vatandaşlarımıza ulaştıracağız. Tabii ki bu çerçevede vatandaşlarımızla buluştuğumuz gibi hususen de bilhassa şehit ailelerimizi de ziyaret şehit ailelerimize de ziyaretleri yapacağız. Onları tabii ki dinleyeceğiz. Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen kaygıların giderilmesi toplumun çeşitli kesimlerinden gelen soruların cevaplanması bakımında bu bir vesile olacaktır. Esas hedef Türkiye'nin bu bahsettiğim terör belasından kurtulmasıdır, kurtarılmasıdır. Odağımız budur, bu çerçevede bakıyoruz" ifadelerini kullandı.

Sahte diploma, sürücü belgesi, kayıt gibi konularla ilgili olarak devlet içinde bu faaliyetleri gerçekleştirmeye çalışan bir takım suç şebekelerle ilgili konuşan Çelik, "Bu konu ilk baştan itibaren devlet kurumları tarafından bu hareketlilik bir yıl önce tespit edilmiştir. Bir yıl önce bu hareketlilik tespit edildikten sonra Ankara Cumhuriyet Bas Savcılığı'nın koordinasyonunda hassas bir şekilde bu soruşturmalar yürütülmüştür. Geçen sene 2024 Ağustos ayı itibariyle. Bu senenin 21 Mayıs itibariyle de esasında bu bir dava sürecine dönüştürülmüştür. Bu süre içerisinde bütün deliller toplanmıştır. Bu deliller çerçevesinde işte HTS kayıtlarından diğerlerine kadar her şey takip edilmiştir, değerlendirilmiştir, dosya konulmuştur. Dolayısıyla burada aslında devlet kurumlarının çok önceden bir yıl öncesinden fark ettiği bir durum söz konusudur. Tabii bu süre içerisinde kamusal hayatta herhangi bir zararın ortaya çıkmaması için ilgili kurumlar uyarılmıştır yapılması gerekenlerle ilgili. Yani İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı zaten koordinasyonda vardır. Aynı şekilde YÖK ve diğer kurumlar da bu şekildedir. Bunun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Bunun sonuna kadar gideceğiz. Arkadaşlarımıza dönük bir takım iftiralar söz konusu oluyor. Bunlara tabii ki prim vermeyeceğiz. Bunun sulandırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Devlet içerisinde bu şekilde sahtecilik yapan şebeke, çete ne varsa devletten söküp atacağız. Tabii ki yargı süreci işliyor. YÖK ve diğer kurumlar hassasiyetle masaların koordinasyonu içindedir. İçişleri Bakanlığı görevini adliye görevini yapmaktadır" ifadelerini kullandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bütün delillerinin toplandığını ve konuyu dava sürecine dönüştürdüğünü bildiren Çelik, "Devletteki bu şebekeleşme, bu tip faaliyetleri yapanlar, devlet hayatından ya da devlet hayatına musallat olan bütün bu yapılar jiletle kazınıcaktır. Hukuk çerçevesinde bunun gereği bu çerçevede yapılmış olacaktır, hukuk sistemi işliyor. Adliye görevinin başındadır. Emniyet görevini yapmaktadır. YÖK ve diğer kurumlar tabii ki hassasiyet halinde konuyu takip ediyorlar" dedi.
400 akademisyenle ilgili iddiaların dezenformasyon olduğunu belirten Çelik, "400 tane akademisyen atanmış vesaire falan diye. Bunların hepsi yalanlandı zaten. Bunların ayrıca devlette bazı işlemlere dönük olarak bir zarar ortaya çıkarmaması için de kurumlar en baştan itibaren uyarılmıştır. Şimdi bunu partiler arası bir tartışmaya çevirmeye çalışıyorlar. Ya da partimizden bazı arkadaşlara konuyu sulandıracak, konuyu odağından saptıracak şekilde bir takım saldırılar gerçekleştiriyorlar. Ya da bazı bürokrat arkadaşlarımıza dönük olarak bunlar tabii meselenin devletten bu suç şebekelerinin kazınılmasına dönük olarak yürütülen bu faaliyete aslında sabotaj girişimlerinden başka bir şey değil. Yani elinde delil olan, belge, bilgi olan zaten ortaya koyuyor. Bunlar zaten iddianameye girmiş, çeşitli şekillerde soruşturma bir yıl öncesinden yürümüş. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından koordinasyonu yapılmış. Nitekim tutuklular var, adli kontrol altında olanlar var, hakkında işlem yürütülenler var. Bunlar yüksek sayılarda. Dolayısıyla bunların devletten kazınması konusunda tabii ki yüksek bir irade vardır. İlk fark edildiği andan itibaren de gereği yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Artık tabii ki adaletin tecellisi açısından konu bir yargı sürecine dönüşmüştür. Vatandaşlarımıza bu konuda bize ulaşan her türlü bilgiyi açık bir şekilde paylaşacağız. Bununla ilgili olarak ilerleyen süreçlerde ne aşamaya gelindiğiyle ilgili olarak da bilgi vereceğiz. Bizim odağımız devlet kurumlarına dönük kamu hayatına dönük sahtekarlık yapan suç işleyen varsa bunların hepsinin ortaya çıkarılması ve adalet önünde hesap vermelerinin sağlanmasına dönük bu süreci desteklediğimizi, irademizi bu şekilde ortaya koyduğumuzu bir kere daha belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Filistin ve Gazze konusunu çok yakinen takip ettiklerini AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MKYK toplantısı açılış konuşmasında belirttiğini ifade eden Çelik, "Özellikle insani yardımlar konusu. Tabii bu konudaki insani yardımlar konusunda oraya gönderdiğimiz yardımlar çeşitli uluslararası platformlarda Güney Afrika'yla birlikte müdahil olduğumuz dava söz konusu olmak üzere Lahey süreçlerindeki tavrımız tüm bunlar esasında bu siyonist soykırım şebekesine karşı hem diplomatik anlamda hem de insani yardım alanında en etkili stratejiyi ortaya koymaya çalıştığımızı, bu konuyu yakinen takip ettiğimizi ortaya koyan somut eylemler. Ama aynı zamanda maalesef Netanyahu'yu Gazze'yi işgal etme konusunda cesaretlendirenlerin bunun sonuçlarının çok kötü olacağı konusunda bilmeleri gereken çok net tablolar var. Ondan sonrası bunun şimdiye kadar bütün soykırım suçları işlenmişken yapılması gereken tek şey hem bölgenin geleceği açısından hem insanlığın geleceği açısından Netanyahu'nun başında olduğu bu katliam şebekesinin durdurulması ve yargıya çıkarılmasıdır. Bunların soykırım suçundan Nazilerin yaptığı gibi hesap vermesidir. diye konuştu.

Bazı devletlerin Eylül ayında Filistin'i tanıyacaklarını son derece kıymetli bir adım olarak gördüklerini belirten Çelik, "Bu şekildeki küresel dalganın daha da yükselmesinden büyük bir memnuniyet duyacağımızı ifade ediyoruz. Halbuki Gazze'de soykırıma uğrayan on binlerce çocuk var, on binlerce kadın var. Bu soykırım şebekesi halen bu eylemlerine devam ediyor. Bunun karşısında Filistin Devleti'nin tanınmasının bu siyonist şebekenin hedeflerine ulaşamayacağı konusunda mesajı tam alması bakımından son derece önemli olduğunu ifade ediyoruz. O zamanda şimdiye kadar desteğini açıklayan, Filistin Devleti'nin tanınması yönünde desteğini açıklayan bütün ülkelere tebriklerimizi iletiyoruz, teşekkürlerimizi iletiyoruz" dedi.

Suriye'de terör örgütü SDG'nin entegrasyonuna ilişkin gelen soruya Çelik, "PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla silah bırakması gerekir dedik. İkincisi aynı şekilde silahlı gruplarının yanı sıra illegal yapılanmalarının da feshedilmesi gerekir dedik. Bizim Terörsüz Türkiye'den anladığımız budur. Şimdi buna bu prensiplere yani bütün şube ve uzantılarıyla silah bırakmasına ya da illegal yapılanmalarının da feshedilmesine dönük bu yaklaşıma dair işte bir takım şehirler düşündüğünü bunlara bir takım bu çevrelerden itirazlar geldiğini işte Suriye'de yapılan bazı konuşmalarda bunları görüyoruz. Ama bizim prensibimiz ve tutumumuz açıktır. Oradaki hareketliliği de görüyoruz. Yani meseleyi hem zamana yayma şeklinde biliyorsunuz orada işte bu SDG denilen PKK yapılanmasıyla oradaki hükümet arasında bir yıl içinde gerçekleşecek bir eylem planı vardı ve oradaki o silahlı gruplar tek silahlı gücün Suriye ordusu olması temelinde silahlarını bırakacaklar, o yapıya teslim olacaklar. Irak'ta farklı bir model Suriye'de farklı bir model ortaya çıkacaktı. Onlar da Suriye ordusuna entegre olacaklardı. Ama şimdi çeşitli gelişmeleri bahane ederek bunun başka bir mecraya götürülmeye çalışıldığını orada Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve milli egemenliğine aykırı bir takım yaklaşımlar ortaya koyulmaya çalışıldığını bazı fırsatçılıklar yapılarak başka hareketlilikler ortaya koyulmaya çalışıldığını görüyoruz. Tabii ki bu kabul etmeyeceğimiz bir şey" şeklinde cevap verdi.
Terörsüz Türkiye'nin aynı zamanda bu terörsüz bölge hedefi içinde bir ilham kaynağı olacağını bildiren Çelik, "Ayrıca bu grupların bu silahlı grupların bu terör gruplarının Suriye için önerdiği ya da Irak için önerdiği modellerin oradaki Kürt'e de bir faydası yoktur. Arapa da bir faydası yoktur. Türkmen'e de bir faydası yoktur. Bunlar daha önceleri emperyalist odaklar tarafından dillendirilmiş tamamını elde edemedikleri ülkelerin belli bölgelerine hükmetme, tırnak içinde 'çökme' şeklindeki siyasi projelerin işte bu emperyalist projelerin terör örgütleri vasıtasıyla hayata geçirilmesinden ibarettir. Orada bu sürece karşı olan yaklaşımları da görüyoruz. Ama biz dediğim gibi odağımızı kaybetmiyoruz. Bizim bütün çalışmalarımız PKK'nın uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla teslim olması ve silah bırakması, silahlarını teslim etmesi şeklindeki bir süreçtir" ifadelerini kullandı.

SDG'nin süreci sabote etme girişimlerine ilişkin gelen soruya Çelik şu şekilde cevap verdi:
"Türkiye'ye karşı halen geçmişteki Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden pozisyonların korunması ya da güncellenmesine dair adımları hassasiyetle takip ettiğimizin bilinmesini isteriz. Her birini gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Orada esas olan Suriye hükümetiyle SDG denilen yapı arasındaki bu bahsettiğimiz anlaşmanın bir an evvel hayata geçmesidir. O zaman zaten bir sorun kalmayacaktır. Ama şimdi Süveyda bölgesinden işte bu SDG'nin olduğu bölgeye kadar koridor açma oralarda farklı bir alan oluşturma farklı taleplerinin aslında emperyalist ve siyonist talepler bunlar. Bunların SDG adına yapılan açıklamalarda işte yerel yönetim modeli, Suriye'de özel modeller gibi kamufle edilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Bu hassasiyetle takip ettiğimiz bir konudur. Tabii ki bu bahsettiğin toprak bütünlüğü ve milli egemenliği çerçevesindeki Suriye'yi dönme girişimlerine ya da orada bahsettiğim bu şekilde ki bu bahsettiğimiz terörsüz Türkiye'nin terörsüz bölge hedefi, PKK terör örgütünün silah bırakmasına, kendini feshetmesine dair sürecin sabote edilmesine o şekilde müsaade etmeyiz."
CHP'nin YAŞ kararlarına ilişkin açıklamalarına ilişkin soru üzerine Çelik, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin özellikle Yeni Genelkurmay Başkanımız, Kara Kuvvetleri komutanımız hakkındaki sözlerinin hiçbir siyasi geçerliği yok, hukuki geçerliği yok, askeri geçerliği yok. Eski Cumhuriyet Halk Partisi hastalıklarının yükseltmesinin bir neticesi olarak o cümleleri kuruyorlar" dedi.

Adıyaman Belediye Başkanı'nın göreve iadesi hakkındaki soruya cevap veren Çelik, "Tabii o siyasi tartışmayı onlar o şekilde sürdürüyor ama biz de şu soruyu sormuştuk onlara. Demiştik ki peki bu kadar yolsuzluk iddiası var. CHP genel başkanı çıksın desin ki bu yolsuzlukların hiçbiri yok ve ben bunlara kefilim diye bunu diyebiliyor mu? Nihayetinde yargının yürüttüğü konular var. Demek ki yargı elindeki dosyaya göre, elindeki bilgilere göre işlemini yapıyor. Yeri geldiği zaman bunun neticesinde mevzuatımız çerçevesinde görevden alınması gereken görevden alınıyor, göreve iade edilmesi gereken göreve iade ediyor, ediliyor. Görevini devam ettiren de görevine devam ediyor. Dolayısıyla bu meseleyi onların başından beri siyasi bir tartışma AK Parti'yle CHP arasında bir meseleye dönüştürmeye çalıştığını görüyoruz. Ama bunun zemini ve dayanağı yok. Cumhuriyet Halk Partililer, Cumhuriyet Halk Partililerin yolsuzluklarını ihbar etmişler. Yargı da bunun üzerine gitmiş ve bu değerlendirmeyi yapıyor ve bunun sonucunda bütün bu işlemler gerçekleşiyor" dedi.
AK Parti'nin kuruluş hazırlıklarına ilişkin gelen soruya Çelik, "Tabii 24 gününcü yaşımıza giriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın genel başkanımızın katılımlarıyla burada kendi binamızda bu kutlamayı gerçekleştireceğiz. Aynı gün il başkanları toplantımızla entegre bir şekilde bu gerçekleşecek. 24. yaşımız için hep ben şunu söylüyorum on sekizden sonra 19, 20, 21, 22, 23, 24 yaşına girdik ama hep 18 yaşında AK Parti diye söylüyorum. O günde bahsettiğiniz çerçevede aynı sadelikte ama o görkemi koruyarak bir toplantı gerçekleştireceğiz. Genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız da orada konuşmalarını yapacaklar" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'ya ziyaretiyle ilgili gelen soruya bir planlamanın olmadığını söyledi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı