İş yerinde çalışanların din, dil, cinsiyet veya kişisel özelliklerinden dolayı farklı muameleye maruz kalması ayrımcılık sayılıyor. Bu durum, maaş eşitsizliği, gebelik nedeniyle işten çıkarma ya da toplantılardan dışlanma gibi uygulamalarla ortaya çıkabiliyor. Mevzuata göre işçi, ayrımcılığa uğradığını ispatladığında işverenin eşit davranma yükümlülüğü devreye giriyor.
ÇALIŞANLAR NEREYE BAŞVURABİLİR?
Ayrımcılık yaşayan işçiler öncelikle iş yerindeki ilgili mercilere başvurabiliyor. Sorun çözülmezse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na veya Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna (TİHEK) şikâyette bulunulabiliyor. Mevzuat, şikayet eden çalışanın işten çıkarılamayacağını güvence altına alıyor. Ayrıca ayrımcılığa uğrayan işçi, çalışmaktan kaçınma hakkına da sahip.
İş Kanunu’na göre ayrımcılığa uğrayan işçi, 4 aya kadar ücreti tutarında tazminat talep edebiliyor. Ayrıca kötü niyetli fesihlerde işveren, bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödemek zorunda kalıyor. Ayrımcılık davalarında zamanaşımı süresi ise 5 yıl. Bu süre içinde hak arayan işçiler, uğradıkları mağduriyetin giderilmesini talep edebiliyor.
İş yerinde ayrımcılığa uğrayan çalışanların hakları mevzuatla korunuyor. Din, dil, cinsiyet veya gebelik gerekçesiyle farklı muamele gören işçiler, şikâyet hakkına sahip. Ayrımcılık yapan işverenler, 4 aylık ücretten başlayarak 3 kat tazminata kadar ödeme yapabiliyor. Çalışanların başvurabileceği resmi merciler de yasalarla belirlenmiş durumda.