AKP’nin Kızılcahamam’da gerçekleştirdiği istişare kampında konuşulan konular arasında dikkat çekici bir başlık öne çıktı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 30, 40 ve 50 yıla kadar uzayan konut kredisi seçeneklerini gündeme getirdiği iddia edildi. Gelişmenin ardından hem finans çevreleri hem de gayrimenkul sektörü bu önerinin nasıl hayata geçebileceğini değerlendirmeye başladı. Özellikle konut fiyatlarının hızla arttığı bir ortamda, uzun vadeli ödeme seçenekleri geniş kesimler için önemli bir fırsat olabilir. Ancak sistemin sürdürülebilirliği, ekonomik istikrarla yakından ilişkili görülüyor.

Yeni Sistem İçin Kamu Desteği Öneriliyor

Ekonomistlere göre, önerilen modelin sağlıklı bir şekilde işlemesi için bir devlet kurumu aracılığıyla yönetilmesi gerekiyor. Bu kapsamda “Kamu Konut Finansmanı Kurumu” adıyla yeni bir yapının kurulabileceği belirtiliyor. Bu kurum, yalnızca özel bankaları değil, kamu kaynaklarını da devreye alarak sistemin temelini oluşturabilir. Uzun vadeli kredilerin sürdürülebilirliği için vergi teşvikleri ve faiz desteği gündeme gelebilir. Bankalar standart faiz oranları uygularken, kalan kısmın kamu tarafından sübvanse edilmesi planlanabilir.

Kira Öder Gibi Ev Sahibi Olma Modeli

Gündemde yer alan bir başka model ise, devletin konut projelerine doğrudan ortak olması. Bu sistemde vatandaş, uzun yıllara yayılan vadelerle ödeme yaparken kira öder gibi borcunu taksitlendiriyor. Tapu devri ise ödeme süresi sonunda gerçekleştiriliyor. Bu yapı sayesinde yüksek peşinat engelinin ortadan kalkması ve konut sahibi olan nüfusun genişletilmesi hedefleniyor. Özellikle genç ve orta gelirli kesimlerin konut edinimini kolaylaştıracak bir araç olarak öne çıkıyor.

Başarı, Ekonomik Zemine Bağlı

Uzmanlar, sistemin teknik olarak uygulanabilir olduğunu ancak makroekonomik koşullara duyarlı olduğunu vurguluyor. Başarının sağlanabilmesi için düşük faiz oranları ve öngörülebilir enflasyonun bir arada bulunması gerekiyor. Ayrıca istikrarlı bir ekonomik büyüme, 30 ila 50 yıl gibi uzun vadeli projeksiyonların sağlıklı yürütülebilmesini kolaylaştıracaktır. Bu şartlar sağlanmadan, uzun vadeli borçlanmaların hem bankalar hem de tüketiciler açısından risk yaratabileceği ifade ediliyor. Yine de uzun vadeli planların, doğru altyapı ile geniş kitlelere ulaşması mümkün görülüyor.

Kaynak: Haber Merkezi