Türkiye’de konut sektörü 2025 yılı itibarıyla önemli bir değişim sürecine girdi. Özellikle ikinci el konut pazarında yaşanan stok artışı dikkat çekiyor.
Yılın başında yaklaşık 500 bin seviyesinde olan satılık daire sayısı, ağustos ayında 636 bine ulaşarak yüzde 27 oranında arttı. Uzmanlara göre bu yükselişin en önemli nedeni, artan deprem kaygısı.
30 YAŞ ÜSTÜ BİNALARA DİKKAT
Satılık konut sayısındaki artış, en çok eski yapı stoklarında kendini gösteriyor. Gayrimenkul danışmanları, piyasaya sürülen dairelerin çoğunluğunu 30 yaş üzeri riskli binaların oluşturduğunu belirtiyor. Depreme karşı güvenli yapılara olan talep arttıkça, vatandaşlar da eski evlerini elden çıkarıp yeni projelere yöneliyor. Bu durum, ikinci el konut pazarında dengeleri değiştiriyor.
Ankara, satılık konut stoğunun en çok arttığı şehir olarak öne çıkıyor. Başkentte stok yüzde 32 yükselirken, İstanbul ve İzmir’de de benzer bir tablo dikkat çekiyor. Anadolu genelinde de pek çok şehirde konut satışında aynı trend izleniyor. Eski yapıların elden çıkarılması, yeni projelere olan ilgiyi artırıyor ve piyasa arz-talep dengesi yeniden şekilleniyor.
Uzmanlar, alıcı sayısının sınırlı kalmasına karşın, satılık konut sayısındaki bu hızlı artışın “stok baskısı” yarattığına dikkat çekiyor. Alıcıların fiyat konusunda daha pazarlıkçı davranmasına imkân tanıyan bu ortam, sektörde fiyatların seyrine dair belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Arz fazlası, fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Gayrimenkul sektöründe son yıllarda fiyatların sürekli artması, konut alıcısı için ciddi bir sorun haline gelmişti. Ancak uzmanlara göre bu eğilimin tersine dönmesi, yeni konut üretiminin artırılmasıyla mümkün. Arzın yükselmesi, seçenekleri çoğaltacak ve fiyatların daha makul seviyelere inmesini sağlayacak.
Bu hedef doğrultusunda kamu eliyle yürütülen bir ‘konut seferberliği’ başlatıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde TOKİ ve Emlak Katılım iş birliğiyle yürütülen çalışmalar kapsamında dar gelirli vatandaşlara yönelik projeler hız kazanırken, özel sektöre de yön gösteriliyor. Böylece hem fiyatlar dengelenecek hem de piyasa güven kazanacak.
Emlak uzmanları, kamu yatırımlarının etkisiyle özel müteahhitlerin de yeni projelere yöneleceğini ve üretimin ivme kazanacağını belirtiyor. “Üretim artarsa, fiyatlar da düşer” görüşü ön plana çıkıyor.