Sizi biraz tanıyabilir miyiz? İş hayatına ne zaman başladınız?

28 Şubat 1990 Eskişehir doğumluyum. İlk ve ortaokul eğitimimi Eskişehir Özel Çağdaş Lisesi’nde, lise eğitimini ise Özel Atayurt Okulları’nda tamamladım. Üniversite hayatım 2007 yılında Koç Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ile başladı. 2012 yılında mezun oldum ve Londra BPP University’de bölümümle ilgili olarak idari bilimler üzerine yüksek lisans yaptım. 2013 yılında eğitim sürecimi tamamlayarak Eskişehir’e döndüm ve aile şirketimiz olan Enton AŞ’de çalışma hayatına profesyonel olarak başlangıç yaptım. Ayrıca 2015-2017 yılları arasında elektrik üretimi ve dağıtımı üzerine Anadolu Üniversitesi’nde iki senelik önlisans yaptım.

ENTON AŞ ne zaman kuruldu, ne yapıyor, hedefleri neler?

Tesisimiz Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteriyor. Ana faaliyet alanımız elektrik. Elektrik üretimi ve dağıtımında kullanılan beton direklerin üretimini yapıyoruz. Havai hatlarda kullanılan iletkenleri taşıyan beton direkler ve konsolları üretiyoruz. Bu beton direkler şehir, köy elektrik şebekelerinde, enerji nakil hatlarında, demiryolu elektrifikasyonunda kullanılıyor. Yurtiçinde pazar payımız epey yüksek. Özellikle enerji nakil hatlarında ve demiryolu elektrifikasyon direklerinde pazarın yaklaşık yüzde 75’ini domine etmiş durumdayız.

Beton direk üretimi aslında Eskişehir’de çok bilinmez ama köklü bir mazisi vardır. Bugün sahibi olduğumuz Enton aslında geçmiş dönemden pek çok Eskişehirlinin yakından bildiği Eston’un halefidir. Türkiye’ye savurmalı döküm teknolojisini yani bizim yaptığımız beton direk dökümünü de, bugün bildiğimiz prefabrik üretim teknolojilerini de getiren rahmetli Mümtaz Zeytinoğlu’dur. Bunları 1965 senesinde kurduğu Eston firmasıyla yapmıştır. Yani beton direk üretiminin Eskişehir’de 50 senelik mazisi var diyebiliriz. Eston’un son yıllarında üretim taşeronluğunu babam Emin Toparlar yapmıştır. Eston’dan sonra ise bu işi layıkıyla devam ettirme kararı almış ve 2005 yılı itibari ile Enton adı altında bunu uygulamaya başlamıştır.

Türkiye’de bu konuda en kapasiteli fabrika konumundayız. Sadece Türkiye’de değil dünyada olan gelişmeleri de son derece titiz bir şekilde takip ediyor ve yenilikçi bir bakış açısıyla hareket ediyoruz.  2013 yılında faaliyetlerimize güneş enerjisi ile elektrik üretimini de ekledik. Eskişehir’in ilk, Türkiye’nin 14’ncü güneş enerjisi santralini kurduk. Kurulu gücümüzü de kapasite artırımı olduğu takdirde arttıracağız. Bu konuda hedefi yüksek olan bir firmayız.

Çevreci bir firmanız olduğu söyleniyor, buna katılıyor musunuz?

Bu konuda haklı bir gurur ve mutluluk yaşıyorum dersem yalan olmaz. Gerçekten son derece çevreci bir firmayız. Beton tabiatı itibariyle bilirsiniz ki kirli, pis bir iştir ama gelin görün ki bizim fabrikamızda toz bile yoktur. Öyle ki bilmeden gelseniz fabrikamızı bisküvi fabrikası sanabilirsiniz. Temizliğe çok önem veriyoruz. Suyumuzu arıtıyoruz. Buharı üretirken atık enerjiden defalarca faydalanıyoruz. Enerji tasarrufuna çok önem veriyoruz. Mesela çok nadir bir örnektir. Türkiye’nin her yerine sevkiyatımızı yapan TIR’larımız CNG yani sıkıştırılmış doğalgaz kullanır. Bu durum mazot kullanan araçların yüzde 30’u kadar karbon emisyonu yapar. Hiç bir firmanın bu dünyadan büyük bir zenginliği olamaz. En büyük zenginliğimiz dünyamızdır. Ona sahip çıkmalıyız. Bu görüşü sadece sözle değil eylemiyle tamamlayan bir firma olarak sadece santrallerimizde senede yaklaşık 6 bin ton co2 salınımını önlemek bize gurur veriyor. Yakın zamanda bu santrallerin sayılarını arttırmayı ve CNG’li TIR’larımızın yanına elektrikli araçlar da eklemeyi planlıyoruz. Her iki iş alanımızda da dünyayı sıkı takip ederek pazar payımızı arttırmayı hedeflerken, çevremizi asla unutmayacağız. Önlemlerimize, tasarruflarımıza nice yenilerini ekleyeceğiz.

Sivil toplumla ilgili ne düşünüyoruz, geleceğe dair hedefiniz var mı?

Sivil toplumla tanışmam aslında çok erken oldu. Ortaokul yıllarımda Rotary kulüplerinde 18 yaş altı platformu olan interakt başkanıydım. Üniversite yıllarımda Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı bünyesinde uzun süre gönüllü İngilizce öğretmenliği yaptım. 2016 yılından beri ESGİAD yönetim kurulu üyeliği yapıyorum. Şu an başkan vekiliyim. 2018’den bu yana İÇGİAF Yönetim Kurulu Üyesiyim. Aynı zamanda Eskişehir Sanayi Odası Meclis Üyesiyim. Eskişehir’i çok seviyorum, hatta bu şehre aşığım diyebilirim. Dünyanın yaklaşık 40 ülkesini gezdim, çeşitli amaçlarla onlarca şehirde bulundum. Ama gittiğim her yerde önce Türk sonra Eskişehirli olmakla büyük gurur duyuyorum. Bunu her yerde, her zaman altını çize çize söylüyorum. O yüzden bu şehre daha çok faydalı olmak istiyorum. Bu sebeple çeşitli oda ve derneklerle hep iç içe bir yapım var. Hem şehrime hem de ülkeme faydalı olmak için alanımız dışında da projeler geliştirmek ve onları uygulamak istiyorum. Şehirde tüm güzelliklerine rağmen demokratik ortamın eksik olduğunu düşünüyorum. Yani şehirle ilgili sevdiklerimiz, beğenmediğimiz, önereceğimiz şeyleri dile getiremediğimizi bu konuda eksikler olduğunu düşünüyorum. Bu konuda gençler olarak biraz daha elimizi taşın altına koymamız gerektiğini, daha cesur ve daha kararlı olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple evet kendi içimde bazı hedeflerim var. Olgunlaştıkça daha kararlı bir şekilde üstüne gideceğim düşüncelerim var. Altyapısı olan ve bu ülkeye ve şehre katkı sunacağına inandığım her hizmet benim için kutsaldır.