Hükümetin kamu işçilerine sunduğu zam teklifine itiraz eden TÜRK İŞ’e bağlı Türkiye Sağlık İş üyesi işçiler, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Hastane önünde bir süre oturma eylemi yapan işçiler adına basın açıklamasını yapan Türkiye Sağlık İş Eskişehir Şube Başkanı Uğur Özatak, hükümete seslendi ve işçilerin artık beklemeye tahammülünün kalmadığını ifade etti. Hazine ve Maliye Bakanı’nın sağlık ve sosyal hizmet işçisinin sesini duymadığını söyleyen Özatak, “Bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir” dedi.
“Şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik”
Türkiye Sağlık İş Eskişehir Şube Başkanı Uğur Özatak, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan toplu iş sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: "Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor" dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik.
“Lütufmuş gibi bir teklif sundunuz”
En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır! Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz.
“Bizlerin beklemeye tahammülü kalmadı”
Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, sağlık ve sosyal hizmet işçisinin sesini duymamakta ısrar etmektedir. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak gece gündüz demeden her koşulda ailelerimizden ve özel günlerimizden dahi feragat ederek yurttaşlarımızın sağlığa, bakıma hatta biraz sevgiye ihtiyaç duyduğu her anda biz vardık ve onlara bir nebze olsun umut olduk. Pandemide kimse yoktu. Biz vardık. Her daim işimizin başında canla başla mücadele ettik. Beklediğimiz tek şey, adil bir ücret, insanca bir yaşam. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir: Bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye, oyalanmaya değil belirsizliğe tahammüle kalmamıştır.
“Siz duymazdan gelirseniz biz duyurmayı biliriz”
Sağlık emekçisi üstüne düşen görevini yapmıştır yapmaya da devam etmektedir. Alın terini dökerek ülkesine, milletine ve insanlığa değer katmaktadır. Bizi yönetenler de sosyal devletin gereklerini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir biz çözümle sonlandırmalıdır. Bu böyle gitmez. Siz duymazdan gelirseniz biz duyurmayı biliriz. Masa susarsa meydanlar konuşur.”