Baharın bu sene erken gelmesi ve hava sıcaklıklarının aniden artması ile kene kâbusu da başladı. İstanbul’da yüzlerce kişi kene ısırması şikâyeti ile hastanelere başvururken, Sivas’ta kene ısırmasına bağlı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları nedeniyle 6 kişi hayatını kaybetti. Vakaların Amasya, Tokat, Erzincan, Yozgat ve Kayseri’de de görülmesi üzerine Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki yıllardan fazla olmadığını açıkladı ve alınması gereken tedbirleri sıraladı. İşte kene vakalarına dair 10 maddede doğru bilinen yanlışlar ve yapılması gerekenler...
Kenelerin son kurbanı, Sivas’ın Gölbaşı köyünde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan 2 çocuk babası 38 yaşındaki Yavuz Vural oldu. Ayağına yapışan 3 keneyi çıkardıktan sonra rahatsızlanan Vural, yoğun bakımdaki yaşam mücadelesini kaybetti. Vural, bir ayda Sivas ve çevre illerde kene ısırmasına bağlı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden 6. kişi oldu. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2002 yılından bugüne kadar Türkiye’de görülen KKKA vakası 17 bin 132. Bu hastalardan 819’u ise hayatını kaybetti. Yani basit bir kene deyip geçmemek gerek!Dahası da var. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Âdem Keskin, Japon meslektaşları ile yürüttükleri çalışma kapsamında Türkiye’de Uzak Doğu, muhtemelen Çin menşeili yeni bir kene türü belirlediklerini açıkladı. Türkiye’ye 3-4 yıl önce geldiğini düşündükleri Haemaphysalis longicornis türüne ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Ülkemizdeki kene türü sayısı 56 oldu. Bu kene ise yüksek vektör potansiyele sahip, 30’dan fazla hastalık etkeni taşıdığı biliniyor. Bu proje kapsamında hem kenenin popülasyonunu izliyor hem de taşıyabileceği potansiyel patojenlerin varlığı ve yaygınlığı üzerine çalışmalar yapıyoruz.”
Anestezist ve algoloji uzmanı Prof. Dr. Nebahat Bulut, sosyal medya hesabından birkaç gün önce İstanbul Sultangazi’de çekilen ve binlerce kenenin bir duvarda yürüdüğü videoyu paylaşmış ve acil önlem alınması gerektiği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Aradım. Diyor ki: “Sağlık Bakanlığı, ‘kene sayısında artış yok’ açıklaması yaptı ama sanıyorum bu yıl ilkbaharın uzun sürmesi ve hava sıcaklıklarının da biranda artması sebebiyle uykudaki ve yumurtadaki keneler son 2-3 haftadır etkin oldu. Bu sebeple biranda büyük bir artış yaşanmış gibi hissediliyor olabilir. Özellikle kırsalda, bağ, bahçe, ormanlık alanlarda yaşayan, hayvancılık, avcılıkla uğraşan çok kişiden kene yoğunluğunun arttığına dair duyumlar almaktayız. Dolayısıyla bakanlığımızın, artış yok derken nasıl bir çalışma yapıldığını da şeffaflıkla paylaşması yerinde olur. Çünkü bu veriler ne tür önlemler alınması gerektiği açısından önemli.”KENDİ BAŞINA ÜREYEBİLİYOR“Keneler genellikle üreme eşeylidir. Tokat’ta Prof. Dr. Keskin ve ekibi tarafından yeni keşfedilen uzun boynuzlu kene türününse üremek için eşe ihtiyacı olmadığını biliyoruz. Kendi kendine üreyebiliyor. Bu da daha kısa zamanda daha çok kene üremesi demek. Dolayısıyla önlemleri buna göre de almalıyız.”
SOKAK KÖPEKLERİNE DİKKAT
“Bir de sokakta yaşayan, başı boş köpekler, tam da kenelerin sevdiği türden, sıcak kanlı ve omurgalı hayvanlar. Zira keneler besi hayvanlarının üzerine yerleşemiyorlar çünkü besi hayvanları yılda en az 2 kez ilaçlanıyorlar. Oysa özellikle de sokak köpeklerinin çoğunun aşıları, iç- dış parazitleri yok! Kulak çevresi ve tüylerin kısa olduğu yerlerde yoğun şekilde kene birikebiliyor. Dolayısıyla kene vakalarının önüne geçmek sadece kırsal alanların ilaçlanması ile mümkün olmaz, kene yayılımının durdurulması için köpekler özelinde de acil önlemler alınmalı.”
Sağlık Bakanlığı açıklamasında, “Türkiye’de kene yoğunluğunun önceki senelerden daha fazla olduğuna dair bir tespitimiz bulunmamaktadır. Bilinmelidir ki tüm kenelerde hastalık etkeni yok, yani her kene tutunan kişi hastalığa yakalanmaz. Kenelerden bulaştığı bilinen KKKA hastalığı ile mücadelemiz ise kararlılıkla sürmektedir” diyor. Peki nasıl korunacağız? Kene yapışırsa ne yapacağız?
1- Kenelerin gizlendiği yerleri bilin. Keneler genellikle yerdeki yapraklar veya çimlerde bulunur. Bu nedenle çalı, çim, yaprak veya ağaçlara sürtünebileceğiniz yürüyüşlerde dikkatli olun.
2- Keneler uçamaz, tırmanamaz. Yerden yürüyerek gelirler.
3- Kene yönünden riskli; kırsal ya da ormanlık alanlar vs. giderken, mümkün olduğunca vücudu örten ya da kenelerin kolay görünmesini sağlayacak açık renkli kıyafetler seçin. Pantolon paçalarını çorapların içerisine sokun ve üstüne kene savar bantlar yapıştırın.
4- Kene yönünden riskli bölgelerden dönüldüğünde muhakkak duş alın. Duş esnasında vücudu (Kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kontrol edin.
5- Kene vücuda gömülmez. Ağzı deriye giren kenenin hastalık bulaştıran kısmı olarak bilinen gövdesi dışarıda kalır.
6- Keneyi çıkarmak profesyonellik istemez. Eğer vücutta kene bulundu ise vakit kaybetmeden, uygun bir malzeme (cımbız, eldiven, bez ve naylon poşet gibi) ile keneyi çıkarın ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
7- Vücuda yapışan keneyi öldürmeyin. Üzerine sigara basmak, kolonya dökmek gibi keneye zarar verecek işlemler yapmayın, patlatmayın.
8- Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneleri kesinlikle çıplak el tutmayın.
9- Kenenin ısırdığı kişinin “anında ölmesi” gibi bir durum söz konusu değildir. KKKA içinse en az 12-24 saat arası kritik.
10- Hastalığa yakalanan kişilerin kan ve vücut sıvıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişilerin gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) alması şarttır.