Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında değerlendirmelerde bulunan Dr. Yazıcı, akciğer kanserinin hem dünyada hem Türkiye’de en yaygın kanser türleri arasında yer aldığını ifade ederek hastalığın çoğu zaman sessiz ilerleyip geç fark edildiğini söyledi. Dr. Yazıcı, “En büyük risk tütün kullanımıdır. Akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 85’i sigara ve diğer tütün ürünleriyle bağlantılıdır. Ancak sigara içmeyenlerin de kendini güvende hissetmemesi gerekir; pasif içicilik, hava kirliliği, asbest ve radon gazı gibi etkenler de riski artırır” dedi.
Belirtilerin genellikle masum şikâyetlerle başladığını hatırlatan Yazıcı, “Uzun süredir devam eden öksürük, balgamda kan, nefes darlığı, sırt ve göğüs ağrıları, istemsiz kilo kaybı gibi durumlar önemsenmelidir. Mevsimsel rahatsızlık ya da sigaranın etkisi diye düşünerek ertelemek erken tanı şansını ortadan kaldırabilir” diye konuştu.
ERKEN TANININ ÖNEMİ
Modern tıbbın sunduğu görüntüleme teknikleri sayesinde şüpheli durumlarda çok daha hızlı tanıya gidilebildiğini belirten Dr. Yazıcı, özellikle akciğer grafisinde riskli bulgular bulunan hastalarda tomografiyle erken evrede kansere ulaşılabildiğini aktardı. Yazıcı, “Bu sayede hastalar tedaviye çok daha uygun bir dönemde başlıyor. Erken tanı, hem tedavi başarısını hem de yaşam süresini ciddi ölçüde artırıyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle 55 yaş üstü ve uzun yıllar sigara içmiş kişilere düzenli tarama çağrısında bulunan Yazıcı, polikliniklerde geç başvuru nedeniyle üzüntü yaratan tabloyla sık karşılaştıklarını belirterek, “Bazen yalnızca 5 dakikalık bir kontrol, bir bireyin tüm hayatını değiştirebiliyor. Tütün ürünlerinden uzak durmak, vücuttaki ufak değişiklikleri önemsemek ve kontrolleri aksatmamak hayati öneme sahiptir” dedi.
Dr. Yazıcı, açıklamasını “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nı kendimiz ve sevdiklerimiz için sağlıklı bir başlangıca dönüştürelim. Çünkü erken tanı her zaman hayat kurtarır” sözleriyle tamamladı.





