Eskişehir’in kültürel mirası içinde önemli bir yere sahip olan Met Helvası, yalnızca bir tatlı değil, aynı zamanda bir geleneğin de sembolü olarak biliniyor. Tarihi, XX. yüzyılın başlarında Suriye’den Eskişehir’e göç eden Arap Şaban Usta’ya kadar uzanıyor. Ustanın Sivrihisar’da ilk kez ürettiği bu özel helva, bugün kentin simgelerinden biri haline geldi.

İSMİNİ OYUNDAN ALIYOR

Met Helvası’nın ismi, “met” ya da “çelik-çomak” adıyla bilinen geleneksel bir çocuk oyunundan geliyor. Eskiden bu oyunda kaybeden taraf, uzun kış gecelerinde ceza olarak helva çekmekle yükümlüydü. Bu eğlenceli gelenek, zamanla Eskişehir mutfağının ayrılmaz bir parçasına dönüştü.

ESKİŞEHİR'İN TESCİLLİ LEZZETİ

Eskişehir Ticaret ve Sanayi Odası, bu yöresel tadı koruma altına almak amacıyla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 30 Kasım 2017’de Met Helvası’nı mahreç işareti ile tescil ettirdi. Böylece Eskişehir’in kültürel kimliğini yansıtan bu lezzet, resmi olarak da coğrafi işaretli ürünler arasına girdi.

ALTI AŞAMALI BİR SÜREÇ İÇERİYOR

Met Helvası yapımı sabır ve ustalık isteyen bir süreçtir. Un, şeker, yağ, sitrik asit, su ve monohidratın altı aşamalı üretim sürecinden geçmesiyle hazırlanır. Hamurun kısık ateşte 255 dakika boyunca yoğrulması, şerbetin 140 dereceye kadar kaynatılması ve el emeğiyle çekilmesi, bu tatlının en ayırt edici özellikleridir. Sade ve kakaolu olmak üzere iki çeşidi bulunan Met Helvası, görünüm olarak pişmaniyeyi andırsa da, dokusu ve dağılma biçimiyle ondan ayrılır.

KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILIYOR

Bugün Met Helvası, yalnızca Eskişehirlilerin değil, kenti ziyaret eden turistlerin de ilgisini çekiyor. Özellikle son yıllarda artan turizm hareketleriyle birlikte üretimi de giderek çoğaldı. Bir zamanlar bir oyunun cezası olan bu tatlı, artık Eskişehir’in miraslarından biri olarak kuşaktan kuşağa aktarılıyor.

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi