Eskişehir Sanayi Odası’nın “Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılında Eskişehir’e Değer Katanlar Söyleşileri” kapsamında gerçekleştirilen Eskişehir’in köklü lezzet markalarından birinin temsilcisi olan Balkan Şekerleme ve Helvacısı Alaattin Alp Güneş sanayiye adanan ömrünü anlattı.

Çocuk yaşta ticaret hayatına adım atan, üretimin içinde büyüyen ve yıllar içinde Eskişehir’in helva ve şekerleme geleneğini kurumsal bir yapıya dönüştüren Güneş, hem aile işletmeciliğinin mirasını hem de modern sanayiciliğin gerekliliklerini başarıyla harmanlayan bir isim olarak öne çıkıyor.

Kentin ticari hafızasında önemli bir yeri olan Balkan Helvası’nın gelişim sürecini, üretim geleneğini, sektörde karşılaşılan zorlukları ve Eskişehir sanayisinin değişimini samimi bir dille anlatan Alaattin Alp Güneş, genç sanayicilere yönelik tavsiyelere de bulundu.

Aşağıda, kendisiyle gerçekleştirilen röportajı olduğu gibi paylaşıyoruz

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ben Alaattin Güneş, 1958 Eskişehir doğumluyum. Ticarete 5-6 yaşından beri Eskişehir’de başladım. İlkokulu, liseyi, akademiyi, bizim zamanımızda Eskişehir Ticari Bilimler Akademisi vardı, gerçi bizim bölüm Kütahya’daydı ama biz mecburen akademi mezunu olduk. Hem ticareti hem eğitimi bu şekilde tamamladık. Kütahya’ya pek gitmiyorduk, sınavdan sınava gidiyorduk, derslere ara sıra Eskişehir’de giriyorduk. Yılmaz hocamız ara sıra kamu yönetimine geliyordu. Meşhur Halil Gültekin hocamız vardı iktisat profesörü, Musa hocamız vardı onlarla hep beraber bütün hocalarımızın hepsi onlarla beraber yetiştik.

Günümüze kadar hangi sektörlerde faaliyet gösterdiniz?

Valla ben hep devamlı şekerleme, helva grubundayım. Bakkallık sektöründe de dedemle babam çalışıyorlardı. Ben helvacılık grubunu birleştirdim. 1970’li yıllarda Cici’yle beraberdik. 80’li yıllarda ben Balkan Şekerlemeyle, Balkan Helvayı hepsini birleştirerek bünyemde Balkan Helvayı tamamen geliştirmeye çalıştım.

5 YAŞINDAN BERİ SEKTÖRÜN İÇİNDEYİM

İş hayatına nasıl başladınız? Kaç yaşındaydınız sektöre girdiğinizde?

Hayatımda 5-6 yaşlarından itibaren yani ben devamlı sektörün içindeydim. Öncelikle dükkânlara gidiyorduk ondan sonra ortaokullu yıllarımda üretimle, ortaokulda lisede hem üretiyorduk hem gidiyorduk. Üniversitede zaten hem okuduk zaten devam zorunluluğumuz da olmadığı için hem okuduk hem çalıştık.

Önce Eskişehir’de Taşbaşı’nda dükkânımız vardı. Taşbaşı’ndaki dükkânın arkasında üretimimizi yapıp ön tarafında satıyorduk. Aynı zamanda Köprübaşı’nda eski belediyenin karşısında Çukurçarşı dediğimiz ticaret bölgesinde de yerimiz vardı. Orada da hem satış yapıyorduk hem aşağısında lokum imalatlarımız, şekerleme imalatlarımız yapılıyordu. Sonradan Baksan Küçük Sanayi Sitesinde 1985 yıllarında üretimimizi yaptık, 2004 yılında da Organize Sanayi Bölgesinde fabrikamızı kurduk geliştik. Şu anda da modern tesislerimizde, entegre tesislerimizde bu şekilde üretime devam ediyoruz.

SEKTÖRDE ELEMAN YETİŞMİYOR

İş yaşamınız boyunca ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Zaman zaman oluyor yani, ekonomik durumlardan oluyor. Ne bileyim personelden oluyor. Şimdi mesela ara eleman hiç yetişmiyor, o zamanlar daha çok ara elemanlar vardı. Şu anda yeni nesil çalışmak istemiyor. Hepimizin sorunu ara eleman sorunu oluyor. Yani sektörde eleman yetiştiremiyoruz, sorunlarımız onlar. Ekonomik sorunlar hallediliyor nasıl olsa. Başka rahatsızlık olmasın sağlık olsun, gerisi hallediliyor.

Karşılaştığınız zorlukları nasıl aştınız?

Çalışmak gerekiyor. Çalışmadan olmuyor. Bazen mesela 24 saat çalıştığımız oluyordu, eskiden bayramlarda falan çok hızlı, çok hareketli geçiyordu. Sabahlara kadar çalışırdık, ondan sonra duşumuzu alır bayram namazına gider sabahleyin tekrar devam ederdik. O şekildeydi ama o eski bayramların da tadı kalmadı.

Başarınızdaki en önemli faktör nedir?

Bizim misyonumuz en iyi malı en ucuz fiyata satabilmekti. Onun için de zaten alınırken kazanmak diye bir şey vardı. Alırken en iyi malı almaya çalışıyoruz satarken de uygun satmaya çalışıyoruz. En iyi, en kaliteli mal yapmaya çalışıyoruz. Yani en iyi malı yaptıktan sonra işinizi gelip buluyorlar. Kaliteli mallar, kaliteli helvalar yapıyoruz, kaliteli lokumlar yapıyoruz onun için de geliyorlar bizi buluyorlar, yurt dışından bile buluyorlar, satıyoruz.

ESKİŞEHİR MARKA ŞEHİR OLDU

Eskişehir sanayisi nereden nereye geldi?

Eskişehir sanayisi rahmetli Mümtaz Zeytinoğlu artı Savaş Özaydıncı abilerimizle nereden nereye getirildi. Eti Grubu, Sarar Grubu, Cici San çok önemlidir. Bunlar çok güzel bir yerde yetiştirdiler zaten. Şu anda da bakıyoruz yeni jenerasyon da gayet güzel ileride Eskişehir sanayi bir. İstanbul’dan falan çok göç alıyoruz, İzmir’den, diğer şehirlerden çok göç alıyoruz. Herkes burada yatırım yapmak istiyor. Eskişehir bir marka şehri oldu.

Sanayicilik eskiden mi kolaydı, günümüzde mi kolay? Yoksa hep mi zordu?

Sanayicilik her zaman zor tabi ama çalışmak istiyor, çaba istiyor, özveri istiyor. Bir kere elinizi her zaman taşın altına koyuyorsunuz ama koyacağız memleket için en iyisini yapmaya çalışacağız.

Yoğun iş temposundan sonra nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Aileme genelde zaman ayırmaya çalışıyorum, tatile gidebilirsek gidiyoruz. Tabi şu anda artık daha çok zaman ayırıyoruz. Torunumuz falan oldu, onlarla ilgileniyoruz. Şimdi artık daha kolay oldu. Sağ olsun personelimiz de çok iyi. Bize iyi destek oluyorlar. Şansımıza iyi personelimiz var. İyi yetişen personelimize denk geldi. Bize de çok yardımcı oldular. Hep beraber yani…

İşleri yeni nesle devretmek sizin için zor oldu mu?

Zor olmuyor tabi ki ama devrediyoruz. Devrettik işleri artık bir yerde. Bazen geliyoruz. Onlar da biz lazım olduğumuz zaman istiyorlar. Biz de seve seve yardımcı oluyoruz.

GENÇLERİN ZAMANA UYUM SAĞLAMASI ŞART

Genç sanayicilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Genç sanayicilerin işi biraz daha zor. Zamana ayak uydurmak lazım. Daha çok çalışmaları, daha çok özverili olmaları lazım. Ama teknoloji gayet güzel. Eleman sıkıntısı var. Sermayeleri olduktan sonra ben her şeyi başaracaklarına inanıyorum. Memleketimiz çok güzel bir memleket. Faydalı olacaklarına inanıyorum.

Yapmak isteyip de yapamadığınız bir hayaliniz var mı?

İnsanoğlunun nefsi çok geniş mutlaka çok şey istemişizdir ama şükredeceğiz. Tabi en iyisini de yapmaya çalışacağız. Devamlı ileriye bakacağız. Yani yapabildiklerimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Daha da büyük ihracatlar, daha da büyük fabrikalar yapabilirdik ama bizim sektörde bu kadar oluyor. Katma değeri bu kadar herhalde. Şükredeceğiz yani.

Dünyaya yeniden gelseniz sanayici olmak ister miydiniz?

Kesinlikle, ben üretmeyi seviyordum. Üretmeyi, satmayı, ticaret yapmayı severdim. Şükürler olsun. Doğru sektörde çalıştık.

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi