Eskişehir Net’e konuşan Zafer Partisi Eskişehir Büyükşehir adayı Oğuz Beki, seçim çalışmaları, rakipleri ve hedefleri hakkında konuştu. Beki; “Eskişehir’e Türkiye nezdinde baktığınızda cumhuriyetin küçük bir prototipi gibidir. Bu şehri kazanan cumhuriyeti kurtarır. Cumhuriyet düşmanlarına bu şehri emanet ederseniz, kaybedersiniz. Biz cumhuriyete sahip çıkmak için bu şehre sahip çıkıyoruz…”
“Son seçimde aldığımız oy oranı motivasyonumuzu artırıyor”
Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor? Sahada nasıl karşılık görüyorsunuz?
Eskişehir’deki bütün noktalara temas etmeye çalışıyoruz. Kadınlara, gençlere, öğrencilere, işadamlarına, sivil toplum kuruluşlarına… Sahada gördüğümüz ilgi ve alaka motivasyonumuzu artırıyor. Motivasyonumuzu en çok artıran ise genel seçimlerde partimizin aldığı oy oranıdır. 18 bin 900’ün üzerine çıkacağımızı bilmek bizi ayakta tutuyor. Özellikle gençler tarafında bir karşılığımız var. Bunun yanında kadınlar ve mavi yaka dediğimiz işçiler de gücümüz çok yüksek. Halkın içerisine girdiğimiz de, bizi kendilerinden birini ağırlar gibi ağırlıyorlar. Bu motivasyon her gün yorulmadan, sahada olmamızı sağlıyor. Ekibimle birlikte insanüstü bir mücadele veriyoruz.
“Eskişehir’in bazı mahalleri sığınmacılar işgal etmiş”
Sığınmacılarla ilgili söylemleriniz toplumda bir karşılık görüyor. Eskişehir’de ne kadar sığınmacı olduğuyla ilgili elinizde bilimsel bir veri var mı?
Eskişehir Valiliği rakamlarına göre Eskişehir’de 6 binin üzerinde sığınmacı yaşıyor. Kentimizde 6 bin tane sığınmacı olmasının gerçek olma ihtimali çok düşük. Bu rakamın üstünde olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kayıtsız geliyorlar. Kontrolsüz bir göç süreci var. Devletin kontrol etmediği bir süreçte sayıların bu kadar komik rakamlar olması mümkün değil. Eskişehir’deki bazı mahalleler sığınmacıların işgaline uğramış durumda. Sığınmacıların karıştığı adli olaylarla ilgili tüm ülkede şuanda bir patlama yaşanıyor.
Zafer Partisi’nin sığınmacılar için kullandığı dil, toplumda sığınmacılara karşı olan öfkeyi ya da şiddeti tetikleyebilir mi?
Türk milleti problemlerin şiddetle çözme konusunda en naif toplumlardan bir tanesidir. Bizim insanlarımız ev sahipliğinden gurur duyar, bağrına basar. Bunu da gösterdiler zaten. Şiddete ihtiyaç duymadan, demokratik yöntemlerle sığınmacıları göndermek istediklerinin en büyük ispatı Zafer Partisi çatısı altında toplanıyor olmalarıdır.
“Ruhsat vermeyeceğiz, parklara sokmayacağız”
31 Mart’ta belediye başkanı seçilirseniz, şehirde yaşayan sığınmacılara karşı nasıl politika izleyeceksiniz?
Yasalar gereği ruhsatlarını iptal edemeyeceğiz belki ama ruhsatlarının yenilenmemesi için elimizden geleni yapacağız. Yeni ruhsat başvurusu yapanlara kesinlikle ruhsat vermeyeceğiz. Vatandaşlarımızın vergileriyle oluşturulmuş hizmet alanlarının büyük bir kısmına sığınmacıların girmesine izin vermeyeceğiz. Parklara sığınmacıları sokmayacağız. Eskişehir’de sığınmacılar için iki tane park belirleyeceğiz, eğer sosyalleşmek istiyorlarsa oraya gitme hakları olacak. Bugün bu mesele ile mücadele etmeyenler beş yıl sonra ağlayarak bunun mücadelesini vermek gerektiğinin bayraktarlığını yapacaklar.
“Arkamızdan dönen dolapları bizden daha iyi biliyorlar”
İYİ Parti’nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Melih Aydın’ın adaylığınız ile ilgili ortaya attığı para iddiaları, Zafer Partisi’nin ise İYİ Parti’de yaşanan istifalara işaret ederek Eskişehir’de kendi adaylarına destek istemesi sosyal medyada gerilime neden oldu. Bu gerginliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arkadaşımızın (Melih Aydın) yazdığı metinde haklı olduğu tek cümle, ‘Eskişehirliler kimin ne olduğu ile ilgili gereken cevabı 31 Mart’ta sandıkta verecektir.’ Arkamızdan dönen dolapları bizden daha iyi biliyorlar demek ki.
“Sığınmacı meselesi Eskişehir’de 26’ıncı sırada olamaz”
Melih Aydın’ın 26 projesinde sığınmacılar meselesi var. Sizin de ana gündeminiz sığınmacılar. Sığınmacılar üzerinden aranızda bir rekabet oluştu mu?
Hayat görüşlerimiz birbirine yakın değil. Benim birinci sırada olan sığınmacılarla mücadele projem, Melih’in son dakikada aklına gelip de 26’ıncı sıraya koyduğu bir proje. 26’dan önceki hangi projesi sığınmacılardan daha önemli, bunu çok merak ediyorum. Yıllardır, büyük bir özveriyle şehrimizi başka illerden gelecek göçe karşı korumak için mücadele verilirken, şimdi neden Suriyelilere, Afganlara ya da Iraklılara katlanmak zorundayız. Katlanacak olsaydım kendi ülkemin vatandaşına ‘gelin ben size kucak açıyorum, fabrikamda iş gücüne katılın’ derdim. Kusura bakmasınlar sığınmacı politikası Eskişehir’de 26’ıncı sırada olacak bir şey değil.
“Plakamız 26 olduğu için 26 tane projeye mi ihtiyacımız var”
Ben popülizmden çok rahatsız bir gencim. Türk milliyetçisiyim, Atatürkçüyüm. Eskişehir’in sıkıntılarını plakasıyla kutsal bir korelasyon içerisinde mi? Plakamız 26 olduğu için 26 tane projeye mi ihtiyacımız var. Plakamız 72 olsaydı, 72 tane mi proje yapacaktı. Ya da Adana’da siyasete girseydi ‘tek projem mi var’ mı diyecekti. Bunlar popülizm. Türk halkı artık popülizmden uzak siyaset istiyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne talip sizinle birlikte 5 aday var. Rakiplerinizi nasıl buluyorsunuz? Şansınızı nasıl görüyorsunuz?
Ben bu şehrin sahibi olmak için gelmiyorum, ‘bu şehir benim’ demiyorum. Zaten bu şehir benimdi. Ben bu şehrin sokaklarında büyüdüm. Bu şehrin sorunlarını deneyimleyerek öğrendim. Bu şehre başka bir yerden gelip de ‘bu şehir benim olacak’ demedik. Biz, ‘bu şehre ne katabiliriz’ diyenlerdeniz.
“Büyükerşen’e oy verenlerin hakkına girilmiyor mu?”
CHP’nin adayı Ayşe Ünlüce belediyeciliği ile öne çıkıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu şehirde son 10 yıldır belediye başkanlığını ve belediyeciliği Ayşe Ünlüce mi, yoksa Yılmaz Büyükerşen mi yaptı? Ayşe Ünlüce yaptıysa 10 yıldır oy veren seçmenlerin hakkına girilmiş olmuyor mu? 10 yıldır Yılmaz Hoca’ya oy verenler aslında Ayşe Ünlüce’yi seçmiş olmuyorlar mı? Bugüne kadar, bu şehirde hangi genel sekreter belediyecilik yapıp da, aday olma hakkını elde etti. Bu şehrin tek genel sekreteri Ayşe Hanım mı? Bunu çok doğru bulmuyoruz.
“Ben şehrime, Fizan’da bile olsa hizmeti getirmekle yükümlüyüm”
Yaratılmaya çalışılan “Belediye AK Parti’de olursa, iktidar yatırımları Eskişehir’e daha fazla gelir” algısı için ne düşünüyorsunuz?
Bir insan memleket sevdalısıysa, eğer şehrini seviyorsa kusura bakmasın da böyle bir ikilem içerisine alacağı tek tavır, ne içinde bulunduğu hükümet partisinin gücü ne de belediye içinde bulunduğu siyasi partidir. Ben şehrime, Fizan’da bile olsa hizmeti getirmekle yükümlüyüm. Biz o zaman genel seçim yapıp, sonra yerel seçim neden yapıyoruz. Bu ne ahlakidir, ne de vicdanidir. Yarın Zafer Partisi iktidara geldiğinde, “bütün belediyeler Zafer Partisi’nin mi olsun” diyeceğiz. Her ilde kim hizmet ediyorsa, kim başarılıysa, kim mücadelesini ahlaklı ve doğru bir şekilde halkı için yapıyorsa tabi ki ondan yana olacağız. CHP ile AKP arasında çok fark olmadığı için bence bu kavgayı yapmaları da doğru değil.
“Eskişehirspor’un ne zaman belediyeye ihtiyacı oldu da, şampiyonluğa koştu”
AK Parti’nin Eskişehir Büyükşehir adayı Nebi Hatipoğlu’nun, Eskişehirspor üzerinden yürüttüğü kampanyayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bu mücadeleye girerken “halı sahaya bile gitsen, biz bu forma için seninle her yere gelirizi” düstur edinmedik mi? Bugün bölgesel amatör ligde Polatlı’da maç yaptığı zaman bin kişi gidip oraya maç izlemiyor mu? Bu kulübün stattan büyük taraftarı oluyor. Şimdi ne oldu da Süper Lig’e çıksın diye siyasi kararlarımızı veriyoruz? Eskişehirspor, Eskişehir kadar büyük bir kulüptür. Nereye giderse gitsin biz arkasındayız. Soruyorlar; “belediyenin desteği olacak mı?” Eskişehirspor Süper Lig’teyken, 1’inci Lig’de şampiyonluğa oynarken belediyenin gücü ile mi oynuyordu? Eskişehirspor’u belediyenin gücüne mahkummuş bir kulüp havası veriyorsan, büyük hata yapıyorsundur. Eskişehirspor’un kimseye ihtiyacı yoktur. Eskişehirspor’un, Eskişehirlilerin omuz verdiği zaman ayağa kalkabileceği bir ruhu, tecrübesi ve ahlakı vardır. Eskişehirspor’un ne zaman belediyeye ihtiyacı oldu da, şampiyonluğa koştu. Eskişehirspor’a olan sevgi ve bağlılık siyasi malzeme yapılmamalıdır. Yapıldıkça küçülüyoruz.
“Seçimi bizim yüzümüzden değil, kendi beceriksizlikleri yüzünden kaybederler”
Zafer Partisi’nin adayı Oğuz Beki bu seçimi kazanamazsa kime seçim kaybettirir? Kimden size oy gelir de, o dengeleri bozarsınız?
Eskişehir’de “Ne mutlu Türk’üm” diyen herkesten, bize oy gelir. Son beş ayda yürüttükleri beceriksizliği hiç kimseye mal edemezler. Eğer bugün AK Parti seçimi kaybederse ‘AK Parti yüzünden’ kaybetmiştir. CHP seçimi kaybederse de ‘CHP yüzünden’ kaybetmiştir, bizim yüzümüzden değil. Biz kimse yüzünden seçimi kazanmayacağız ya da kimse yüzünden seçimi kaybetmeyeceğiz. Böyle bir düstur ile geliyoruz. Mücadelemizi vereceğiz, biz olduğumuz için kazanacağız.
Son üç ayda Eskişehir’de yaşanan siyasi gündemi aklınız alabiliyor mu? Bunlar seçimi kazanmaya oynayan siyasi partilerin yapacağı hamleler miydi? Aday çıkaramadılar. Bu kadar kötü bir siyasi sürecin yönetilmesinin sonucu Zafer Partisi’ne bağlanamaz. Onların beceriksizliği.
“Biz adaylıktan çekilmek için gelmedik, kafalarından bunu atsınlar”
Hakkınızda çıkan adaylıktan çekilecek iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını yeniden elde edene kadar devam edeceğiz. Bizim bir takvimimiz yok. Sığınmacıları bu ülkeden göndermek için gerekli yasal yetkileri elde edeceğimiz güne kadar siyasi arenada mücadele edeceğiz. Adaylıktan çekilmemiz üzerine bir siyaset yapacaklarsa ellerini kolaylaştıralım. Kafalarından bunu kesinlikle atsınlar. Zafer Partisi’nin, Türkiye’de hiçbir adayı çekilmeyecektir. Biz çekilmek için gelmedik. Biz siyasetçi değiliz, biz vatansever Türk gençleriyiz. Eskişehir’e Türkiye nezdinde baktığınızda cumhuriyetin küçük bir prototipi gibidir. Bu şehri kazanan Cumhuriyeti kurtarır. Cumhuriyet düşmanlarına bu şehri emanet ederseniz, kaybedersiniz. Biz cumhuriyete sahip çıkmak için bu şehre sahip çıkıyoruz. Bir şehri kurtarırsanız, cumhuriyeti kurtarırsınız.