Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde odun kömürü üretimi, her yıl Nisan ve Eylül ayları arasında aralıksız sürüyor. Özellikle mangal sezonunun en yoğun yaşandığı yaz aylarında büyük talep gören odun kömürü, ilçedeki üreticiler tarafından meşe ağaçları kullanılarak geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor.
Zahmetli bir süreçten geçen odun kömürü üretimi, meşe odunlarının 4 ila 5 farklı işlemden geçirilmesiyle tamamlanıyor. Üreticiler, meşeyi önce kesip istifliyor, ardından özel tekniklerle yaktıkları odunları kömür haline getiriyor. Bu süreçte kömür meşeleri günlerce kontrollü şekilde yanarken, çalışanlar da 24 saat boyunca nöbet tutarak ateşi denetliyor.
"TOZ DUMAN İÇİNDE KALIYORUZ AMA..."
Yılın 5 ayı üretimde olduklarını söyleyen 61 yaşındaki Nevzat Altıntaş, "Odunu dışarıdan getiriyoruz, burada kömür yapıyoruz. 3-4 kuyu var; 2 kuyu dışarıda, 2 kuyuda topraklama yapıyoruz. Onlarla birlikte ayda yaklaşık 35-40 ton kömür üretiliyor. Vatandaş bunun keyfini sürüyor, biz ise zahmetini çekiyoruz. Burada eziyetten başka bir şey yok. Kazanan da zaten tüccar, biz burada bir şey kazanamıyoruz. El emeğimizi 40 liraya veriyoruz ama hiçbir şey kazanamıyoruz. Dışarıdakiler fiyatlarımızı düşürüyor. Bazen aracılar gelip bizden 40 liraya alıyor, 60 liraya satıyor. Sadece pazar günleri Eskişehir'e gidiyoruz, geri kalan zamanlarda buradayız. Erzak için Seyitgazi'ye gidiyoruz. Buradan Eskişehir'e kömür götürdüğümüzde, oradan erzak tedarik ediyoruz. Burada biraz su sıkıntımız var, onun dışında pek sorunumuz yok. Nisanda geliyoruz, eylül ayına kadar burada kalıyoruz. Bir hayli zor oluyor. İş yaparken toz duman içinde kalıyoruz ama buna da alıştık" dedi.
"25 TON ODUN GELİYOR"
Kömürün üretim sürecini anlatan 60 yaşındaki Sakıp Şen ise şunları söyledi:
"Meşe odunu kamyonla, tırla geliyor. Yaklaşık 25 ton odun geliyor. Bunu 4-5 sefer elimizden geçiriyoruz. Ayırıyoruz, diziyoruz, kesiyoruz, samanlıyoruz, topraklıyoruz ve yakıyoruz. 15 gün bekliyoruz, gece gündüz başında duruyoruz. 15 gün sonra soğutuyoruz, sonra yavaş yavaş kuyuları açıyoruz. Kuyuların sistemi, eski sisteme göre daha iyi. 5 veya 6 ton odundan 1 ton kömür elde ediliyor. Yani koyduğun odunun hepsi kömür olmuyor. Hava şartları iyi giderse 5'de 1, kötü giderse 6'da 1 kömür çıkıyor. Adam bulamıyoruz. Adam bulsak beş ayda burada 100 ton kömür çıkarırız ama biz ancak yarısını, yani ortalama 50 ton kömür çıkarabiliyoruz. Millet, piknik alanlarında bunun keyfini sürüyor. Bir de fiyatlar pahalı diyor. Geliyorlar, 50 lira yüksek geliyor. Marketten aldığın kömür belli, 2 kilosu zaten 100 küsur lira, 160 lira. Kömür değil o. Marketten her gün alıyorsun. Bak, biz burada uğraşıyoruz, 24 saat bekliyoruz. Bunun yağmuru var, fırtınası var ama sefasını onlar çekiyor. Onlar yakıyor, sadece 'pıtır pıtır' yelpazeliyor. Yüzde 50'si mangal yakmayı bile bilmiyor. Alıyorlar gidiyorlar, 'Yakıyoruz' diyorlar, habire yakıyorlar. O yakanlar bizim için iyi müşteri. Bilen adam bizim için iyi müşteri değil. O güzel yakıyor, 10 kilo kömürü 2 ayda yakıyor. Öbürü 15 günde yakıyor. O, bizim için çok güzel müşteri. Ben onları gözlerinden öpüyorum."