Anadolu Üniversitesi AKAUM tarafından düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Farkındalık Eğitimi”nde, Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Seymen Çakar, kadına yönelik şiddetin türlerini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin şiddet döngüsündeki etkisini ve şiddeti önleme yöntemlerini paylaştı, her 3 kadından 1’inin yaşamı boyunca fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını vurguladı.
"ŞİDDET ÇOK BOYUTLU BİR SORUNDUR"
Şiddetin yalnızca fiziksel ve cinsel şiddetten ibaret olmadığını, ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddeti de kapsadığını vurguyan Dr. Öğr. Üyesi Çakar, kadına yönelik şiddetin tarihsel olarak eşit olmayan güç ilişkilerinin bir sonucu olduğunu ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddeti açık bir ayrımcılık biçimi olarak tanımladığını, Birleşmiş Milletler Bildirgesi'nin ise kadını ikincil konuma iten toplumsal mekanizmalardan biri olarak nitelendirdiğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Çakar, "Kadına yönelik şiddetin amacı, kadının davranışlarını kontrol altına almak ve onu bağımlı hale getirmektir. Şiddet çok boyutlu bir sorundur; bu nedenle mücadele de çok yönlü olmalıdır. Kadına yönelik şiddet içeren geleneksel uygulamalar da son bulmalıdır" dedi.
Siber şiddete de değinen Dr. Öğr. Üyesi Çakar, teknolojinin kadınları güçlendiren bir araç olabileceğini ancak aynı zamanda şiddetin yeni biçimlerini ortaya çıkarabildiğini belirterek, "Araştırmalar çevrim içi kadın ve kız çocuklarının yüzde 70’ten fazlasının siber şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Üstelik pek çok vaka bildirilmiyor. Siber şiddet, diğer şiddet türleriyle benzer nitelikler taşıyor. Bu tür şiddet ise kadınları kontrol etme, güç ilişkilerini sürdürme ve ataerkil yapıları pekiştirme amacıyla kullanılıyor" ifadelerini kullandı.





