Anadolu Üniversitesi Kadın Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKAUM) tarafından düzenlenen "Geçmişten Günümüze Türk Hukukunda Kadının Medeni Hakları" başlıklı seminer, Merkezler Birimler Binası Dede Korkut Salonunda yapıldı. Seminerde, Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Damla Özden Çelt konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliğe, AKAUM Müdürü Doç. Dr. Zerrin Sungur Taşdemir, AKAUM Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Balkaya Çetin ve birçok öğretim üyesi ile öğrenci katıldı.
"Herkesi emek vermeye davet ediyorum"
Seminerin başlangıcında konuşma yapan AKAUM Merkez Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Balkaya Çetin, şunları belirtti:
"Son yıllarda yaşadığımız olumsuz olaylar bize toplumsal dayanışmanın önemini daha iyi anlama fırsatı verdi. Çocuklar, engelliler, gençler, kadınlar ve yaşlılar olumsuz olaylardan en çok etkilenen ve her koşulda desteklenmesi gereken gruplardır. Desteklendiğinde ve içindeki gücün ortaya çıkmasına engel olunmadığında kadınlar inanılmaz işler başarırlar. Kadınlar için şiddetsiz, güvenli, huzurlu, özgür ve eşitlikçi bir dünya için herkesi emek vermeye davet ediyorum."
"Kadınların medeni hakları, tarih boyunca birçok değişime uğramıştır"
"Geçmişten Günümüze Türk Hukukunda Kadının Medeni Hakları" konusuyla katılımcıları bilgilendiren Dr. Öğr. Üyesi Damla Özden Çelt, Türk hukuk sisteminde kadınların medeni haklarının zaman içindeki evrimini ele aldı. Çelt, konuşmasında Osmanlı İmparatorluğu'ndan Cumhuriyet'e ve günümüz hukuk sistemine kadar yaşanan gelişmeleri, kadın haklarıyla ilgili yapılan yasal düzenlemeler üzerine detaylı bilgiler sundu. Dr. Öğr. Üyesi Çelt, "Kadınların medeni hakları, tarih boyunca birçok değişime uğramıştır. Osmanlı döneminde aile hukuku ağırlıklı düzenlemeler varken, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte kadınlar için eşit yurttaşlık anlayışı benimsenmiştir. Tarihsel dönemin koşullarıyla değerlendirildiğinde 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile kadınların hukuki anlamda erkeklerle eşit haklara kavuşmuş olduğu söylenebilir. Ancak, medeni haklar yalnızca yasal düzenlemelerle değil, toplumsal farkındalıkla da güçlenmektedir. Günümüzde hala bazı alanlarda eşitlik mücadelesi devam etmekte ve bu sürecin bilinçli şekilde sürdürülmesi gerekmektedir." ifadelerine yer verdi.