Eskişehir yolunda yürekler ağza geldi: TIR devrildi
Eskişehir yolunda yürekler ağza geldi: TIR devrildi
İçeriği Görüntüle

Komite temsilcisi Begüm Beste Yiğit, kadın cinayetlerinin münferit olaylar değil, sistematik bir düzenin sonucu olduğu vurgulandı. Yiğit, “Bu düzenin adaleti değil, suç ortaklığı vardır” sözleriyle mevcut yargı yapısını, sessiz kalan siyasi iradeyi ve sermaye düzenini sert sözlerle eleştirdi.

Yaklaşık 1 ay önce Eskişehir'de yaşayan bir kadının vahşice katledildiğini aktaran Yiğit, "Bu sessizlik bir istisna değil; kadın cinayetlerini normalleştiren, görünmezleştiren, hayatlarımızı değersizleştiren düzenin sistemli bir sonucudur. Kadınların yaşam hakkı ellerinden alınırken bu çürümüş düzen gözlerini kapatıyor, kulaklarını tıkıyor, kadınları yalnızlaştırıyor. Biz bu yalnızlığa mahkûm değiliz. Ne Bahar’ın çığlığı ne de ismini bile öğrenemediğimiz kadınların sessizliği bu düzende kaybolup gitmeyecek. Bu düzenin hayattan çekip aldığı tüm kadınların hesabını soracağız ve elbet biz kazanacağız!" dedi.

Ekran Görüntüsü 2025 05 09 213138

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!

Begüm Beste Yiğit açıklamasının devamında şu cümlelere kullandı; "Çünkü bu çürümüş düzen en çok da kadınların üzerine çöküyor. Bu ülkede her gün daha zor bir güne uyanıyoruz. Bitmek bilmeyen sömürü, yoksulluk, eşitsizlik ve şiddetle karşı karşıyayız. Bizi çepeçevre saran bir karanlıkta yaşam mücadelesi veriyoruz. Canımız yanıyor. Artık sesimizi hiç olmadığı kadar yükseltmek zorundayız. Başka çaremiz yok!

Kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor çünkü sömürü derinleşiyor, yoksulluk büyüyor. Bahar’ın öldürülmesi, Pınar’ın vahşice katledilmesi birer bireysel sapkınlık değil, sistemin ta kendisidir. Suçluyu üç beş kişi olarak gösterenlere, hatta çoğu zaman onları da aklayanlara; şiddeti yalnızca fiziksel şiddete sıkıştırıp, canının derdine düşmüş kadınların gerçek failleri görmesini engellemeye çalışanlara pabuç bırakmayacağız.

DÜZENİNİZ BATSIN, KADINLAR YAŞASIN!

Kadınların yaşam hakkı ellerinden alınırken, çocuklar hayattan koparılırken hâlâ verdikleri "yardımları" reklam edenlere,

Çocuk yaşta evliliğe, istismara, kadının toplumsal hayattan koparılmasına yol açan gerici düzene ve toplumu ele geçiren tarikatlara,

Kaç çocuk doğuracağımıza, nasıl doğum yapacağımıza, ne giyeceğimize, saat kaça kadar dışarıda olacağımıza karar verme cüreti gösteren siyasi iktidara,

"Orada ne işi vardı", "Çocuğun rızası vardı", "Eşini suça teşvik etti" bahaneleriyle faillere ceza indirimlerini normalleştiren hukuki düzene,

Eşit işe eşit ücret vermeyen, kadını iş hayatına 1-0 mağlup başlatan, hele ki kadının çocuğu varsa bunu daha fazla sömürme aracı olarak gören, hakkımızı gasp eden, mobbinge maruz bırakan, kanımızı emerek büyüyen patronlara ve holdinglere karşı susmuyoruz, haykırıyoruz.

Kadınlar olarak öfkeliyiz. Ancak zorbalar sevinmesin, asla umutsuz değiliz. Evet, canımız yanıyor ama patronlar sakin olsun; umutlanmasınlar. Onların beklediği gibi diz çökecek, boyun eğecek değiliz.

Kadınları güçsüz ve zayıf gören, “İstediğimizi yaparız, nasıl olsa sesleri çıkmaz” diye düşünenlere sesleniyoruz: Hepinizden hesap soracağız!"

Kaynak: Eskisehir.net Haber Merkezi