Eskişehir’de yaşayan ve Duchenne Musküler Distrofi (DMD) hastalığı nedeniyle yalnızca parmaklarını kullanabilen 25 yaşındaki Alp ve Ege Uyguner kardeşler, yapay zekâ desteğiyle besteledikleri binden fazla müzik eseriyle azmin ve yaratıcılığın sınır tanımadığını ortaya koyuyor.

Kas güçsüzlüğü nedeniyle kol ve bacaklarını hareket ettiremeyen ikiz kardeşler, sınırlı fiziksel hareketlerine rağmen üretkenliklerini kaybetmiyor. Teknolojiyi en verimli şekilde kullanan Alp ve Ege Uyguner, yapay zekâdan aldıkları destekle Funk, Hip-Hop, Jazz ve Rock’n Roll başta olmak üzere pek çok müzik türünü harmanlayarak enstrümantal parçalar üretiyor.

A W455130 02

Bugüne kadar 1000’i aşkın beste yapan ikizlerin en büyük arzusu, müziklerinin bir gün sahnede canlı olarak çalındığını görmek. Hayallerine sıkı sıkıya bağlı kalan kardeşler, başarıya ulaşmanın önünde hiçbir engelin duramayacağını da herkese örnek olacak şekilde gösteriyor.

El sanatları öğretmeni Neşe Uyguner, çocukları olmadan önce ebeveynlere yönelik düzenlediği aile eğitimlerinde özel gereksinimli çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini anlattığını, sonrasında ise kendi çocuklarının da özel olduğunu fark ettiğini dile getirdi. Anne Uyguner, çocukları sayesinde hayatın güzelliklerini daha derin bir şekilde yaşamaya başladığını ve özel çocuk sahibi ailelere verdiği eğitimlerde artık kendi deneyimlerinden sıkça bahsettiğini ifade etti.

Aw455130 01 (1)

"Eskişehir'deki senfoni orkestrası konserlerine gidiyoruz"

İkiz kardeşlerden Alp Uyguner, bir müzik parçasının oluşum sürecinden ve üretim aşamalarında dikkat ettikleri ayrıntılardan kapsamlı şekilde söz etti. Müziğin yaşamlarında çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Uyguner, en büyük hayallerinden birinin ise besteledikleri eserlerden birini Opera Sanatçısı Murat Karahan’ın seslendirmesi olduğunu belirtti. Müzik yapım süreçleri hakkında Alp Uyguner, şu açıklamalarda bulundu:

"Genellikle yapay zekâ yardımıyla müzik üretiyorum. Yapay zekâ araçlarını kullanarak deneme yanılma yoluyla öğrendik. Şu ana kadar bin parça ürettik. Funk, Hip-Hop, Jazz ve Rock'n Roll türlerinde parçalarım var, kardeşimle birlikte de pek çok parça yapıyoruz. Bir parçanın ortaya çıkması için çok deneme gerekiyor; bazen haftalar, hatta aylar sürebiliyor. Küçükken piyanonun hiç yüzüne bakmıyordum, konserlere gitmeye başlayınca ona olan ilgim de arttı. Şimdi ailece Eskişehir'deki senfoni orkestrası konserlerine gidiyoruz. Ürettiğimiz bir parçanın uyarlanıp aranje edilerek canlı çalınması en büyük hayalimiz."

"Üretmek için belli fiziksel yeterlilikler gerekiyordu"

Alp kardeşi gibi, farklı müzik türlerinde birçok eser ortaya koyduğunu belirten Ege Uyguner, müzikle ilgilenmenin kendisi için büyük bir tutku ve motivasyon kaynağı olduğunu ifade etti. Ege Uyguner, “Fiziksel engelimiz olsa da biz de birer insanız; zihinsel bir engelimiz bulunmuyor. İnsanların bizi, fiziksel durumumuzla değil, yaptıklarımız ve başardıklarımız üzerinden değerlendirmesi gerekir” diye konuştu.

Eskişehir Baksan Mesleki Eğitim Merkezi'nde öğretmenlik yapan Neşe Uyguner, ailelere evlilik öncesi eğitim verirken aynı zamanda bir engelli birey annesi olarak hayattaki tecrübelerini de aktarıyor. Oğulları Alp ve Ege'nin müziğe olan ilgisinden bahseden Neşe Uyguner, üretim süreçlerini ve hayatlarını, "Alp ve Ege şu anda sadece parmaklarını kullanabiliyor. Günlük yaşantıları genelde bilgisayar başında, ekran karşısında geçiyor. Müzik yapıyorlar, oyun oynuyorlar, bazen ilgi alanlarına giren konularda araştırma yapıp kendi sayfalarını hazırlıyorlar. Müziğe karşı çok ilgili oldular; dinlemekten ziyade artık üretmek istiyorlardı. Maalesef üretmek için belli fiziksel yeterlilikler gerekiyordu ama yapay zekâ onlara bu imkânı sundu. Sanki canlı çalıyorlarmış gibi hissediyorlar. Ürettikleri müziklerin sahnede canlı çalındığını görmeyi çok istiyorlar. Senfonik orkestraların da desteğiyle umarım bir gün bu hayallerini gerçekleştirebiliriz" diye açıkladı.

A W455130 06

"Biz mutluyuz, elimizdekilerin farkındayız"

Engelli birey yakını olarak karşılaştıkları birçok zorluğu mutluluğa dönüştürmeye çalışan anne Uyguner, hayallerin ve arzuların önünde hiçbir engelin duramayacağını bir kez daha vurguladı. Öğretmen kimliğiyle de oğullarından çok şey öğrendiğini belirten Uyguner, yaşam yolculuklarını şu sözlerle anlattı:

"Pozitif olarak neyi gerçekleştirebiliriz, nasıl mutlu olabiliriz ve hayat nasıl daha iyi olur, buna bakıp elimizdekilerle mutlu olmalıyız. Öbür türlü düşünürsek hayat zor. Biz mutluyuz, elimizdekilerin farkındayız ve onlarla gerçekten huzurlu, güzel bir yaşam sürdürmeye gayret ediyoruz. Öğretmen olmama rağmen çocuklarım bana çok şey öğretti. Onlar olmadan önceki hayatımla sonraki hayatım arasında büyük bir fark var. Onların güzelliklerini görmek, onlarla beraber yaşamayı öğrenmek çok anlamlı. Bence hayat bir deneyim, bir yolculuk. Bu yolda ne kadar zorlukla karşılaşırsanız, o kadar çok olgunlaşıyorsunuz ve olgunlaşmaya devam ediyorsunuz."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı