Eskişehirli lületaşı ustası Behçet Han Aktaş, çocuk yaşta adım attığı atölyede mesleğinde 41. yılını geride bıraktı. Ailesinden miras kalan bu zanaatı yaşatmaya devam eden Aktaş, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına da layık görüldü.
Lületaşıyla tanışma hikayesini anlatan Aktaş, “Dedemin dedesinden kalma bir meslek, çocukluğum atölyelerde geçti. Çocukken adım attığım bu atölyeyle halen daha bağım kopmadı.” dedi. Yalnızca Eskişehir’de çıkarılan lületaşının, magnezyum içerikli yapısı sayesinde kolay işlenebilir olduğunu belirten sanatçı, taşın havayla temas ettiğinde kuruyup, suyla temas ettiğinde tekrar yumuşamasının eşsiz bir özellik olduğunu ifade etti.
“Son 20 yıldır lületaşına olan ilgi arttı”
Son yıllarda lületaşına olan ilginin giderek arttığını söyleyen Aktaş, özellikle Odunpazarı bölgesindeki hediyelik eşya dükkanları, sanat çarşıları ve açılan kursların bu ilgiyi desteklediğini belirtti. Gençlerin bu sanata gösterdiği ilgiden memnun olduğunu dile getiren Aktaş, “Çırak yetiştirmiyoruz ama kursiyerlerimiz var. Üniversite öğrencilerine, cezaevindeki mahkumlara yönelik kurslar da düzenledik. Taşa dokunan herkes bir değişim hissediyor.” ifadelerini kullandı.
Kendisine gelen taleplerin büyük kısmının kişiye özel üretimler olduğunu söyleyen Aktaş, isim yazılan tespihlerden portre çalışmalarına kadar birçok farklı alanda ürünler tasarladıklarını ifade ederek “Ben daha çok figür çalışıyorum. Nasreddin Hoca ve Yunus Emre en çok yaptıklarım arasında.” diye konuştu.
Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanının kendisi için ayrı bir değer taşıdığını vurgulayan Aktaş, “Bu unvan bizim için bir onur. Eskişehir’de bu unvana sahip birkaç kişiden biriyim. Çok gurur verici bir şey.” dedi.